shomer shabat

Pazartesi, Şubat 19, 2018

"N" VE "M" ARASINDA PEK FARK YOK

bs"d

Liberal solun fikirlerini yayınlayan SALON websitesinin attığı başlık:
Netanyahu'ya işaret ederek: "Ortadoğu'nun en tehlikeli adamının sonu geldi mi?"


Linki: YSVZ

Hizbullah, Hamas ve onların destekleyicileri değil, Netanyahu "Ortadoğu'nun en tehlikeli adamı".
İşte normal ve hatta yüksek IQ taşıyan beyinleri muşmulaya döndüren 'liberal-progresive" ideolojinin başarısı.

Salon ile Şalom arasında şaşırmayın. Biri N ile öbürü M ile bitiyor ama (web-adresleri) aynı ideolojiye yakalanmışlar sonuçta.
Sadece Salon açıkça yazıyor, diğeri ima ile işi görmeye çalışıyor.

Kapatılsın.

Pazar, Şubat 18, 2018

UNIVERSITIES TODAY AND THEN

bs"d




This is a quote from Haim Sabato's book "Adjusting Sight", which is a memoir of his days during and after the "Yom Kippur War". 
We were facing almost a second Holocaust on those days.
And compare this with the liberal American Universities of today that had to cancel or postpone exams because the cry babies were too shocked with Trump being elected as their president.
Go win your wars with those no-value chickens.

Perşembe, Şubat 08, 2018

KURTULUŞ BİR GERÇEK OLUYOR -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.

*****************************************************************************************************

Bu haftaki Peraşamız Mişpatim (Kanunlar), "Ve bunlar onların önlerine koyacağın kanunlardır" diye başlıyor.

Peraşa'nın "Ve" kelimesi ile başlaması biraz garip. "Ve" dediğimiz zaman bundan sonra söyleyeceklerimiz bir evvel söylenenler ile bağıntılı demektir. Bu "ve" ne ile ilgili?

Raşi bize buradaki "ve" kelimesinin bir evvel okuduğumuz Yitro Peraşasındaki 10 Emir ve ardından gelen kanunlara -"ilklere - ek" demekte. Nasıl ki ilkler Sinay'dandılar, bunlar da Sinay'dan.

Bir evvel okuduğumuz Yitro Peraşası Tapınak'ta olacak olan mihrap ile ilgili kanunların bildirilmesi ile son bulmuştu. Raşi "neden Kanunlar Peraşası mihrap Peraşası'nın hemen ardından gelmekte?" diye soruyor. "Bize Sanhedrin'in (Yahudi yüksek mahkemesi) Tapınak'ın hemen yanında olması gerektiğini öğretmek için" diye de cevaplıyor. (Tapınak mihrap ile sembolize edilmekte çünkü Tapınak'taki ibadet genelde mihrap etrafında vuku bulmaktaydı.)

Buradaki kanunların Sanhedrin'i (Yahudi mahkemelerini) ima ettiğini öğrendiğimize göre şimdi de neden "onların önlerine koyacaksın" dendiğini de anlayacağız. Raşi'nin de dediği gibi aramızdaki anlaşmazlıkları diğer milletlerin mahkemelerine değil Yahudi mahkemelerine getirmemiz gerektiği konusu. Hatta bu yabancı mahkemeler Yahudi mahkemelerinin kullandıkları kriterlere göre de yargılıyorlarsa bile. 

Eğer Yahudi mahkemeleri gibi yargı süreci varsa neden onlara getirilmesin?

Raşi'nin üstüne basmak istediği nokta Sinay'dan verilen kanunlar dendiği zaman Ha"Şem tarafından verilen kanunlar anlamında. Bize mantıklı geldikleri halde, ve Yahudi olmayanların da bu mantık çerçevesinde bu kanunları tanımaları halde dahi, bizler bu kanunları bize mantıklı geldikleri için değil, Ha"Şem tarafından verilmiş olduklarından dolayı yerine getirmemiz gerekmekte. 

Bunu bir adım daha ileri alalım. Bu kanunların bize ve tüm milletlere mantıklı gelmelerinin nedeni bu kanunların Ha"Şem'in hikmeti olan Tora'da olmaları. Çünkü Tora Ha"Şem'in kainatı yaratmak için kullandığı taslaktır ve tabii o zaman mantıklı olacaklardı, bu taslak Ha"Şem'in kainat için gerekli gördüğü sistemi içermekte. 

