shomer shabat

Salı, Aralık 29, 2015

YOK ORANINDA OLUP HÜKMETMEK

bs"d

Dünya nüfusu aşağı yukarı 7,000.000.000 ( yedi milyar).
Yahudi nüfusu aşağı yukarı 14,000.000 (on dört milyon).
Yani dünya nüfusunun 0.002'de biri.
En yakın haneye yuvarlarsak = 0 (sıfır)
Yani Yahudi oranı = 0
Kısaca YOK.
Ama haberlerin çoğu onların etrafında.
Bilim, sanat onların etrafında.
Antisemitlere göre basın, ekonomi onların kontrolunda. 
Yani matematiksel olarak YOK oranındaki bir toplum dünyayı yönetiyor.
Aynı şeyi ateist dehalar da söylüyorlar.
Yaratan YOK diyorlar.
Hesap aynı...
heh...

Pazartesi, Aralık 28, 2015

TÜYLERİNİZ DİKEN DİKEN OLABİLİR

bs"d



Dünya barışı ve insanlığın geleceği için Hitler ve Stalin'den çok daha tehlikeli bir adam olan Hüseyin'in bu tehditini okuyunca tüylerim diken diken oldu.
Bu tehditini yerine getirirse dünyamızı, çocuklarımızı ne şekil bir gelecek beklediğini düşünmek bile istemiyorum.
Kimse de bana yaygara yapmaya kalkmasın.
Hitler, Stalin, Mao gibilerinden daha tehlikeli liderlerin olabileceği olasılığını kavrayamıyorsanız, tarihin tekrarını çok daha acı bir şekilde yaşamaya da hazır olun.
Konu sadece Yahudiler değil.
Tüm insanlık için bu adamın getirebileceği felaketin haddi ve hesabı yok.


Pazar, Aralık 27, 2015

FİLM TAVSİYELERİ

bs"d


İşim gereği devamlı uzun mesafeli uçak seyahetleri yapmaktayım.
Bu uçuşlar sırasında bütün sene sinemalarda seyrettiğim filmlerden çok daha fazlasını izleme fırsatı buluyorum.
Genelde ABD'de sinemalara yansımayan Avrupa menşeli filmleri tercih ediyorum.
Son zamanlarda izlediğim ve hararetle tavsiye edebileceğim filmlerden örnekler:

* DAS LEBEN DER ANDEREN (the lives of others)
Berlin Duvarı yıkılmadan evvel Doğu Almanya'da Stasi (Gizli servis) 'nin sanatçılar üzerine odaklanan bölümünü işleyen çok güzel bir film.
Sosyalist Faşizm'in gerçeklerini çok güzel anlatıyor.
Özellikle Almanca anlayanlar için tavsiyem. Tabii alt yazılı izleyerek te filmden zevk almak mümkün.

* UN ILLUSTRE INCONNU (nobody from nowhere)
Devamlı başkalarının kimliğine bürünmek olarak bir takıntısı (fetiş) olan birinin başından geçenleri anlatan harika ve sürükleyici bir film. Fransızca ve Fransız sinemasına saygı uyandırıyor.

* LA VIDA DESPUES (the life after)
Bu Arjantin yapımı düşük bütçeli ama başarılı filmlere bir örnek.
Yıllar sonra evliliklerini aralamaya karar veren bir çift hakkında. Cesaret ile izlenebilecek bir film.

* LA DELGADA LINEA AMARILLA (the thin yellow line)
Meksika'da iki şehir arasındaki asfalt yol üzerine çizilmesi gereken sarı çizgileri çizme işinde bir araya gelen bir grup işçinin hikayeleri.
Benim bu sene seyrettiğim filmler arasında favorilerimden biri. Meksika yapımı bu film her ne kadar biraz bana eski Türk filmlerindeki dramaları hatırlatsa da çok çok hoşuma gitti ve hararetle tavsiye ediyorum.

* NOI E LA GIULIA  (The Legendary Giulia and Other Miracles)
Hafif bir İtalyan komedisi. Hoş vakit geçirmek için güzel. İzlemeye değer. Filmdeki karakterlerden biri değerli bir dostumu bana hatırlattı. Komünist, sakallı karakter. İzlerseniz tanıyanları kim olduğunu da anlayacaklardır.

Diğer filmleri de başka bir iletiye saklıyorum.
Aralarında kaçırılmaması gerekenler var.
Yakında.

