shomer shabat

Perşembe, Nisan 19, 2018

SÜRGÜN VE BEDELİ

bs”d



Şu iki günü bu resim anlatıyor.

İsrael’de Yom Ha”Zikaron’dan Yom Ha”Atzmaut’a geçiş çok keskindir ama bir devamlılığın, ödenmiş ve halen ödenmekte olan bir gerçeğin de ta kendisidir bu geçiş.
Bir kaç saat evvel orada bu geçiş kutlamalar ile başladı. 
Bizler ki halen bu lanetli sürgündeyiz bu geçişi ne kadar istesek de tamamı ile hissedemeyiz.
Bu iki gün bana bu geçişi değil ama bu lanetli sürgünü en çok hissettiren iki gün.  
Ama yine de son 2000 senenin en şanslı nesliyiz. Topraklarımıza geri dönüşe, yeşerip kalkınmasına, dünyanın en ileri memleketlerinden biri haline gelmesine şahit oluyoruz. Geçmiş nesillerin rüyalarında bile zor görebildikleri günler.
Tüm insanlık ta bu milletin seçildiği ve insanlığa vermeye yükümlü olduğu hizmeti en yüksek seviyesinde bu topraklarda ve Yaratan’ın varlığı ve bereketinin dünyamıza ulaşacağı kapı Bet Ha’Mikdaş’ın tekrar inşaası ile gerçekleşeceğini anlayacaktır yakında.
İşte o günler asıl özlem.
Ama ilk adım, ilk yeşerme gözlerimizin önünde.

Bedenim batının en dibinde ama kalbim ve ruhum doğuda.

עם ישראל, בארץ ישראל, על פי תורת ישראל!🇮🇱❤️

Çarşamba, Nisan 18, 2018

GÜNÜN ÖZETİ

bs"d



Bu fotograf ---GÜNÜN ÖZETİ
Bunun dışındaki her şey, 
terörsitlerin aileleri ile birlikte anma törenleri düzenleyenler, 
bu törenleri günün en önemli haberi gibi veren sözde aydınlar 
ve sirenler çaldığında saygi duymayan, insanlıklarından hiç bir eser kalmamış aşırı uçtaki Haredi kılığına girmiş EREV RAVlar,
hepsi boş ve beş para etmez kılıksızlar, bir dağılın artık.

Perşembe, Nisan 12, 2018

YÜZÜNDEN DEĞİL, RAĞMEN

bs"d



Birkaç saat sonra "Yom Ha''Şoa" (Soykırımı anma günü) sona erecek.
Haftaya "Yom Ha'Atzmaut" (Israel'in özgürlük bayramı).

Bu iki konu hakkında bazı bilgisizlerin yaptıkları cahilce bir yorumun yanlışlığını ve banallığını tekrar hatırlatmakta yarar var.
Israel Devleti'nin Şoa yüzünden kurulduğunu iddia ederler.
HAYIR! YANLIŞ ve YALAN.
Size bu yalanı söylemelerine izin vermeyin.

Doğrusu:
İsrael Devleti Şoa yüzünden değil, Şoa'ya rağmen kuruldu.
Şoa olmasaydı daha evvel hayata gelebilecekti, veya Israel olsaydı Şoa olmayacaktı.

Bunu aklınızdan çıkartmayın, bu iki yaklaşım arasındaki fark Yahudiliğinizin anlamına işaret ediyor.

מדינת ישראל הוקמה לא בגלל השואה אלא למרות השואה

Pazartesi, Şubat 19, 2018

"N" VE "M" ARASINDA PEK FARK YOK

bs"d

Liberal solun fikirlerini yayınlayan SALON websitesinin attığı başlık:
Netanyahu'ya işaret ederek: "Ortadoğu'nun en tehlikeli adamının sonu geldi mi?"


Linki: YSVZ

Hizbullah, Hamas ve onların destekleyicileri değil, Netanyahu "Ortadoğu'nun en tehlikeli adamı".
İşte normal ve hatta yüksek IQ taşıyan beyinleri muşmulaya döndüren 'liberal-progresive" ideolojinin başarısı.

Salon ile Şalom arasında şaşırmayın. Biri N ile öbürü M ile bitiyor ama (web-adresleri) aynı ideolojiye yakalanmışlar sonuçta.
Sadece Salon açıkça yazıyor, diğeri ima ile işi görmeye çalışıyor.

Kapatılsın.

Pazar, Şubat 18, 2018

UNIVERSITIES TODAY AND THEN

bs"d




This is a quote from Haim Sabato's book "Adjusting Sight", which is a memoir of his days during and after the "Yom Kippur War". 
We were facing almost a second Holocaust on those days.
And compare this with the liberal American Universities of today that had to cancel or postpone exams because the cry babies were too shocked with Trump being elected as their president.
Go win your wars with those no-value chickens.

Perşembe, Şubat 08, 2018

KURTULUŞ BİR GERÇEK OLUYOR -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.

*****************************************************************************************************

Bu haftaki Peraşamız Mişpatim (Kanunlar), "Ve bunlar onların önlerine koyacağın kanunlardır" diye başlıyor.

Peraşa'nın "Ve" kelimesi ile başlaması biraz garip. "Ve" dediğimiz zaman bundan sonra söyleyeceklerimiz bir evvel söylenenler ile bağıntılı demektir. Bu "ve" ne ile ilgili?

Raşi bize buradaki "ve" kelimesinin bir evvel okuduğumuz Yitro Peraşasındaki 10 Emir ve ardından gelen kanunlara -"ilklere - ek" demekte. Nasıl ki ilkler Sinay'dandılar, bunlar da Sinay'dan.

Bir evvel okuduğumuz Yitro Peraşası Tapınak'ta olacak olan mihrap ile ilgili kanunların bildirilmesi ile son bulmuştu. Raşi "neden Kanunlar Peraşası mihrap Peraşası'nın hemen ardından gelmekte?" diye soruyor. "Bize Sanhedrin'in (Yahudi yüksek mahkemesi) Tapınak'ın hemen yanında olması gerektiğini öğretmek için" diye de cevaplıyor. (Tapınak mihrap ile sembolize edilmekte çünkü Tapınak'taki ibadet genelde mihrap etrafında vuku bulmaktaydı.)

Buradaki kanunların Sanhedrin'i (Yahudi mahkemelerini) ima ettiğini öğrendiğimize göre şimdi de neden "onların önlerine koyacaksın" dendiğini de anlayacağız. Raşi'nin de dediği gibi aramızdaki anlaşmazlıkları diğer milletlerin mahkemelerine değil Yahudi mahkemelerine getirmemiz gerektiği konusu. Hatta bu yabancı mahkemeler Yahudi mahkemelerinin kullandıkları kriterlere göre de yargılıyorlarsa bile. 

Eğer Yahudi mahkemeleri gibi yargı süreci varsa neden onlara getirilmesin?

Raşi'nin üstüne basmak istediği nokta Sinay'dan verilen kanunlar dendiği zaman Ha"Şem tarafından verilen kanunlar anlamında. Bize mantıklı geldikleri halde, ve Yahudi olmayanların da bu mantık çerçevesinde bu kanunları tanımaları halde dahi, bizler bu kanunları bize mantıklı geldikleri için değil, Ha"Şem tarafından verilmiş olduklarından dolayı yerine getirmemiz gerekmekte. 