Raşi neden "İlklere ek olarak" demekte? Çünkü bu kanunlar ile Sinay'da ilk verilenlere eklenen bir şey vardı ve şimdi onları (ilkleri) anlayabiliyoruz. Bu da bize Midraş'ın söylediği "yukarı ile aşağısı arasındaki ayırım kaldırılmıştı" fikri ile bağdaşmakta. Şimdi Ha"Şem'in hikmetini anlayabiliriz. Yani artık (bu kanunlardan sonra) Ha"Şem'in hikmeti hepimizin ve tüm ulusların şuurunu kapsayacaktı. Bu yüzden onların da kanunları bazı durumlarda Tora mütabaktırlar. 

Gerçekte onlar da Ha"Şem'in Nuh'un çocukları için vermiş olduğu 7 kanunu (Şeva mitzvot Bney Noah)  mantığımıza uymalarına rağmen, Ha"Şem'in isteği, hikmeti olduğu için takip etmeliler. Bu şekilde yaklaştıkları zaman "Milletlerin ermiş dürüstleri" (Tzadikey Umot Ha'Olam) sıfatına layık oluyorlar. Çünkü onlar da Ha"Şem'e inanmak, put perestlikten - bazen putlari kendileri - uzaklaşmak ile yükümlüler.

Bu tam olarak Maşiah geldiğinde yerine gelecek. Ramba"m'ın dediği gibi "Ha"Şem'i tanımaktan başka bir şey kalmayacak"... Aynen "Dünya Ha"Şem'i bilmek - tanımak ile kaplanacak".(Yeşayahu 11:9) Bu tüm milletler için de geçerli. Tüm insanlık Ha"Şem'in bilgisini aynen Sinay'da Tora'nın verildiği zamanda ulaşılan mertebe gibi Tora'nın sırlarını kavrayabilecek duruma gelecekler. 

Maşiah'ın ortaya çıkacağı günler yaklaşırken tüm dünya milletlerinde Tora ile daha dengeli bazı değişikleri izlemekteyiz. Eski şekil olan "kuvvet bende, zayıf olanı feth edelim" yerine milletler ezilen, zayıf olan milletlerin yanına gelmekte, dikta rejimlerine karşı birleşmekte, paralarını ve insan güçlerini insanı hümaniter yardımlara yöneltmekteler. Bu o kadar gelişmekte ki, yeni nesiller eski şekli tanımamaktalar. Bugün askeri gücün büyük bir bölümü dünya çapında insanlara yardım amacı ile kullanılmakta. Bu da Yeşayahu'nun Maşiah günleri için söylediği kehanetleri ile uyuşmakta. Bu da Maşiah'ın ortaya çıkmasının gittikçe yaklaştığına bir işaret. 

Maşiah zamanları Mıspatim Peraşasında ve etrafındaki diğer Peraşalar'da da ima edilmekte. 

Peraşa'da Ha"Şem "Seni belirlemiş olduğum yerin karşısına getireceğim" demekte. Raşi bunu "Benim mekanım tam onun karşısında belirlenmiş" şeklinde açıklıyor. Bu cümle, ilahi - göksel - Tapınağın yeryüzündeki Tapınak ile tam olarak karşılıklı olduklarını ima eden cümlelerden biri. Bu göksel Tapınak ta Maşiah geldiğinde gökyüzünden yeryüzüne inecek olan üçüncü Tapınak. 

Mişpatim Peraşası, Yitro Peraşasındaki mihrap kanunlarını takip etmekte. Yukarda da denildiği gibi: "Neden Kanunlar Peraşası mihrap Peraşası'nın hemen ardından gelmekte?" diye soruyor. "Bize Sanhedrin'in (Yahudi yüksek mahkemesi) Tapınak'ın hemen yanında olması gerektiğini öğretmek için." Mişpatim Peraşası Teruma Peraşasından evvel gelmekte. Bu Peraşa'da bir Tapınak inşa edilmesini emir eden "Bana bir Mabet yapacaksın" denmekte. Bu iki kanun da Masiah'ın gelmesi ile en mükemmel şekillerine ulaşacaklar. Sanhedrin Tora bilgisinin en yüksek derecesinde olacak ve ilelebet var olacak olan Üçüncü Tapınağın yanında olacak. 

Bu ikisinin arasında Ha"Şem'in insanlar tarafından tanınıp anlanmasını işleyen Mişpatim Peraşası bulunmakta. Tüm insanlığın bilincinde "kurtuluş - geula" tamamı ile bir gerçek haline gelecek. Ve bu kurtuluş - geula yaklaştıkça gittikçe daha da açık bir şekilde belirmekte.

Hepimizin bu işaretlerin netleşmesini açıkça idrak etmemiz ve kurtuluşun - geulanın Maşiah'ın bir gerçek olarak anlaşılması dileklerim ile.

Vakti geldi...