YAHUDİ GİBİ YAŞAMAK ÜZERİNE -- DEVAM

bs"d

"YAHUDİLİK'TEN ÇIKMAK" başlığı altındaki yazıma fikirlerine değer verdiğim bir dostumun Facebook'ta yaptığı "Yahudi olarak yaşamak" konusunun günümüzün şartlarında anlamsız ve hatta gereksiz olduğu yönündeki yorumu üzerine aşağıdaki satırları yazdım. Blog'da arşivlensin diye ekliyorum:


Cuma, Aralık 25, 2015

İŞİN ASLI NE?

bs"d

Şalom Gazetesi'nde bu hafta İzel Rozental'ın yayınladığı karikatür güzel ama gerçekleri tam yansıtmıyor.
Gerçi Türkiye'nin politikası da gerçekleri tam yansıtmıyor.

Karikatür bu:



Gerçek ise bu:



Arada aslında fark yok ama biz İzel'in yansıttığı gibi anlamaya çalışıyoruz.
Devlet politikasını belirleyenler de bu şekilde anlamamızı şu anda tercih ediyorlar.

Kendimizi kandırmaya devam.

YAHUDİLİK'TEN ÇIKMAK

bs"d




Biraz evvel "YAHUDİ'NİN DİNDARI OLUR MU?" sorusuna kendi cevabımı yazdım.
Şimdi YAHUDİLİK'TEN ÇIKILIR MI?" diye soranlara:
Yahudi gibi yaşamamayı seçen bir Yahudi'nin kendisi Yahudilik'ten fiziksel olarak kopmakta olmasına rağmen ruhen halen Yahudidir.
Bu; kendisi için geçerli.
Değişiklik olmaz ise 1, 2 nesil içinde ruhen kopma da gerçekleşecektir.
Ruhen kopma fiziksel kopmanın önlenemez sonucudur.
Etrafınıza bakınız ve göreceksiniz.
Yahudi gibi yaşamamayı seçenlerin zamanla Yahudi gibi düşünmeyen nesiller yarattıklarına şahit olacaksınız.
Sadece dikkatle ve dürüstçe bakınız.
Önemli bir nokta: Israel'li olmak ile Yahudi olmak aynı şey değildir, karıştırmayalım.
Yanlış sonuçlar çıkabilir.
Just saying... 


YAHUDİ'NİN DİNDARI OLUR MU?

bs"d

Kısaca, daha evvel yazdıklarımın özeti:


Cumartesi, Aralık 19, 2015

"NASIL?" SORUSUNDAN "NEDEN?" SORUSUNA

bs"d



Geçenlerde Hanuka ile ilgili 8 sene evvel yazdığım bir yazıyı Facebook'ta bir gruba asmam sonrası ilginç tartışmalar oldu. Vaktim olmadığından dolayı cevap veremedim, ancak şimdi tepkileri okumaya fırsat buldum.
Kısaca yazının konusu Hanuka'nın aslından ne kadar saptırılmış bir şekilde kutlandığını, Makabiler'in uğruna savaş verdikleri değerlerin bugün Hanukaya 4 kolla bağlanan toplumun büyük bir kısmı tarafından sadece uygulanmamakla kalmayıp, aşağılandığı ile ilgili idi.

Kanımca bu oxymoron yaklaşımın en büyük nedeni de Yahudiliği özellikle 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl sırasında "aydınlanma" süreci ile din ve millet olarak iki şekilde kabullenmenin mümkün olacağı fikridir.

Genel diaspora Yahudi toplumu özellikle Şoa sonrasında son derece rahat bir yaşama kavuştu. Gerek maddi, gerek eğitim düzeyi ve gerekse toplumsal alanlarda kendine rahat bir ortam bulmakta. Son bir kaç seneye kadar karşı karşıya kaldığımız antisemitizm gerçekte hem çok sınırlı hem de genellikle günlük yaşamımızı etkilememekteydi. Kısacası rahat olduğumuzu inkar edemeyiz.
Ben bunu özellikle 1930 sonrası ve İkinci Dünya Savaşı sonrası doğan neslin dönemi olarak analiz ediyorum. Bugünün orta yaşlıları olan 1960 -1980 arası doğumlular işte bu 1930 neslinin sevapları ve günahları ile çok zor bir soru ile karşı karşıyalar.
1930 -1950 nesli öncesine kadar Yahudi toplumların ve Yahudi şahısların kendilerine sordukları soru "Nasıl Yahudi kalabiliriz?" sorusu idi.
1960 sonrası nesli için ise bu soru "Neden Yahudi kalmalıyız ki? şekline dönüştü.
"Nasıl"dan "Neden"e.
Ve işte bütün fark ve Yahudiliğin erimesinin en büyük etkeni de bu.

Gerçekten kendini "secüler" olarak tanımlayan bugünün Yahudisi açısından Yahudi kalmayı istemesi için ne şekilde bir nedeni olabilir?
Daha da ileri gidersek Yahudi gibi yaşamayıp halen annesi Yahudi olduğu için hepimizin Yahudi olduğuna mutabık olduğumuz bir kişinin kendi çocuklarının Yahudi olmayanlar ile evlenmesini hoş görmemesinin, bir hoşnutsuzluk hissetmesinin nedeni ne olabilir?
Genelde bu tip evlilikler de zaten eğitim düzeyi yüksek, maddi durumu uygun, toplumda saygı duyulan kesitteki (ayıp bir kelime) goylar ile olmuyor mu?
O zaman bu tip evliliklerden rahatsızlık duymanın nedeni ne?
Genlere işlemiş bir ırkçılık olmasın?