Bunu bir adım daha ileri alalım. Bu kanunların bize ve tüm milletlere mantıklı gelmelerinin nedeni bu kanunların Ha"Şem'in hikmeti olan Tora'da olmaları. Çünkü Tora Ha"Şem'in kainatı yaratmak için kullandığı taslaktır ve tabii o zaman mantıklı olacaklardı, bu taslak Ha"Şem'in kainat için gerekli gördüğü sistemi içermekte. 

Raşi neden "İlklere ek olarak" demekte? Çünkü bu kanunlar ile Sinay'da ilk verilenlere eklenen bir şey vardı ve şimdi onları (ilkleri) anlayabiliyoruz. Bu da bize Midraş'ın söylediği "yukarı ile aşağısı arasındaki ayırım kaldırılmıştı" fikri ile bağdaşmakta. Şimdi Ha"Şem'in hikmetini anlayabiliriz. Yani artık (bu kanunlardan sonra) Ha"Şem'in hikmeti hepimizin ve tüm ulusların şuurunu kapsayacaktı. Bu yüzden onların da kanunları bazı durumlarda Tora mütabaktırlar. 

Gerçekte onlar da Ha"Şem'in Nuh'un çocukları için vermiş olduğu 7 kanunu (Şeva mitzvot Bney Noah)  mantığımıza uymalarına rağmen, Ha"Şem'in isteği, hikmeti olduğu için takip etmeliler. Bu şekilde yaklaştıkları zaman "Milletlerin ermiş dürüstleri" (Tzadikey Umot Ha'Olam) sıfatına layık oluyorlar. Çünkü onlar da Ha"Şem'e inanmak, put perestlikten - bazen putlari kendileri - uzaklaşmak ile yükümlüler.

Bu tam olarak Maşiah geldiğinde yerine gelecek. Ramba"m'ın dediği gibi "Ha"Şem'i tanımaktan başka bir şey kalmayacak"... Aynen "Dünya Ha"Şem'i bilmek - tanımak ile kaplanacak".(Yeşayahu 11:9) Bu tüm milletler için de geçerli. Tüm insanlık Ha"Şem'in bilgisini aynen Sinay'da Tora'nın verildiği zamanda ulaşılan mertebe gibi Tora'nın sırlarını kavrayabilecek duruma gelecekler. 

Maşiah'ın ortaya çıkacağı günler yaklaşırken tüm dünya milletlerinde Tora ile daha dengeli bazı değişikleri izlemekteyiz. Eski şekil olan "kuvvet bende, zayıf olanı feth edelim" yerine milletler ezilen, zayıf olan milletlerin yanına gelmekte, dikta rejimlerine karşı birleşmekte, paralarını ve insan güçlerini insanı hümaniter yardımlara yöneltmekteler. Bu o kadar gelişmekte ki, yeni nesiller eski şekli tanımamaktalar. Bugün askeri gücün büyük bir bölümü dünya çapında insanlara yardım amacı ile kullanılmakta. Bu da Yeşayahu'nun Maşiah günleri için söylediği kehanetleri ile uyuşmakta. Bu da Maşiah'ın ortaya çıkmasının gittikçe yaklaştığına bir işaret. 

Maşiah zamanları Mıspatim Peraşasında ve etrafındaki diğer Peraşalar'da da ima edilmekte. 

Peraşa'da Ha"Şem "Seni belirlemiş olduğum yerin karşısına getireceğim" demekte. Raşi bunu "Benim mekanım tam onun karşısında belirlenmiş" şeklinde açıklıyor. Bu cümle, ilahi - göksel - Tapınağın yeryüzündeki Tapınak ile tam olarak karşılıklı olduklarını ima eden cümlelerden biri. Bu göksel Tapınak ta Maşiah geldiğinde gökyüzünden yeryüzüne inecek olan üçüncü Tapınak. 

Mişpatim Peraşası, Yitro Peraşasındaki mihrap kanunlarını takip etmekte. Yukarda da denildiği gibi: "Neden Kanunlar Peraşası mihrap Peraşası'nın hemen ardından gelmekte?" diye soruyor. "Bize Sanhedrin'in (Yahudi yüksek mahkemesi) Tapınak'ın hemen yanında olması gerektiğini öğretmek için." Mişpatim Peraşası Teruma Peraşasından evvel gelmekte. Bu Peraşa'da bir Tapınak inşa edilmesini emir eden "Bana bir Mabet yapacaksın" denmekte. Bu iki kanun da Masiah'ın gelmesi ile en mükemmel şekillerine ulaşacaklar. Sanhedrin Tora bilgisinin en yüksek derecesinde olacak ve ilelebet var olacak olan Üçüncü Tapınağın yanında olacak. 

Bu ikisinin arasında Ha"Şem'in insanlar tarafından tanınıp anlanmasını işleyen Mişpatim Peraşası bulunmakta. Tüm insanlığın bilincinde "kurtuluş - geula" tamamı ile bir gerçek haline gelecek. Ve bu kurtuluş - geula yaklaştıkça gittikçe daha da açık bir şekilde belirmekte.

Hepimizin bu işaretlerin netleşmesini açıkça idrak etmemiz ve kurtuluşun - geulanın Maşiah'ın bir gerçek olarak anlaşılması dileklerim ile.

Vakti geldi...

Şabat Şalom







Çarşamba, Şubat 07, 2018

O'NSUZ OLMAZ - YAHUDİ'NİN TEK BAĞI

bs"d



Holokost sonrası bir grup kurtulan toplanırlar ve Tan-rı'yı Holokost ile ilgili olarak yargılamaya karar verirler. Bet Din (Mahkeme) kurulur ve bir tarafta savcılar diğer tarafta avukatlar. 
Sabahtan akşam üstüne kadar devam eden mahkeme sonucu oy birliği ile karar çıkar: "SUÇLU" 
Bir buçuk milyonu çocuk olmak üzere 6 milyon kurban verilen, canlı çıkabilenlerin sadece kendilerini değil kendi çocuklarını hatta torunlarını dahi etkileyecek kadar inanılmaz bir travma. Tanrı bundan "suçlu" olarak bulunur.

Mahkeme sonrası herkes ne yapacağız der gibi birbirine bakarken bir tanesi saatine bakar ve: "Minha!".

Topluca "Aşrey yoşvey beteha..."

Cuma, Şubat 02, 2018

YUKARIDA VE AŞAĞIDA BİRLİKTE -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.

*****************************************************************************************************

Yitro Peraşası'nda "(Vaydaber) Konuştu Ha"Şem bütün bu sözleri söyleyerek (lemor)" diye başlayan On Emir'i okuyoruz. Genelde söylemek anlamında "lemor" kullanıldığında bu sözlerin gelecek Yahudi nesillere de tekrar edilmesi ima edilmektedir. Ama On Emir'in verildiğinde tüm Yahudi ruhları, hatta gelecek nesillerin ruhları da orada bulunmaktaydılar. Öyleyse "lemor" deyiminin buradaki anlamı ne olabilir?

Mezriç Maggid'i "Vaydaber" (konuştu) kelimesini "lemor" kelimesi içine yerleştirmemiz gerektiğini söylüyor. On Emir'i (Aseret Dibrot -vaydaber kelimesi ile bağımlı) Ha"Şem'in kainatı yaratmakta kullandığı On Söylem'in (Asara Maamarot - lemor kelimesi ile bağımlı)içine yerleştirmek anlamında.