Şabat Şalom







Çarşamba, Şubat 07, 2018

O'NSUZ OLMAZ - YAHUDİ'NİN TEK BAĞI

bs"d



Holokost sonrası bir grup kurtulan toplanırlar ve Tan-rı'yı Holokost ile ilgili olarak yargılamaya karar verirler. Bet Din (Mahkeme) kurulur ve bir tarafta savcılar diğer tarafta avukatlar. 
Sabahtan akşam üstüne kadar devam eden mahkeme sonucu oy birliği ile karar çıkar: "SUÇLU" 
Bir buçuk milyonu çocuk olmak üzere 6 milyon kurban verilen, canlı çıkabilenlerin sadece kendilerini değil kendi çocuklarını hatta torunlarını dahi etkileyecek kadar inanılmaz bir travma. Tanrı bundan "suçlu" olarak bulunur.

Mahkeme sonrası herkes ne yapacağız der gibi birbirine bakarken bir tanesi saatine bakar ve: "Minha!".

Topluca "Aşrey yoşvey beteha..."

Cuma, Şubat 02, 2018

YUKARIDA VE AŞAĞIDA BİRLİKTE -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.

*****************************************************************************************************

Yitro Peraşası'nda "(Vaydaber) Konuştu Ha"Şem bütün bu sözleri söyleyerek (lemor)" diye başlayan On Emir'i okuyoruz. Genelde söylemek anlamında "lemor" kullanıldığında bu sözlerin gelecek Yahudi nesillere de tekrar edilmesi ima edilmektedir. Ama On Emir'in verildiğinde tüm Yahudi ruhları, hatta gelecek nesillerin ruhları da orada bulunmaktaydılar. Öyleyse "lemor" deyiminin buradaki anlamı ne olabilir?

Mezriç Maggid'i "Vaydaber" (konuştu) kelimesini "lemor" kelimesi içine yerleştirmemiz gerektiğini söylüyor. On Emir'i (Aseret Dibrot -vaydaber kelimesi ile bağımlı) Ha"Şem'in kainatı yaratmakta kullandığı On Söylem'in (Asara Maamarot - lemor kelimesi ile bağımlı)içine yerleştirmek anlamında.

Dünya'nın ve Tora'nın iki ayrı alan olduğu şeklinde yanlış bir düşünceye kapılmamalıyız. Hiç bir zaman "Yahudlik ile ilgili şeyler yaptığım zaman, mesela dua ederken, Tora öğrenirke, mitzvaları uygularken Tora'nın dikte ettiği şekilde yapacağım ama dünyevi şeylerde mesela iş dünyasında, yemek yerken, içerken vs dünyanın dikte ettiği şekilde davranacağım" dememek lazım. Ha"Şem Tora'nın dikte ettiklerini dünyevi hayatımıza da getirmemiz ve o şekilde yaşamamız gerektiğini söylüyor. İş hayatımızda, yemek yerken veya içerken vs. Hatta konuştuğumuz zaman bile Tora'nın bizim yaşam şeklimiz, yolumuz olduğu anlaşılmalı.

Midraş bize Sinay dağında Tora verildiğinde daha evvelden geçerli olan "yukarda olanlar aşağıya, aşağıda olanlar da yukarıya gidemezler" prensibinin iptal edildiğini söylüyor. Atalarımız Tora verilmeden evvel de Tora öğreniyorlar ve mitzvaları uyguluyorlardı ancak bu mitzvalar fiziksel dünyayı etkilemiyorlardı. Yukarı ve aşağısı karışmıyordu, fizikselliğe kutsallık katılamıyordu. 

Bütün bunlar Tora'nın verilmesi ile değişti. Artık fizekselliğe kutsiyeti aşılayabiliyoruz, dünyevi ve kutsal tek olabiliyor.

Bu On Emir'in kendilerinden de açıkça belli oluyor zaten. Ha"Şem bize verdiği 613 mitzadan özellikle bu 10 mitzvayı kişisel olarak vermeyi seçti. Bu 10 emirin hepsinin kutsallık ile ilgili olması gerektiğini düşünebiliriz. Mesela "Ben sizin Tanrınızım veya Benden başka tanrıların olmayacak" gibi emirlerin yanında "katletmiyeceksin", "çalmayacaksın" gibi temel fiziksel yasakları da bu 10 emir içinde görüyoruz. Bunların yasak olması gerektiğini Ha"Şem bize söylemeseydi de anlayacaktık zaten. 

Ha"Şem'in "Tanrı'nın tekliği" ile "öldürmeyeceksin, çalmayacaksın"ı birlikte koymasından bizden de fiziksellik ile ruhaniliği birleştirmemizi istediğini anlıyoruz. Bu iki yönde de olmalı. Yukardaki aşağıya, aşağıdaki de yukardakine ulaşmalı. 