Örnek olarak averaj bir Yahudi'yi alalım.
Büyük bir ihtimal ile Kaşerut kurallarına uymuyordur.
Büyük bir ihtimal ile Şabat'ı Halaha'ya göre tutmuyordur.
Büyük bir ihtimal ile eğer erkek ise üstüne düşen en basitinden her sabah Tefilin takmak gibi temel Yahudi yaşam kurallarına uymuyordur.
Büyük bir ihtimal ile eğer evli bir bayan ise üstüne düşen temel aile kurallarına uymuyordur.
Aslında üç ana nokta etrafında odaklanan Yahudi yaşam süreci, Şabat, Kaşerut ve Taharat Ha'Mişpaha konularına önem vermiyordur.

Ve sebep te Yahudiliğin secülerleşme sürecinde bu sürecin sevdalısı kesim tarafından din olarak tanımlanması.
Tüm diğer toplumlar gibi dini kurallara uymadan da o toplumun bir parçası olunabileceği fikrinin Yahudilikte tercümesinin aslında çok değişik olduğunu o zamanlar anlamayanların takipçileri bugün de bunu devam ettirmekteler. Bu sürecin de Yahudiliğin en azından o kesim için sonunun olduğunun dahi farkında olmadan.

Yahudiler'i iki ana gruba ayırabiliriz.
Birinci grup: 
Yahudiliği bir din olarak kabul eden 21. yüzyıl gencinin "ben dindar değilim" diyerek  diğer toplumlardan bir kişi ile aile kurma isteği en mantıklı sonuç. Hatta aynen Yahudiliği bir din olarak kabul edip, "ben dindar değilim" diyerek ne Kaşerut, ne de Şabat ile alakası olmayan bir kişinin 21. yüzyıl gencinin bu davranışını yadırgaması kendi kendini kandırması değilse nedir?
Kısaca Yahudiliği bir din olarak kabul eden kişi için "dindar olmamak" seçeneği mevcut ve "dindar olmayan" bir kişinin topluma asimile olmasını yadırgaması ters.

Bir de Yahudiliğin din olmadığı fikrini kabul eden kesim var. Bu da ikinci grup ve bu kesime ben de dahilim. Kanımca Yahudilik din değildir. Bu yüzden de Yahudi toplumu içinde "dindar" veya "dindar olmayan" bir kesim var olamaz.
O zaman ne vardır?
Yahudi'yi Yahudi yapan nedir?
Eğer din değilse, özellikle Diaspora'da içinde yaşadığımız toplumlarda bizi diğer toplumlardan ayıran nedir?

Bizi ayıracak olan tek şey Yahudi gibi yaşamaktır.
Herkes olabileceği en dürüst bir şekilde etrafında ilişkide olduğu, saygı duyduğu goylar ile kendini karşılaştırsın.
Ama dürüstçe.
Nedir fark?
Var mı bir fark?
Özellikle 2000 sene süren bu Galut sonrasında gerek lisan, gerek tarih olarak aramızdaki farklar bizi bir birimizden o kadar farklı mı kılıyor, yoksa aynı mı kılıyor?
O zaman Yahudiliği bir din olarak görmeyen ama halen kendine Yahudi kimliğini veren biri için onu Yahudi yapan, Fransız, Alman veya Türk yapmayan fark nedir?
Börekaslarımız mı?

Cevap verecek olanlara şimdiden teşekkürler.

Cuma, Aralık 04, 2015

BU DA BİZİM "LİDERİMİZ"

bs"d
Bir haber ve hemen üstünde bir haber daha.
All-ah bizi İsis'ten değil önce böyle salaklardan korusun. İsis'le başa çıkarız.
Bunlar asıl tehlike:


Perşembe, Aralık 03, 2015

BUNLARIN TAKTİĞİ

bs"d

Dün California'da 2 Müslüman aktivistin yargısız infazından sonra halen bu olayın terör olduğunu iddia edenler olmasına rağmen İl Duçe rejimi boyun eğmiyor.
Büyük ihtimalle baş meteorolojist bunu da hal edecektir.
Ne de olsa "Inland'da bir kaç adam..."