Dünya'nın ve Tora'nın iki ayrı alan olduğu şeklinde yanlış bir düşünceye kapılmamalıyız. Hiç bir zaman "Yahudlik ile ilgili şeyler yaptığım zaman, mesela dua ederken, Tora öğrenirke, mitzvaları uygularken Tora'nın dikte ettiği şekilde yapacağım ama dünyevi şeylerde mesela iş dünyasında, yemek yerken, içerken vs dünyanın dikte ettiği şekilde davranacağım" dememek lazım. Ha"Şem Tora'nın dikte ettiklerini dünyevi hayatımıza da getirmemiz ve o şekilde yaşamamız gerektiğini söylüyor. İş hayatımızda, yemek yerken veya içerken vs. Hatta konuştuğumuz zaman bile Tora'nın bizim yaşam şeklimiz, yolumuz olduğu anlaşılmalı.

Midraş bize Sinay dağında Tora verildiğinde daha evvelden geçerli olan "yukarda olanlar aşağıya, aşağıda olanlar da yukarıya gidemezler" prensibinin iptal edildiğini söylüyor. Atalarımız Tora verilmeden evvel de Tora öğreniyorlar ve mitzvaları uyguluyorlardı ancak bu mitzvalar fiziksel dünyayı etkilemiyorlardı. Yukarı ve aşağısı karışmıyordu, fizikselliğe kutsallık katılamıyordu. 

Bütün bunlar Tora'nın verilmesi ile değişti. Artık fizekselliğe kutsiyeti aşılayabiliyoruz, dünyevi ve kutsal tek olabiliyor.

Bu On Emir'in kendilerinden de açıkça belli oluyor zaten. Ha"Şem bize verdiği 613 mitzadan özellikle bu 10 mitzvayı kişisel olarak vermeyi seçti. Bu 10 emirin hepsinin kutsallık ile ilgili olması gerektiğini düşünebiliriz. Mesela "Ben sizin Tanrınızım veya Benden başka tanrıların olmayacak" gibi emirlerin yanında "katletmiyeceksin", "çalmayacaksın" gibi temel fiziksel yasakları da bu 10 emir içinde görüyoruz. Bunların yasak olması gerektiğini Ha"Şem bize söylemeseydi de anlayacaktık zaten. 

Ha"Şem'in "Tanrı'nın tekliği" ile "öldürmeyeceksin, çalmayacaksın"ı birlikte koymasından bizden de fiziksellik ile ruhaniliği birleştirmemizi istediğini anlıyoruz. Bu iki yönde de olmalı. Yukardaki aşağıya, aşağıdaki de yukardakine ulaşmalı. 

Öldürmenin ve çalmanın yanlış olduğunu hepimiz anlıyoruz ancak bu hareketlerden sadece bizim akıl ve mantığımıza uyduğu için kaçınmamız değil, Ha"Şem'in "Ben senin Tanrınım" sözlerini bu emirlerin içine de eklemiş olduğundan tutmamız, yani bunların Ha"Şem'in isteği olduklarından dolayı tutmamız doğru olan. Baş nedenimiz bu olmalı. Aynı şekilde de Tora'nın tüm mitzvalarını da aynı prensiple tutmalıyız. Ha"Şem'in isteği olduklarından dolayı. Bu şekilde yukarda olanı aşağıya çekmiş oluyoruz. 

Bunun yanında öldürmenin ve çalmanın yanlış olduğunu anlamak için bu emirlere ihtiyacı olanlar için de Ha"Şem bunu şimşek ve gök gürültüleri ile verdi. Başka şekilde anlamayacaklardı. Onlar da bu şekilde Ha"Şem'in yüceliğine ve Tekliğine odaklanmalılar. Bu da aşağıdakinin yukarıya çekilmesidir. 

Yukardaki ve aşağıdakini, fiziksellik ile ruhaniliği nasıl birleştirebiliriz? Mitzvalar yolu ile. Sinay'da aldığımız 613 mitzva Ha"Şem'in özünden gelmekteler, "Anohi" -"Ben" kelimesinin On Emir'in ilk sözü olduğu şeklinde. "Anohi" kelimesi Ha"Şem'in özünü ifade etmekte, tüm var oluşun, yaratılışın, tüm fiziksel ve ruhani var oluşun üstünde olan Ha"Şem'in özü. Bu Ha"Şem'in ne ismi ne de ifade yolu olan noktası. Var oluşun üstünde olduğu için de içinde tüm zıtlıkları da, yukarı ve aşağıyı, ruhani ile fizikselliği barındırabilir ve birleştirebilir. 

Bu yüzden de bizim mitzvalarımız bunu yapabiliyorlar, atalarımızın mitzvaları ise yapamıyorlardı. ön Emir'in verilmesi ile bizim mitzvalarımızın içine zıtlıkları birleştirebilen "Anohi"'nin, Ha"Şem'in özü, kuvveti enjekte edildi. 

Ha"Şem'in bunu yapmasının nedeni bizim asıl görevimizin bu dünyayı Ha"Şem'in meskeni haline getirmek olması. Fiziksel dünyaya kutsallığı aşılayarak dünyayı Ha"Şem'in mesken edinmesine hazırlamaktayız. 

Bu da On Emir'in ilk üç kelimesinde ima edilmekte: "Anohi - 4 harfli isim  (Şem Havaya)  Elokeha."

"Elokeha" ismi (Elokim - Elokeynu) şeklinde çoğul olarak kullanılabilen tek isimdir ve ayrıca iyelik (sahiplik) olarak ima edilebilen tek isimdir. Elokenu -- Tanrı'mız, Elokeha -- Tanrın vs. gibi. Bu da Ha"Şem'in bu dünyaya yaklaşımı ifade etmekte. Doğa'daki herşeyi belli bir şekilde var olabilmesini sağlayacak Tanrısallık ile aşılamış olması (Elokim -Doğa'yı ifade eder aynı zamanda). Bu isim aynı zamanda insanların bir şekilde bir anlam ile yaklaşabilecekleri, ilgi kurabilecekleri ismidir, bu yüzden de iyelik ekini almaya el verişlidir. (Doğa ile kendini ifade etmesi bize anlama olanağını veriyor.) Fiziksel dünyayı dolduran isim budur.Yani aşağıda bulunmakta.

4 harfli isim (Şem Havaya) ise kainatı sarar, tüm fiziksel limitlerin dışındadır. Havaya "haya - ove -yihye" (geçmiş - şimdi - gelecek) kelimelerinin tek kelime içine toplanmış şeklidir. Mekan ve zaman dışındadır. Yukarıdadır.

"Anohi" daha evvel açıkladığımız gibi her şeyin üstünde Ha"Şem'in özüdür. Tüm varoluşun, fiziksel veya ruhani, ötesindedir. Havaya'yı ve Elokeha"yı yani iki zıttı, yukarıyı ve aşağıyı birleştirebilir. 

Mitzvalarımız yolu ile bu ikisini birleştirmekte başarılı olmamız nasip olsun ve bu dünyayı Ha"Şem'e mesken edelim. Bu Maşiah'ı getirecek.

