bs"d
Medeniyetler savaşı diye bir kavramla aklımızı karıştırdılar. Radikal İslâm ile diğer tüm toplumların savaşı iki medeniyet arasında bir savaş değil. Bir tarafta medeniyet diğer tarafta barbarlar.
Onun için içinde olduğumuz 3üncü Dünya Savaş'ını böyle adlandırmak yanlış.
Ne şekilde adlandırırsak adlandıralım barbarlara karşı insanlığı koruması gereken liderler liberal ideolojiye yakalanmış bir grup. Bu liberal liderliğin bu savaşa "DEVEKUŞU DOKTRİNİ" ile yaklaştığını görmek rasyonel düşünceyi seçmiş herkesi kahr ediyor.
"DEVEKUŞU DOKTRİNİ"ni bir çoğumuz tanırız. Devekuşu tehlikeyi hissettiği anda kafasını kuma gömer ve kendi görmediği sürece güvende olduğuna inanır. Liberal Batı liderliği de aynen bu doktrine göre davranmakta.
Bu savunma sistemine göre örneğin dün Paris'te olan saldırıyı yapanlar ile İslam'ı bağdaştırmanın "İslamofobi" olduğu ve ırkçılık kapsamına girdiği tezi boğazınızdan zorla size yutturulur.
Mesela Obama, Merkel, Cameron, Howard Dean gibi liberalizm rahipleri ısrarla bunu savunurlar. "Bu saldırıyı yapanlar Müslüman olamaz!", "Bu vahşilerin İslam'la alakaları yok!" gibi klişeler sallarlar. Adamlar "All-ah U Akber" diye naralar atıyorlar, "biz bunu Peygamber Muhammed'in öcünü almak için yapıyoruz" diyorlar ama bizim liboş rahipler "Yok bunlarla İslam'ın alakası yok" demeye devam ediyorlar.
Hastalığın adını koymazsan tedavisini nasıl yapacaksın?
Beyin kanserine karşı insülin kullanarak mi?
Evet aynen öyle yapıyorlar ve yaptırıyorlar zaten. Bu liderlerde umut bulan cengâverler de aynen Boko Haram'ın kaçırdığı kızları kurtardıkları gibi ellerine pankart alıp poz vererek bu işin de üstesinden geleceklerine inanıyorlar.
Bu Devekuşu doktrini sadece uluslararası düzeyde değil yerel düzeyde de ABD'de phsyco-sosyalist liderlerin önderliğinde tam hız yol alıyor. Örneğin yerel polisleri ve halkı silâhsızlandırmak gibi. Avrupa bu konuda çok başarılı oldu. Phsyco-liberalizm, phsyco-sosyalizm kendi ruhsal döngesinin über-egosu yüzünden tüm insanlığı bir uçurumun eşiğinden aşağı atmak için sadece kafasını kuma gömmekle kalmıyor, dışardan kalan ayakları ile hepimizi "günah keçisi" olarak tekmeliyor. Tabii en baş günah keçisinin de kim olduğunu biliyoruz.
Alim All-ah bir Yahudi Eretz İsrael'de evine bir oda eklemeye kalksın.
Kendimizi bu Devekuşu doktrinine adamış liderlerden ve onlara alet olan müritlerin etkilerinden kurtarmaz isek kendi bacağımızdan asılan devekuşları olmaktan başka bir şey olamayacağız.
Tabi o zamana kadar halen kellemiz omuzlarımıza bağlı ise.