Baş meteorolojıstin hoşunuza gitmeyen sıfatını kazanması için ille aynı şeyleri yapmasına gerek yok.
Bunların taktiği "beyin kemirmek".
Üniversitelerden değil artık ana okullarından itibaren bu beyin kemirme başlıyor.
Beyni kemirilmişler kısa zamanda en sadık askerleri oluyorlar ve kemirilmiş beyinlere şifa olmadığı için geri dönüş te yok.
Yani bu felaketten "survivor" olma ihtimali de yok. 
Kemirilmiş beyinler nesline hoş geldiniz!

Salı, Aralık 01, 2015

AKSARAY'DAN HABERLER

bs"d

Ak Saray'daki baş meteorolojist İl Duçe'den bir sürü rezil haber var ama yazacak halim yok.
Ama mesela kendisine İSİS konusunda danışmanlık yapması için bir Hamas sempatizanını atamış olduğunu bilmenizde yarar var.
Hani halen bu zımbırıkın yararlarına inanan müridleri akıllarında bulundursunlar.
Adı Robert Malley.
Kendisi hakkında kısaca:



Atadığı Hamas sempatizanını 2008 yılında Hüseyin kendi kampanyasından kovmak zorunda kalmıştı. Sebebi de o zamanlar kendisine rakip olan Mc Cain'in takımının bu adamın Hamas taraftarı olduğunu keşf etmesi idi. İhtiyacı olan Yahudi desteğini (Maddi ve manevi) kaybetmemek için mecburen işten atmıştı ama kalbinde yatan dostlarını unutamayacak kadar ilkelerine bağlıdır bizim Hüseyin.

İl Duçe'nin maharetlerini yazmaktan vaz geçmedim sadece yoğun işlerim ve henüz tam yerine gelmemiş sağlığım yüzünden vakit bulamıyorum.
Yoksa su uyur İl Duçe uyumaz.
Dünyanın kökünü kurutana kadar.

Pazar, Kasım 22, 2015

SURİYE MÜLTECİLERİ HAKKINDA

bs"d

Bir Yahudi olarak Suriye mültecileri hakkında duruşum:

Yahudiler yaşadıkları ülkelerde bu konuda en son fikir belirtebilecek olanlar olmalılar. İki nedenden:
1-Kendi tarihimiz dolayısı ile reflex olarak hemen kendimizi onların yerine koyuyoruz ve vatandaşı olduğumuz ülkelerden bize göstermedikleri insanlığı onlara göstermelerini bekliyoruz.
Kendi milli ve tarihi hislerimiz mantığımızın önüne çıkıyorlar.
2-Tüm milletlerden beklediğimiz hümanizmi kendi Devletimiz Israel'den de beklemek zorundayız, tabii eğer dürüst isek. Ve bunun da sonuçlarının ne olabileceğini hepimiz biliyoruz. Kendi yapamayacağımızı başkalarından beklemek iki yüzlülüktür.

1 tek Yahudi Devleti bugün bütün dünya Yahudileri'ni gerekirse bağrına basmaya hazır. (Gerekecek)
22 Arap Devleti bir kaç milyon Arap mülteciyi kabul edemez mi?

Başka sorusu olan?

ÖKSÜZ KİTAPLAR

bs"d

Kitap okumaya ve okudukları kitaplarara sahip olmaya önem verenlerin anlayacakları bir konu bu.
Yeni kitapların satıldığı dükkanlar hoş ve zevkli. Ama benim için "öksüz kalmış kitaplar"ın satıldıkları dükkanlar daha bir etkileyici, heyecanlandırıcı. Sahipleri tarafından terk edilmiş veya sahipleri vefat edince terk edilmiş öksüz kalan kitapları satan dükkanlar ise birer tapınak gibi, daha da güzeli öksüzler yurdu gibi gelir bana.

İşte Perşembe günü yine böyle bir dükkana rastladım ve elimden geldiğince bir kaç kitabı evlatlık edindim.
Cami önüne bırakılan bebekler gibi bu dükkana belki maddi çaresizlikten, belki yer yetersizliğinden gelip kitaplarını bırakanları izledim.
All-ah kimseyi böyle bir teste tabii tutmasın.
Bu hafta da bir kaç kitabı bir yuvaya kavuşturdum Baruh Ha"Shem.
Her hafta biraz, biraz.

Bunlar bu haftadan:


Cumartesi, Kasım 21, 2015

İNSAN OLMANIN YÜCELİĞİ

bs"d

Washington AkSaray'daki herifin idolojik kardeşleri ateist-İslamistler  (Hamas - ISIS vs) yerine böyle Müslümanlar'dan ders almasını dilerdik ama nafile tabii.
Halen ağzını açıp bir kelime etmedi. Dayak yiyen Arap genç için ortalığı kasıp kavurmuştu.
Gerçi bu şekil bir insanlığı onadan beklemek abes.