Yakında.

Şabat Şalom.






Cuma, Ocak 26, 2018

KENDİ ŞAHSİ MISIR'IMIZDAN KAÇMAK -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.

*****************************************************************************************************

Beşalah Paraşında "Mısır kralına (İsrael) milleti kaçtı diye söyleniyor" cümlesini okuyoruz. Raşi Paro'nun Mısır'dan çıkmakta olan Israeloğulları ile birlikte sadece üç günlüğüne çıktıklarını söylediklerinden dolayı polisler yolladığını söylüyor. Üç gün geçtikten sonra bu polisler geri gelip "millet kaçtı" diye rapor veriyorlar. 

İlk doğanların ölümü belası sırasında Mısırlılar İsraeloğulları'nin çıkmaları için her şeyi yapmaya hazırlardı. Neden o zaman (İsraeloğulları) bütünlük olarak çıktıklarını söylemediler? Yahudilerin Mısır'dan kaçışlarının derin anlamı nedir?

Bunu anlamak için bir Pesah kuralına bakalım.

Pesah Seder'i sırasında Matza yeme zorunluluğumuzu yerine getirebilmek için "lehem oni" - fakirliğin ekmeği - olması gerekiyor. Yani sadece un ve sudan yapılmış ekmek. 

Ancak bir başka Matza türü daha vardır. "Matza aşira" dediğimiz -- zengin Matza -- içinde meyve suyu, şarap, bal yağ vs bulunduran ve daha lezzetli olan bir Matza. Ayrıca bu matza turu içine su katılmadığı sürece hiç bir zaman "hametz" olmaz. Ancak eğer bir parçacık dahi su bu karışımın içine eklenirse çok çabuk  hametz olur. Hatta sadece un ve sudan daha da süratli. Bu matza aşira ilke matza yeme zorunluluğumuzu yerine getiremeyiz. 

Bunun nedeni gelecek nesillere matza yeme mitzvası ile ilgili Tora " (Pesah kurbanını) hametz ile birlikte yemeyeceksiniz, yedi gün boyunca matza yiyeceksiniz, fakirliğin (acının) ekmeğini [lehem oni], çünkü Mısır'dan acele ile çıktınız." demekte. "Lehem oni -- fakirliğin ekmeği" dediği için "matza aşira -- zengin matza" yiyemeyeceğimizi, "(Pesah kurbanını) hameztle birlikte yemeyeceksiniz dediği için de hametz haline gelebilecek potansiyeli taşıması gerektiğini, yani içinde su olması gerektiğini ve hametz haline gelmemesi için çok dikkat etmemiz gerektiğini anlıyoruz. 

Tora'nın bu iki kuralı vermesinin nedeni (yani hametz olma ihtimali olması ve fakirliğin ekmeği olması) "Mısır'dan acele ile çıktınız". Aynen Mısır'dan kaçmak gibi. 

Bu gelecek nesiller için ancak ilk Pesah Seder'i, Mısır'dan çıkmadan evvelki Seder sırasında "matza asıra" yemek mümkündü, çünkü orada "lehem oni -- fakirliğin ekmeği" denmemekte., sadece hametz olma ihtimaline sahip ekmek yemek gerekiyordu. Tora'da "matzaları koruyacaksınız" - yani hametz olmalarına izin vermeyeceksiniz -- denmekte. Ancak Mısır çıkışı sırasında "lehem oni" vardı ellerinde. 

Bu Mısır çıkışı ile alakalı. Ancak Maşiah geldiğinde "acele ile gitmeyeceksiniz" dendiği gibi kaçmayacağız. 

Matza aşira ve lehem oni neyi sembolize etmekteler?

Lehem onide pek lezzet yoktur. Bu Ha"Şem'e hizmet etmeyi, O'na hizmet etme yükünü kabullenmeyi simgelemekte. Bu büyük çaba ve çalışma ile olur. Her ne kadar spirütüel olarak o mertebede olmasak ta, kendi isteklerimize, arzularımıza karşı durup Ha"Şem'in istediğini yapmak.

Matza aşirada ise lezzet vardır ve bu da Ha"Şem'e anlayış ile hizmet etmeyi sembolize eder. Bu şekilde hizmet zevk vericidir, çünkü istekle yapıldığından, Ha"Şem'in isteği ile kendi isteğimiz uyum içinde olduğundan, O'nun isteğinin kendi isteğimiz haline gelmesinden dolayı. 

Mısır'dan çıktıklarında acele ile kaçmak zorundaydılar, Ha"Şem'in isteği ile kendi istekleri halen tam bir uyum içinde değildi. Bu daha sonra çok çaba sonrasında Tora'nın verilmesi ile gerçekleşecekti. Bu da bizim için bugün geçerli. Eğer bir negativlik içinde isek, yani kendi şahsi Mısır'ımız içinde isek, kendimizi doğru olanı yapmaya zorlamamız gerekiyor ve negativden kaçmalıyız. Sadece daha sonra Ha"Şem ile tam bir uyuma varacağız. 

Maşiah geldiğinde ise Ha"Şem ile tam bir uyum içinde olacağız, o zaman hiç bir aceleye gerek yok. 

Ancak ilginç bir nokta daha var. Bize gelecek nesillerin matza yeme mitzvalarını söyleyen cümleler "bütün hayatınız boyunca Mısır'dan çıktığınız günü hatırlamanız için" diye devam ediyor. Pesah Hagadası'nda da bunun "Maşiah zamanında da " şeklinde olduğunu okuyoruz. "Maşiah geldiğinde neden Mısır'ı hatırlamaya devam etmemize gerek var?" diye sorabiliriz. Eğer o zaman Ha"Şem ile tam bir uyum içinde olacaksak ne şekilde bir Mısır'dan kaçıp kurtulmamız gerekecek? 

Cevap: Hiç. Ancak Mısır çıkışından bir tavırı devam ettirmemiz gerekecek, Ha"Şem'in boyundurluğunu kabullenmek ve O'na hizmette elimizden gelen tüm çabalara devam etmek.

Diğer bir yandan Mısır çıkışı sırasında "sizi yükselteceğim ve yükselteceğim" denmekte. Neden iki kere yükseltme? Biri Mısır çıkışı için diğeri de Masiah'ın gelişi için. Çünkü Mısır çıkışında da farkinda olmamız gereken bir Maşiah hali de vardı. Bu da bizim şahsi Mısır'larımız için de geçerli. Sarf ettiğimiz çabanın sonunda bizim Ha"Şem ile ve O'nun isteği ile bir uyum içinde olmamıza neden olacağını bilmemiz gerekiyor. 

Kızıl denizin yarılması sonrasında söylediğimiz şarkılar içinde de Maşiah'ı ima eden kavramlar bu yüzden bulunmakta. Çünkü bu Mısır'dan çıkışın sonu idi. 

Burada hareket etmekten, konuşabilmekten, canım çocuklarımı kucaklayıp öpebilmekten yoksun bir şekilde yatağıma bağlı olarak yatmam da benim içinde bulunduğum fiziksel Mısır'ım. Ancak Ha"Şem'in beni bu duruma koymasında bir neden olduğunu, başkalarını yazdıklarım ile, kalbim ve gülüşüm ile cesaretlendirdiğimi biliyorum. Bu yüzden gözlerim ile bu Tora düşüncelerini yazmak için bu kadar çaba sarf ediyorum. 