Öldürmenin ve çalmanın yanlış olduğunu hepimiz anlıyoruz ancak bu hareketlerden sadece bizim akıl ve mantığımıza uyduğu için kaçınmamız değil, Ha"Şem'in "Ben senin Tanrınım" sözlerini bu emirlerin içine de eklemiş olduğundan tutmamız, yani bunların Ha"Şem'in isteği olduklarından dolayı tutmamız doğru olan. Baş nedenimiz bu olmalı. Aynı şekilde de Tora'nın tüm mitzvalarını da aynı prensiple tutmalıyız. Ha"Şem'in isteği olduklarından dolayı. Bu şekilde yukarda olanı aşağıya çekmiş oluyoruz. 

Bunun yanında öldürmenin ve çalmanın yanlış olduğunu anlamak için bu emirlere ihtiyacı olanlar için de Ha"Şem bunu şimşek ve gök gürültüleri ile verdi. Başka şekilde anlamayacaklardı. Onlar da bu şekilde Ha"Şem'in yüceliğine ve Tekliğine odaklanmalılar. Bu da aşağıdakinin yukarıya çekilmesidir. 

Yukardaki ve aşağıdakini, fiziksellik ile ruhaniliği nasıl birleştirebiliriz? Mitzvalar yolu ile. Sinay'da aldığımız 613 mitzva Ha"Şem'in özünden gelmekteler, "Anohi" -"Ben" kelimesinin On Emir'in ilk sözü olduğu şeklinde. "Anohi" kelimesi Ha"Şem'in özünü ifade etmekte, tüm var oluşun, yaratılışın, tüm fiziksel ve ruhani var oluşun üstünde olan Ha"Şem'in özü. Bu Ha"Şem'in ne ismi ne de ifade yolu olan noktası. Var oluşun üstünde olduğu için de içinde tüm zıtlıkları da, yukarı ve aşağıyı, ruhani ile fizikselliği barındırabilir ve birleştirebilir. 

Bu yüzden de bizim mitzvalarımız bunu yapabiliyorlar, atalarımızın mitzvaları ise yapamıyorlardı. ön Emir'in verilmesi ile bizim mitzvalarımızın içine zıtlıkları birleştirebilen "Anohi"'nin, Ha"Şem'in özü, kuvveti enjekte edildi. 

Ha"Şem'in bunu yapmasının nedeni bizim asıl görevimizin bu dünyayı Ha"Şem'in meskeni haline getirmek olması. Fiziksel dünyaya kutsallığı aşılayarak dünyayı Ha"Şem'in mesken edinmesine hazırlamaktayız. 

Bu da On Emir'in ilk üç kelimesinde ima edilmekte: "Anohi - 4 harfli isim  (Şem Havaya)  Elokeha."

"Elokeha" ismi (Elokim - Elokeynu) şeklinde çoğul olarak kullanılabilen tek isimdir ve ayrıca iyelik (sahiplik) olarak ima edilebilen tek isimdir. Elokenu -- Tanrı'mız, Elokeha -- Tanrın vs. gibi. Bu da Ha"Şem'in bu dünyaya yaklaşımı ifade etmekte. Doğa'daki herşeyi belli bir şekilde var olabilmesini sağlayacak Tanrısallık ile aşılamış olması (Elokim -Doğa'yı ifade eder aynı zamanda). Bu isim aynı zamanda insanların bir şekilde bir anlam ile yaklaşabilecekleri, ilgi kurabilecekleri ismidir, bu yüzden de iyelik ekini almaya el verişlidir. (Doğa ile kendini ifade etmesi bize anlama olanağını veriyor.) Fiziksel dünyayı dolduran isim budur.Yani aşağıda bulunmakta.

4 harfli isim (Şem Havaya) ise kainatı sarar, tüm fiziksel limitlerin dışındadır. Havaya "haya - ove -yihye" (geçmiş - şimdi - gelecek) kelimelerinin tek kelime içine toplanmış şeklidir. Mekan ve zaman dışındadır. Yukarıdadır.

"Anohi" daha evvel açıkladığımız gibi her şeyin üstünde Ha"Şem'in özüdür. Tüm varoluşun, fiziksel veya ruhani, ötesindedir. Havaya'yı ve Elokeha"yı yani iki zıttı, yukarıyı ve aşağıyı birleştirebilir. 

Mitzvalarımız yolu ile bu ikisini birleştirmekte başarılı olmamız nasip olsun ve bu dünyayı Ha"Şem'e mesken edelim. Bu Maşiah'ı getirecek.

Yakında.

Şabat Şalom.






Related Posts with Thumbnails