ÜCRET OLARAK KİTAP

bs"d

Yine biraz evvel sözünü ettiğim Israel'in dördüncü Cumhurbaşkanı Efraim Katzir'in anılarından:




Yeruşalayim'de kurulan ilk milli kütüphanenin ve şimdi binlerce kitap taşıyan Har Ha'Tzofim kütüphanesinin  fikir babası ve kurucusu Dr. Yosef Leon Hazanoviç hastalarından ödeme olarak para yerine kitap da kabul edermiş. Ücretini nakit veya kitap olarak ödeyemeyecek olan fakirlerin masalarına da evlerinden çıkmadan bir miktar para bırakırmış.

GOLDA NAVON'A KARŞI

bs"d



Israel'in dördüncü Cumhurbaşkanı Efraim Katzir'in oto-biografisinde geçenlerde kaybettiğimiz beşinci Cumhurbaşkanımız Yitzhak Navon'un aslında dördüncü Cumhurbaşkanı olarak düşünüldüğü ancak Golda Meir'in buna karşı çıktığını okudum.

İlginç bulabilecek olanlar için paylaşıyorum:


Perşembe, Kasım 19, 2015

KIZIL HAÇ'IN YENİ TANIMI

bs"d



Cahilliğimi hoş görsünler ama benim bildiğim yukarıda fotoğrafı da Şalom gazetesi tarafından yayınlanan Ambulans ve ilk yardım örgütü Kızıl Haç değil.
Sanırım bu ay şeklindeki sembolü taşıyan örgüte "kızıl ay" deniyor.
Haç ile Ay arasında biraz fark vardır benim bildiğim.

Neden böyle yazma ihtiyacı duydular acep?

Tercüme ettikleri haberlerin kaynağını vermek gibi bir alışkanlıkları da olmadığı için kaynakta ne şekilde yazılı olduğunu da bilemiyoruz.

Benim şu ana kadar rastladığım tüm haber kaynakları "הסהר האדום" (Kızıl ay) olarak yazmışlar.
Yayın çizgisine yakın oldukları belli olan Ha'Aretz bile "Kızıl Ay" olarak yazmış.

Dürüstçe yazamıyorsanız bari böylesine önemli bir olayla dalga da geçmeyin.
Veya "kızıl Haç" olarak yazan kaynağı verin.


KIZANLARA KAPAK OLSUN

bs"d

Washington'daki AkSaray'ın içindeki ruhsuz herife Führer dediğim de kızan ince ruhlulara kapak olsun.
Bu adam Führer değil, ondan da beter bir mahluk.

Geçen sene ABD vatandaşı bir Arap genç Israel'de polis tarafından pataklanınca (hak ettiği için) iki saniye vakit kaçırmadan Israel'i ağzından çıkan hava kirliliği ile suçlayan iğrenç herif bugün kendi ruhsal kardeşleri İslamo-naziler tarafından katl edilen 18 yasındaki Amerikan vatandaşı Yahudi genç için 1 kelime sarf etmedi.

Halen bu pisliği savunmaya devam mı edeceksiniz?
Ha beş para etmez ruhsuz liberaller.
Bir daha aday olursa yine önünde ters secdeye yatıp oylarınızı Israel'deki Yahudiler'in sırtlarına birer bıçak saplar gibi yine bu yaratığa mı vereceksiniz?
Eminim öyle olacaktır.
Kafanız sözde hümanist ideoloji ile o kadar bulanmış ki, gerçekleri göremeyecek kadar körleşmişsiniz.

Tabii sizin için anne karnındaki bebekleri imha etmek daha önemli olduğu için insan hayatının zaten değeri sıfırlanmış halde.

Yalancı, iki yüzlü  gönüllü Kapolar sürüsü.

Çarşamba, Kasım 18, 2015

ALİYA YAPANLARIN KARAKTERİ

bs"d


Özellikle Kuzey Amerika'dan Israel'e aliya yapan Yahudiler'in büyük bölümünün Tora'ya bağlı kesimden olmasının en baş sebebi nedir?
Siyonizm mi?
Hayır.
Sadece Tora'ya bağlı Yahudiler'in hayatlarında öncelik verdikleri değerlerin doğal sonucu bu.
ABD'de 4-5 çocuklu bir Yahudi ailesinin çocuklarına Yahudi eğitimi verebilmesi için çok yüksek bir gelire sahip olması gerekiyor. Aile bütçesinin %70'i genelde eğitime ayrılıyor. Maalesef bu yük altından kalkmak gittikçe genç aileler için imkansızlaşmakta.
Asimilasyonu tehlike olarak görmeyen liberal Yahudiler açısından böyle bir sorun yok.
Bedava devlet okulları onlar için yeterli ve zaten %70-80'e varan karışık evlilikler onların gözünde bir sorun olmadığı için Yahudi eğitimi en iyi şartlarda zaten bir hobiden daha fazla bir önem taşımıyor.
Kısaca ekonomik zorluklar, ekmek parası için değil Yahudi eğitimi ihtiyacı yüzünden Tora Yahudileri'ni Aliya'ya yönlendiriyor.