Neticede kendi Mısır'ımdan kurtulacağımı, ağzım ile Tora öğreteceğimi, ellerim ile Tora öğretileri yazabileceğimi biliyorum. Bir babanın bir kocanın eşi ve çocukları için yapması gerekenleri bir gün yapabileceğimi biliyorum.  Ya bir tedavi ile, ya bir mucize ile ya da Maşiah'ın gelmesi ile. 

Hepimizin fiziksel, spiritüel, duygusal veya psikolojik Mısır'imızdan çıkmamız nasip olsun. Şahsi kurtuluşlarımız sonunda gerçek kurtuluşa, Maşiah'ın gelmesine yol açacaktır.

Yakında

Şabat Şalom



Perşembe, Ocak 25, 2018

HOLOKOST VE FAKE JEWS

bs"d


Her tarafta Holokost anısına mum yakma pozları veriliyor. Bir tarafta pozlar diğer tarafta bu Holokost'un tekrarlanmaması için elimizdeki en büyük garanti (Ha"Şem ile) askerlerimiz kendilerini küçük düşürenler karşısında insan üstü bir sabır gösterirlerken daha sonra ellerinde fırsat olsa bize bu Holokost'u büyük bir zevk ile tekrar uygulayacak olanların - yaşları başları ne olursa olsun - tutuklanıp adalete teslim edilmesini bu sürecin kanunlara uygun olarak işlemesine bozulmak ancak ve ancak "fake news" işleri ile uğraşan "fake Jews" zümreye yakışır.

Mum yakmakla kendilerini tatmin etme olanağını o küçük düşürücü hareketleri sabırla çeken askerlerimize, devletimize borçlu olduklarını unutmasınlar.
"We remember - hatırlıyoruz" asıl o zaman anlam taşıyor.
Kameralar önünde poz verenlere, kameralar önünde kendini tutmayı bilen kahramanlarımızın bir hediyesi...

Biz de hatırlıyacağız.

Pazartesi, Ocak 22, 2018

İSRAEL'İN GÜZELLİKLERİNDEN BİRİ DAHA

bs"d



Şalom gazetesi bunu da yayınlasın.
İsrael halkının gerçek ve güzel yüzü.

Geçtiğimiz Cuma öğleden sonra Ramat Ha'Şaron'da bir elektrik kesintisi yüzünden Yohanof adlı süpermarketin kasa sistemleri işlemez. 
Süper marketin yöneticisi müşterilerin Şabat öncesi başka marketlere gidip alış veriş yapacak kadar vakitleri olmadığını hesaba katarak, Şabat'ta gerekli gıda malzemelerden yoksun olabileceklerini düşünerek herkesin ödemeden malları ile evlerine gidebileceğini anons eder ve sadece Pazar sabahı gelip hesap kapatmalarını rica eder. (Market zincirinin de sahiplerinden bu konuda izin alındıktan sonra.)
Yüz kadar müşteri tüm malları ile evlerine giderken hepsi isim ve telefon numaralarını bırakırlar.
Pazar sabahı itibarı ile market açılır açılmaz müşterilerin %60'i gelip hesaplarını görmüşlerdi. Market sahipleri bu oranın %100 olacağından eminler.
Ödeyenler bazı ürünlerin tartılıp ödenmesi gereğini de göze alarak fazladan ödeme de yapmaktalar.

אשרנו עם ישראל

Cuma, Ocak 19, 2018

PESAH KUZUSUNU SUNMADAN 4 GÜN EVVEL NEDEN ÇEKİP ALDIK?

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.

*****************************************************************************************************

Bu hafta Bo Peraşası'nda Pesah için kurban edeceğimiz 1 yaşındaki kuzu hakkında yazılanları okuyoruz. Mısır'da ilk defa sunulacak olan Pesah kurbanı daha sonrakilerden değişikti. Kurban olarak sunulacak bu kuzuyu 4 gün evvelinden evimize getirmemiz emrediliyor.  Moşe Israel oğullarına "kendinize ve ailenize Pesah için kurban edilecek bir kuzu çekip (mişhu) alın" diyor.

Raşi "neden daha sonraki nesillerde sunulacak olan diğer tüm Pesah kurbanlarından değişik olarak bu kuzu 4 gün evvelinden alınmalıydı?" diye soruyor.

Şu şekilde cevap veriyor: "Haraş oğlu Rabbi Matia şöyle derdi: 'Ha"Şem 'senin yanından geçtim, seni gördüm ve işte sevgi zamanı idi.' diyor. Yani Avraham'a verdiğim çocuklarını kurtaracağım sözünü yerine getirmemin zamanı gelmişti. Ancak ellerinde onların kurtarılmalarına hak verecek hiç bir mitzva yoktu. 've sen çıplak ve boştun' denildiği gibi. Bu yüzden Ha"Şem onlara iki mitzva verdi. Pesah kurbanının kanı ve sünnet kanı. Üstüne üstlük hararetli bir şekilde put perestliğe sarılmışlardı. Bu yüzden Moşe onlara 'çekin ve alın' demekte. 'Putperestlikten çekin kendinizi, kendinize bu mitzva için bir kuzu alın' anlamında."

Raşi'nin bu cevabı Pesah kurbanına neden ihtiyacımız olduğunu açıklamasına rağmen halen neden 4 gün evvelden bunu yapmamız gerektiği sorusuna cevap vermemekte. Ancak Raşi kendisinin sorduğu bu soruya bu şekilde cevap verdiğine göre aradığımız cevap ta bu açıklamasında olmalı. Ne şeklide olduğunu anlamaya çalışalım.

Diğer bir soru da: "Raşi verdiği ikinci cevapta 'üstüne üstlük hararetli bir şekilde put perestliğe sarılmışlardı' demekte ancak bu bu Rabbi Matia'nın değil, kendisi (Rabbi Matia ile)  ile bu konuda fikir anlaşmazlığı olan Rabbi Eliezer Hakapar'ın cevabı idi. Ancak Raşi hem Rabbi Eliezer'in ismini vermiyor, hem de Talmud'da bu tip tartışmalarda kullanılan "ve şu şekilde söyleyenler de vardı' deyimini de kullanmıyor. Neden?

Raşi'nin genelde amacı açıklamalarında en yüzeysel anlamları iletmektir. Kaynakları açıklamak değil. Genelde onun sisteminde verilen cevabı kimin verdiğini söylediği nadirdir. Bu da cevap sahibinin kimliğinin bu cevaba ek bir anlam katması durumundadır. Yani asıl sorulması gereken soru neden Rabbi Eliezer Hakapar'ın ismini vermediği değil, neden Rabbi Matia ben Haraş'ın ismini verdiği olmalıdır. 

Raşi'nin ikinci cevabından ("Üstüne üstlük hararetli bir şekilde put perestliğe sarılmışlardı.") kuzunun alınmasının bir şekilde put perestlikten çekilmek ile ilgili olduğu anlayabiliriz. Ancak Pesah kurbanının asıl amacı isminden de anlaşılacağı gibi Pesah - üstünden atladı - üstünden geçti -. Bu kurbanın kanını evlerinin kaplarının eşiklerine sürmeleri ile bir işaret oluşturmaları ve son bela olan ilk doğanların (Behorot) ölümünden kurtulmaları anlamında. Bu yüzden Raşi Rabbi Matia'nın Pesah kurbanı ile ilgili bir mitzvanın daha olduğu fikrini, Ha"Şem'in Israel oğullarına "çıplak ve boş" olmamaları için bir mitzva verdiği fikrini  ilk olarak sunuyor.

Rabbi Matia iki mitzva verildiğini souyluyor, Pesah kurbanı ve sünnet. Neden bir mitzva yeterli değildi? Neden iki mitzvaya ihtiyaç vardı?

Mitzvalara gelindiğinde iki tür mitzva vardır. Biri "kötülükten uzak kalın", diğeri de "iyilik yapın". Bu iki karaktere de ihtiyaç vardı. Kişi iyilik yapabilir ancak kendini içinde olduğu diğer kötülüklerden uzaklaştırmadığı sürece kurtulamayacaktır. 

Sünnet mitzvası "iyilik yapmak" ile ilişkilendirilir. Bu mitzva Ha"Şem ile aramızdaki antlaşmanın bir sembolü ve mührüdür. Pesah kurbanı da "kötülükten uzak kalmak" olarak anlatılmakta. İçinde oldukları olumsuzluklardan çıkma prosesi. Bu ne şekilde kendini ifade etmekte?

Vaera Peraşasında koyunların (kuzuların) Mısır'da tanrı olduğunu öğrenmiştik. Israel oğulları da bu put perestlik ile "hararetli bir şekilde" sarmaş dolaş idiler. Bundan çekilip kurtulmaları gerekiyordu. Mısır'in tanrılarından biri olan koyunu alıp kurban etmeleri emr edildi. Ancak bunu anında yapmaları, o kurbanı anında yapmaları emr edilseydi, o anın şevki ile yaptıkları, düşünmeden, sindirmeden yaptıkları izlenimi uyanacaktı. Put perestlikten gerçekten kendilerini bilinçli bir şekilde uzaklaştırıyorlar olarak anlaşılmayacaktı. Bu yüzden onlara 4 gün evvelden kuzuyu almaları ve ne yapmak üzere olduklarını düşünüp tartmaları için zaman verildi. Böylelikle bir anın getirdiği şevk ile değil, bilinçli olarak bunu yapmaya vakitleri olacaktı. 

Bu sürenin 4 gün olması gerektiğini nereden biliyoruz? Ha"Şem'in Avraham'a oğlu Yitzhak'ı kurban olarak sunması gerektiğini emr etmesinden, kurban etmesi gereken yere getirmesine kadar 3 gün geçmişti. Bu da aynı şekilde kimsenin Avraham'ın bunu bir anın verdiği sevk ile yaptığını iddia etmesini önlemek içindi. 

Avraham bu emir kendisine verildiğinin ertesi sabahı yola çıkmıştı. Yani 3 gün yolda ve emiri aldığı ilk gün, toplam 4 gün vakti olmuştu. Aynen Mısır esareti sonundaki gibi. 

Ha"Şem'in Avraham'a vermiş olduğu "çocuklarını Mısır esaretinden kurtaracağım" sözünün yeterli olmadığını, elimizde bu kurtarılışımızı hak etmemizi sağlayacak mitzvaların da olması gerektiğini anlamamız için Raşi bize Haraş oğlu Rabbi Matia'nın söylediklerini ismini de vererek söylüyor.  Talmud bize Rabbi Matia'nın Yeşiva'sının Roma'da olduğunu söylüyor. Aynı zamanda Eretz Israel'de de başka Yeşivalar olmasına rağmen onun Yeşiva'sı en büyüğü idi. 

Neden Rabbi Matia Yesiva'sını Eretz Israel'den bu kadar uzakta, talebelerin uzun mesafeler kat ederek varmasi gereken, üstüne üstlük sürgünün baş şehri olan Roma'da kurmuştu? Talmud da "bilgeleri Yeşivalarına takip edin, Rabbi Matia'nın peşinden Roma'ya kadar" demekte. Neden Eretz Israel'de kurmamıştı Yeşivasını?

Nerede bir bilge için "derdi" yazılı ise bu o bilgenin o dediği şekilde yaşadığını ifade etmektedir. Rabbi Matia'nın durumunda her Yahudi'nin kurtulabilmesi için elinde mitzvalar olmalıydı. Bu yüzden Yeşivasını Roma'da kurmuştu. Roma'dakiler kadar mitzvalardan "çıplak ve boş" olanların dahi Yeşiva öğrencilerine dönüşebilmeleri için. 

Kişi "bu uzun sürgünün amacı nedir? Yeteri kadar uzun sürmedi mi?" diye sorabilir. 

Bu sürgünün bitmesi için gerekli olan sadece Ha"Şem'in bizi kurtarıp çıkartması olsaydı bu çoktan olurdu. Ama Ha"Şem bizden daha fazlasını beklemekte. Bizlerin "çıplak ve boş" olmamamızı, mitzvalar ile gelmemizi istemekte. Maşiah geldiğinde de "tüm Israel"in kurtarılacağı sözü olduğuna göre, her Yahudi'ye ulaşıp en azından bir mitzva dahi yapmasına yardımcı olmamız gerekiyor.  

Her Yahudi'ye ulaşıp, birlikte mitzvaları yerine getirmemiz, başımız dik, "çıplak ve boş" olarak değil hepimizin ellerinde mitzvalar olduğu bir şekilde kurtuluşa varalım.
Yakında.

Şabat Şalom




Perşembe, Ocak 18, 2018

ABD DIŞİŞLERİ - VE UNRWA

bs"d




Filistinli [sic] mültecilerin eğitimleri için çalışması gereken UNRWA'nın gelirlerinin kesilmesi yönündeki adimlar atılırken, Führer Hüseyin Obama ve oldum olası antisemit bir kurum olan ABD Dışişleri Bakanligi'nin bu konuda bir raporu sakladığı ortaya çıktı.
Rapora göre mülteci sayısı iddia edilenin çok daha altında.
Yani bu zavallıların üzerinden zengin olanlar çok.

YENİ BİR ŞEY YOK

bs"d



Yazarın vardığı sonuçlara katılmasam dahi okunması yararlı bir makale.
Ancak fotoğraftaki izlemininin konunun üzerinden 90 sene geçmiş olmasına rağmen halen aynı oranda olduğu kanısındayım.

Makale:

https://www.nytimes.com/2018/01/18/opinion/jews-immigration-america.html

Cuma, Ocak 12, 2018

ÖNCE KAN SONRA KURBAĞALAR -- RABBİ YİTZİ HURWITZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.


*****************************************************************************************************

Vaera Peraşasında Mısır'in uğradığı ilk yedi belayı okuyoruz. Bu belaların amacı Mısırlıları cezalandırmak değil, onların egolarını ve Tanrısallık üzerine olan yanlış yaklaşımlarını kırmaktı. Bu belalar aynı zamanda bizim Mısır esaretinden kurtulmamıza yardımcı oldular. 

Tora'daki her hikaye bize Tanrı'ya nasıl daha iyi hizmet edebileceğimizi öğretmek içindir. 