Bu da secüler Siyonist eğitimden bir sonuç çıkacağı hayalleri ile boşu boşuna maddi kaynakları sarf edenlerin tekrar ve tekrar yanlış olduklarını ispat ediyor.
Yahudi gibi yaşamak istemenin secüler toplum içinde bir öncelik taşımaması veya tam tersi Tora Yahudileri için önem taşıması Aliya'yı bir gerek haline getirmekte.


Pazar, Kasım 15, 2015

MORONLUKTA ÜSTLERİNE YOK

bs"d

Minnesota eyaleti Senatosu'na adaylığını koymuş olan birleşmiş moronlar partisi (halk dilinde Demokrat Parti) adayı Dan Kimmel'in daha sonra yarıştan çekilmesine neden olan tweet'i:


İşte bu hıyarlarla Nazilere karşı savaşacağız.
Kaybetmeye mahkumuz bu embesiller ile.

BABALARI AYNI İKİZ KARDEŞLER

bs"d



İkisinin de babası Soros.

İkisi de aynı amaca hizmet için dangalakların oy güçleri kullanılarak bu mevkilere getirildiler.

İkisi de aynı taktikler ile aynı sonuca ulaşmaya programlanmışlar.

İkisi de tek kontrol amaçlı iki ideolojinin temsilcileri.

İkisi de aynı değneğin iki ucu olan Ateizm ile İslamizm'in temsilcileri.

İkisi de getirildikleri noktalarda orduyu elemine etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.

İkisi de başlarına getirildikleri toplumu bölmek için ellerinden geleni yaptılar.

İkisi de cahil ve az bilgili toplumları manipüle ederek ortak amaç yaratma havasında modern köleliği geliştirdiler.

İkisi de kendileri entelektüel sayan dazlak kafalı, koca göbekli ve badem bıyıklıların dantel kamuflajları ile beslendiler.

İkisi de sorunsuz bir dünya sözü ile (biri komşularla sıfır çözüm, diğeri dünyaya adaletli barış getirme  palavrası ile) uyutulmaya hazır olanları kucaklarına aldılar.

Kısacası insanlığı domine etmek isteyen kuvvet noktalarının ellerinde iki alet vardı.
Ateizm verelim, veya uymadıysa İslamizm verelim.

İkisi de sözüm olan var olan düzeni değiştirme sözü veren iki ayrı yaklaşım ama sonuçta varmak istedikleri nokta aynı.

Şu anda savaş alanı Avrupa.
Hristiyan dünya görüşünden kopan ve ateistleşip, totatliterizme temel hazırlayan bir Avrupa ile İslam yolu ile aynı totaliterizme varmaya çalışan Avrupa.

Seç, seç beğen.
Aynı tiyatro yakında Kuzey Amerika'da da sahnelenecek.
Ateizm daha kuvvetlensin o zaman İslamizm'i salacaklar üstümüze.
Nasılsa ikisi de ortak.

Hiç şüpheniz olmasın, gidişat bu.

Arada unutmadan yazayım, ikisinin de geleneksel düşmanı Yahudi.
Çünkü farklılığı temsil eden tek element taa Avraham'dan beri "İVRİ". Yani Yahudi.

Cumartesi, Kasım 14, 2015

RUH HASTALIĞININ ÜST DERECESİ

bs"d

Bu Fotoğraf bu akşam Mea Şearim'de çekilmiş.
Askere giden Harediler protesto ediliyor.
Toplama kampı kıyafeti giydirilmiş gençlerin üzerlerindeki sarı band üzerinde şunlar yazılı:
"Gaz odalarına gitmek askere gitmekten daha iyidir..."
(עדיף ללכת לתאי הגזים ולא להיות חרד"ק)

Israel'in bunları toparlayıp Yad Vaşem'de mıntıka temizliğine koyması gerekiyor.

BU DA AMERIKA'NIN FITRATI

bs"d


KISACA

bs"d


BU SEFER NE DER HÜSEYİN EFENDİ?

bs"d



Cuma, Kasım 13, 2015

JSTREET'E CEVAP SERİSİ

bs"d

Öylesine bir sokak Yahudisi olarak bu herifleri yakaladıkça cevap veriyorum.



NASIL BİR ACIDIR BU?

bs"d

Önümüzdeki Salı gününe planlanan düğün davetiyesi.

Önümüzdeki Salı günü kızlarını hupaya sokacaklardı.
                        Bugün İslam'ın Cuma terörüne hedef oldular.

                             Baba ve oğul katl edildiler.
                            Yaakov Litman ve oğlu Netanel.

Damatlarının bu Şabat Tora'ya davet edilme törenine katılmak üzere onların yaşadıkları Meitar kasabasına (Beer Şeva yakınında) gidiyorlardı.

Yine Erev Şabat ve yine karanlık.

İşte halen Galut'ta olduğumuzun bir ispatı daha.
Kimse böyle bir acı yaşamamalı.

Yiye zihram Baruh...

Perşembe, Kasım 12, 2015

HASTALIK DERECESİNDE ARTIK

bs"d



Antisemitizmin ABD'de en süratle yayıldığı ortamlar liberalizmin beşiği Üniversite Kampüsleri.
Büyük kızım bu sene be ezrat Ha"Sem ABD'nin en liberal üniversitelerinden birinden mezun oluyor.
Doğrusu ben iple çekiyorum.
Yahudiler'in çok rağbet ettikleri bu Üniversite'nin verdiği zararları gördükçe çok üzülüyorum.
Neyse, CUNY  öğrencileri okul ücretlerinin sorumlusunu da buldular.
Tabii Israel.

Buyrun:
Million Student March

Bundan sonrası sizin takdirinize kalmış.

Tekrar ediyorum: Sosyal liberalizm insanlığın geleceği için en büyük tehlike. 
Ne fanatik İslamistler, ne de fanatik takım taraftarları.
Fanatik liberalizm insanlığın sonunu getirecek.

SONUN BAŞLANGIÇ NOKTASI NEDİR?

bs"d

Dün akşam eve dönerken çok ilginç bir podcast dinledim.
Arap ülkelerindeki Yahudiler'i konu alan bu konuşmada 80 bin kişilik ve geneli çok kültürlü ve geleneklerine bağlı Mısır Yahudi cemaatinin anlatıldığı bölümde Naser'in ikdira gelmesi Mısır Yahudiliği'nin sonunun başlangıcı olarak kabul ediliyor.
Acaba tarihçiler ilerde Türkiye Yahudiliği'nin sonunun başlangıcı olarak hangi noktayı belirleyecekler?
1923?
1948?
2002?
2003?
Vakti ve ilgisi olanın dinlemesini tavsiye ederim.

6 numaralı 

Çarşamba, Kasım 11, 2015

HARBİ SOSYALİST

bs"d

Hem de daha ne kadar üç kağıtçı oldukları tam ortaya çıkmadan.
1963 Kremlin.
Kruçev ve Castro ve Castro'nun Rolex saatı. Pardon 2 adet Rolex saatı.


ÇOK FARK YOK

bs"d

Eski Başkan yardımcısı adayı Michelle Bachman İsrael ziyareti sonrası bütün Yahudiler'i Hristiyan yapmak gerektiğini söylemiş.
Bu da kılıçsız İsis.
İster İslamist olsun, isterse Evanjelist olsun hepsinin derdi dominasyon.
Ama önce Yahudiler.
Trump dümbeleğine de sıcak bakanlar hazır olsunlar.

Salı, Kasım 10, 2015

YAHUDİ VE DEMOKRATİK Mİ?

bs"d

Geçen gün buraya astığım yazıda Tzaha"l'in değişen yüzünün (Tora'ya bağlı asker oranının ve subay oranının artışının) genel toplumun da bir yansıması olduğu ile ilgili yazıma ek olarak 2014'ten Israel Democracy Index tarafından yapılan araştırma sonuçlarını ekliyorum.

Bazı sonuçlar rahatsız edici.


Israel'in kimliğinin hangi özelliği senin için daha önemli?



Israel Yahudi ve Demokratik bir Devlet olarak tanımlanıyor.
Bu tanımlamanın hangi parçası senin için şahsen daha önemli?


Israel'in Yahudi vatandaşlarının diğer vatandaşlarına göre daha geniş haklara sahip olmasına katılıyorum.


Yahudi davalarına daha fazla bütçe ayrılmasına katılıyorum.

Pazartesi, Kasım 09, 2015

KRISTALLNACHT

bs"d

Bu gece 77 sene evvel Almanlar camlarımızı kırarak bizim kökümüzü kurutma amaçlarının ilk adımını attılar.
77 sene sonra orada camları kırılan bir evde korku ile titreyen ufak bir çocuk bu akşam torununun çocuğunun hupa altında Yahudi geleceğine göre Yeruşalayim'i unutmadığımızı sembolleyen bardağı kırdığını gururla izledi.
Yeruşalayim'i unutmadık. 2000 senedir.
Bunu da unutmayacağız.
Bugün Yeruşalayim'i unutmaya hazır olanlar bunu da unutacak olanların başında olacaklar.
Yazın bunu bir kenara.