Pesah Hagada'sında her nesilde kişinin kendini sanki kendisi Mısır'dan çıkıyormuş gibi görmesi gerektiğini okuruz. Çünkü her birimizin içinden kurtulması gerektiği bir Mısır esareti vardır. İsterse fiziksel, isterse ruhani bir esaret olsun hepimiz bu kişisel Mısır esaretinden kurtulabilmek için bu belalardan bir şeyler öğrenebiliriz. 

İki şekil ruhani esaret vardır. Kişi kendini dünyevi maddi zevkler içinde kendini kıstırılmış ve Tanrısal bir hise uzak olarak bulabilir. Veya kişi ruhani büyüme yolunda Ha"Şem'e olan bağlantısı mantık ve kavrama çerçevesinde sınırlı olduğu için kendini yerinde sayıyor bir şekilde bulabilir. Bu ruhani esaretten nasıl kurtulunabilir?

İlk iki beladan, kan ve kurbağa belalarından ne öğrenebileceğimize bir bakalım. 

Mısır'da Nil nehrine tapılmaktaydı, bu egolarını kırmak için ilk bela Nil nehri sularının kana döndürülmesi idi. Suyun doğal özelliği soğuk ve ıslak olmasıdır. Bu da Mısırlıların Tanrısallığa ve kutsallığa karşı soğuk ve ilgisiz olmaları şeklindeydi. Sular kana dönüştürülmüştü çünkü kan sıcak ve hayat doludur, "kan hayatın kaynağıdır" der Tora. 

Kutsallığın tersi soğukluk ve ilgisizliktir. Kutsallık hayat dolu ve sıcaktır. Avot de'Rabi Natan'da "On canlı olarak bilinir, ilki Ha"Şem'dir ve diğerlerinin hepsi O'na bağlıdırlar" der. 

Tanrısallığa ve kutsallığa karşı ilgisiz olduğumuz zaman mundar olan her şeye kapıyı açarız bu da bizim kendi Mısır esaretinde takılı kalmamızdır. Kutsallığa karşı olan bu ilgisizlikten nasıl kurtulabiliriz?

Buna karşı Mısır kutsal olmayan her şeye yönelik büyük bir şevk ve tutku sergilemekteydi. Yani kutsal olmayan bir sıcaklık ta vardır, maddi, fiziksel zevklere yönelik bir sıcaklık. 

Bu tutkularını yatıştırmak için Ha"Şem ikinci belayı, kurbağaları yolladı. Kurbağalar her yere, hatta fırınların içine dahi girdiler, bundan da bilgelerimiz kişinin kendini feda etmesi yönünde öğretiler çıkarttılar. Başka yaratıklarında kullanıldığı diğer belalar vardı, bitler, vahşi hayvanlar, çekirgeler ama hiç biri kurbağalar gibi fırınların da içine kadar girmediler. Kurbağaların bu fırınlara atlamalarının anlamı nedir diye sorabiliriz.

Fırınların içinde ateş vardır ve bu fizikselliğe yönelik şevki ifade etmekte. Kurbağalar suda yaşarlar, soğuk ve ıslak ortamda. Buna rağmen kendi doğal yapılarına tamamen ters giderek Ha"Şem'in isteğini yerine getirdiler. Soğuk su yaratıkları sıcak fırınların içine girerek o fırınları serinlettiler. Yani kutsal bir soğukluk ta vardır. Fiziksel ve kutsal olmayana karşı bir soğukluk. 

Kurbağalar Paro'nun egosunu ve Mısır'in fizikselliğe ve kutsal olmayana yönelik tutkusunu soğuttular. 

Kutsal şevk ve sıcaklık bizi kutsal olmayan soğukluktan ve kutsal soğukluk ta kutsal olmayan, mundar sıcaklıktan kurtarıyor. 

Bu ruhani Mısır esaretinden kurtulmak için kişi önce kan belasından ders alıp, kutsal konulara sıcaklıkla yaklaşmalı, çünkü bu konularda soğukluk tüm kötülüklere kapıyı açacaktır. 

Sadece olumlu hareketlerin yeterli olacağını sanmak yanlışlıktır. Kutsallığa sıcaklık ve tutku getirmezsek sonunda kendimizi mundarlık içinde buluruz. 

İşte bu yüzden "yetzer ha'ra" - şeytan - bizim kutsallığa yönelik tutkumuzu soğutmaya çalışır. Yoksa bizi kötü davranmaya iterek çok başarılı olmayacağını bilmekte. Ama kutsallığa karşı bizi soğutursa bizim kendi isteğimiz ile sonunda yanlış yapacağımızı bilmekte. 

Kutsallığa kan gibi bir sıcaklık getirmemiz gerektiği gibi, kutsal olmayana da aynen kurbağalar gibi soğukluk getirmemiz lazım. 

Genelde Ha"Şem'in isteğini yapma konusunda iki yaklaşım vardır. "Kötülükten uzak dur ve iyilik yap." Kurbağa belası aynen "kötülükten uzak durmak" gibi soğukluğu, kan belası da "iyilik yapmak" gibi sıcaklığı temsil etmekteler. 

Yukarda da yazdığımız gibi normal düzen ile önce kötülükten uzak kalmak ve sonra iyilik yapmaktır. Ama bu belalarda düzen ters. Önce "iyilik yap" - kan, sonra "kötülükten uzak dur" kurbağa. Bu neden bu şekilde ve bu ters düzenden ne öğrenebiliriz? 

Biz insan oğulları için ilk olan kötülükten uzak kalmak doğru düzendir. Çünkü biz aşağıdan yukarı doğru yönlenmekteyiz. Ancak Ha"Şem'den geldiği zaman bu yukardan aşağıya doğrudur. Dünyayı Tanrısallık ile doldurur ve bu da kötülüğe yer bırakmaz. Düzen bu sefer önce kan (sıcaklık - iyilik yapmak) sonra kurbağa (kötülükten uzak durmak). 

O zaman Tora bize bu hikayeyi bu düzen ile sunuyorsa, bundan ders alıp önce iyilik yapmak gerekiyor. Bu nasıl olacak?

Yaşamınızı sıcaklık ve kutsallık ile doldurun, o zaman kötülüğe zaten yer kalmayacak. 
Hepimiz ve ailelerimiz bu sıcaklık ve kutsallık ile dolalım ve şahsi esaretlerimizden kurtulalım. Çekmekte olduğumuz bu karanlık ve acı sürgün esaretinden de Maşiah'ın gelmesi ile kurtulalım. 
Yakında gelmesi dilekleri ile...

Şabat Şalom

Cuma, Ocak 05, 2018

KURTULUŞUN TEK ANAHTARI BİRLİK -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.


************************************************************************************************
Bu haftaki Peraşa'mız Şemot'ta Moşe'nin İbrani bir koleyi dövmekte olan Mısır'li gardiyanı öldürdüğünü ve kimsenin bunu görmediğini düşünerek cesedini de kumda sakladığını okuyoruz. Erresi gün iki Yahudi'nin (Datan ve Aviram) kavga ettiklerini, birinin ötekine elini kaldırdığını görür ve "neden arkadaşına vuruyorsun?" diye sorar. Adam da "seni bizim başımıza kim lider, yargıç olarak atadı, beni de Mısır'lıyı öldürdüğün gibi öldürecek misin?" der. Moşe korkar, "demek ki olan biliniyor...".

Midraş bize Moşe'nin "aranızda laşon hara - kötü konuşma - kötü dil" var, nasıl kurtulmaya değeceksiniz?" dediğini söylüyor. 

Buradan Moşe'nin sadece laşon haranın dahi Mısır esaretinden kurtulmayı engellemeye yeteceğini düşündüğünü görüyoruz.

Bilgelerimiz Laşon Hara'yı en büyük günahlar ile, Ha"Şem'i inkar etmekten tutun, en büyük 3 günah olan put perestlik, öldürmek ve zina ile eş görürler.

Ancak Mısır'dan çıkanlar arasında put perestlikten vaz geçmemiş olanların da bulunduğunu biliyoruz. Bu da Mısır esaretinden kurtuluşu engellememişti. Öyleyse bu Laşon Hara ne kadar muazzam bir günah ki, tek başını kurtuluşu engelleyebiliyor? Bunu anlamamız lazım.

Savaş olgusuna baktığımız zaman da buna benzer bir durum ile karşılaşıyoruz. Yeruşalayim Talmud'u bize Kral David zamanında herkesin Tzadık (dürüst) olduğunu ancak aralarında ispiyoncular olduğu için savaşa çıktıklarında cephede kaybettiklerini söylüyor. Ahav'ın zamanında ise neslin çoğu put perestti ancak aralarında ispiyoncular olmadığı için savaşa çıktıklarında zaferle geri geldiklerini anlatıyor. Burdan da savaş durumunda birlik ve beraberliğin zafer getirdiğini görüyoruz. Kurtuluş sürecinde laşon haranın neden engel olduğunu anlamamız lazım. 

Raşi "demek ki olan biliniyor" kelimelerini diğer bir Midraş'tan açıklıyor: Moşe'nin şimdi neden sürgünde olduklarını anlıyorum dediği. Yani laşon hara sadece kurtuluşu engellemediği gibi sürgünün de asıl nedeni. 

Datan ve Aviram'ın Moşe'ye dediklerinde sadece laşon hara yoktu, daha da kötüsü onu Paro'ya ispiyonlayacakları tehditi de vardı, ki öyle de yaptılar. Böyle bir durumda ispiyonlamak sade laşon haradan daha da kötü bir şey. Ancak Midraş'tan ve Moşe'den anlaşıldığı gibi Moşe bu ispiyonlamadan o kadar rahatsız değildi, o daha çok laşon haranın verdiği zararlardan endişeliydi. Nerden laşon hara daha kötüydü?

Mısır esaretinden kurtuluşumuz ile bir millet olduk, aynen Ha"Şem'in dediği gibi "başka bir milletin içinden kendisine bir millet çıkardı". Bir milleti en iyi tanımlayan özellik birlikteliğidir, ki bizim için bu aşağıda açıklayacağım şekli ile daha da bariz bir durum. 

Ramba"m (Maymonides) bizi Mısır esareti öncesinden beri bir millet olarak tanımlamakta ve bunu da bir milleti millet yapan özellikler olan ortak idealler ve amaçlar çerçevesinde görmekte. Burada yatan problem, bu idealler değiştiğinde ve amaçlar geçersiz olduğu zaman o toplum kimliğini bir millet olarak kaybeder. Avraham, Yitzhak ve Yaakov'un çocukları olarak ortak amacımız tüm insanlığa Tanrı kavramını öğretmek, Tanrı'yı tanıyan ve tanıtan bir toplum olmaktı. Ancak Ramba"m Mısır'da toplumun büyük bir bölümünün Mısır kültüründen etkilendiğini ve o kültürü benimsediğini söylüyor. Ancak Ha"Şem Avraham'a olan sevgisi ve ona vermiş olduğu sözünden dolayı bizi kendisi için bir millet - bir NAHALA - olarak seçti. 

Ramba"m'ın bu son sözlerinden kurtuluş öncesi ve sonrası arasındaki ne şekil bir millet olma farkımız ortaya çıkıyor. Mısır'da bir ideal altında birlik içindeydik ancak tüm insanı ideallerden çok daha yüce bir ideal yüzünden Ha"Şem bizi kendisine bir millet olarak seçtiği için kurtulduk. O'nun "Nahala"sı olduğumuz için kurtarıldık. Nedir bu "Nahala"?

Nahala Mısır esareti sonrasında Yahudi ulusuna yerleşip, yeşermeleri icin verilen topraklardır. Kanunen bir aileye verilen toprak o ailenin sahipliğinde sonsuza kadar kalacaktı. Ha"Şem de bizi kendisi için "Nahala" olarak seçtiğinde biz de O'nun sahipliğinde, O'nun milleti olarak sonsuza kadar kalacağız. Bu birleştirici faktör, Ha"Şem'den kaynaklandığı için hiç bir zaman değiştirilemez. 

Ha"Şem seçtiği zaman her zaman gerçek seçimdir ve bizi de kendine millet olarak O seçti. Bu da tümümüzü kapsar, en doğru olandan en az olana kadar. İşte bu yüzden de put perestler dahil olmak üzere hepimiz Misir'dan çıktık, çünkü onlar da Ha"Şem'in seçtiği milletin bir parçası idiler. Tek gerekli nokta birlik içinde olmamız idi. Çünkü birlik içinde olmasaydık o zaman bir millte değildik ve Ha"Şem'in seçebileceği bir toplum, bir millet olamayacaktık. Yani bu esaretten kurtuluşu engelleyecek tek durum uyuşmazlık, ayrılık olacaktı. 

Laşon Hara'nın bir çok olumsuz yönü var. 
İlki verdiği zarar. Bilgelerimiz bize "laşon hara üç kişiyi öldürür, hakkında konuşulan, konuşan ve duyan" demekteler. 

İkincisi, hakkında konuşulan kişinin kötü yönlerini ortaya çıkartması. Bu konuşulana kadar gizliydi.

Bu iki yön zarar verici ve yaralayıcı ama diğer tüm günahlar bunlar da toplumun birleşmişliğini o kadar etkilemezler. 

Ancak üçüncü yön ise laşon haranın kendisi. Konuşan kişi hakkında konuştuğuna zarar vermek amacında olmasa dahi, veya özellikle onun olumsuz yönlerini ortaya çıkartma amacında olmasa dahi, nefret yüzünden konuşuyor olmasa dahi sadece bir kişinin diğer bir kişi hakkında kötü konuşması o ortamda birlikteliğin olmadığına bir işarettir. Ve daha evvel de dediğimiz gibi birlikteliğin olmadığı bir ortamda bir millte te olamaz ve Ha"Şem için de seçebileceği bir millet eksiktir, bu da kurtuluşu engelleyecektir. 

Moşe'nin laşon hara üzerine ne kadar rahatsız olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliriz. Kurtuluşu engellemekteydi.
Pesah Seder'i sırasında da neden soruları soran 4 çocuktan birini - "raşa"(kötü) olarak tanımladığımız çocuğu da dahil ettiğimizi daha açık bir şekilde anlamaktayız. Cevap, o çocuksuz biz tam değiliz. O çocuk ta olmadan tam bir millet olamıyoruz. 

Mısır esaretinden kurtulmamıza neden olan birliktelik, günümüzde de bizi bu sürgünden kurtaracaktır.
En kısa zamanda!

Şabat Şalom!




Related Posts with Thumbnails