Pazar, Kasım 08, 2015

ARLOZOROV'U KİM ÖLDÜRDÜ?

bs"d


Tetiği kimlerin çektiği biliniyor.
Olay yerinde ölmediği de biliniyor.
Getirildiği hastahanede kan kaybından ölüyor.
Aşağıdaki kısa filmde Profesör Yosef Agasi Arlozorov'a tıbbi yardımın yapılmamasını emredenin ve kan kaybından ölmesine neden olanın David Ben Gurion olduğunu iddia ediyor.
Her ne kadar aynı kanata dahil olsalarda Ben Gurion ile olan çekişmesi biliniyordu.

Ben şaşırmazdım eğer gerçek bu ise.
Av sezonu ile kendi gibi düşünmeyen Yahudiler'i Ingilizlere teslim eden, Menahem Begin'i öldürmek amacı ile Yitzhak Rabin'e batmakta olan Altalena'dan kaçıp denize atlayan Yahudileri yaylım ateşine tutması emrini veren yine aynı Ben Gurion.

Bizim tarihimiz maalesef doğum sancısı çeken diğer uluslar gibi kan ve ihanetlerle dolu.
Oslo dahil olmak üzere.
Hesabını burda vermeyenlerin akibetleri artık bize kalmıyor.

Kısa İbranice film için: Kim öldürdü?

BEN GURİON'UN KÜTÜPHANESİ

bs"d



David Ben Gurion'un 1922 senesinde Yeruşalayim'e yerleştiğinde şahsi kitaplığında 775 ciltlik bir servet yatıyordu. Bunların 340 tanesi İngilizce, 219 tanesi Almanca, 140 tanesi İbranice, 29 tanesi Fransızca, 13 tanesi Arapça, 7 tanesi Rusça, 2 tanesi Türkçe, 2 tanesi Rumca idiler. Ayrıca 15 değişik lisanda sözlük. Temeli bu şekilde olan kütüphanesi 1973 senesinde vefat ettiğinde 18,000 ciltten oluşmaktaydı.
Kitapta Viyana'ya yaptığı seyahatlerinden birinde yarı fiyatına bulduğu kitaplara harcadığı paralar yüzünden geri dönecek parası kalmadığı anlatılıyor.

YEŞİL ÇİZGİ MESELESİ

bs"d

Jstreet'in üniversite gençliğini zehirlemek için faaliyet gösteren kolu Jstreet U'nun başına geçenlerde Pakistan asıllı Müslüman bir kızcağız seçildi.
Tabii kimse laf edemez, çünkü laf ederseniz en kısa zamanda sizi "ırkçı, islamofobik" gibi terimlerle aşağılayacaklardır.
Liberal media ve toplumun en önemli silahı bu.
Mesela Obama'nın politikalarını beğenmeyenlerin "zenci düşmanı" diye adlandırılmaları gibi.

Neyse bu Pakistan'lı kızcağız için dünyanın en büyük sorunu Israel'in sınırları.
ABD'den Israel'e aliya grupları üzerine faaliyet gösteren Nefesh be'Nefesh grubunun bir reklamındaki Israel haritasına çok bozulmuş.
"Hey!" diyor kızcağız, "Nefesh be nefesh sizin yeşil çizginiz nerede?"
Ben kendimce cevapladım, umarım nefesh be'nefesh te cevap verir.



Jstreet Üniversiteler'de İsrael'i yeterince sırtından bıçaklamaya hazır Yahudi gençler bulamadığı için mi acaba bu genç kızı layık gördü?

Attığı tweetlere bir göz attım, içlerinde Israel'deki terör dalgasından söz eden bir tane yok.

Ama sonra kendime geldim.
Jstreet'ten bahs ediyoruz.

Son yılların en büyük Israel düşmanlarını bir tente altında toplamaya çalışanlardan.


YAHUDİ OLARAK YAŞAMAK

bs"d

Yahudi olarak yaşamak, bir ömür boyunca başkalarının kendilerine serbest gördükleri davranışlar ile suçlanmak ve devamlı bu suçlamalara karşı savunma halinde yaşamak demektir.
Bu boyun eğmezlik ve her şeye rağmen daha yüksek bir standarta göre devam edebilmek te, başkalarının içlerindeki nefreti deşmekte.

YAHUDİ TOPLUMUNUN GÖRÜNTÜSÜ

bs"d



2013'te ABD Yahudileri'nin yapısını inceleyen PEW araştırmasından sonra ABD genelinde inanç guruplarının durumunu araştıran bir çalışmanın sonuçları geçtiğimiz Salı günü yayınlandı.
Bu araştırmanın sonuçlarına göre ABD genelinde dini inaçlarda bir gerileme tespit edilirken Yahudi toplumu içinde bazı belli kesitlerde ve alanlarda büyüme gözlemlendi.
Araştırmanın sadece ABD Yahudileri'ni değil genel diaspora Yahudileri'ni ve özellikle Türkiye Yahudileri'ni de ilgilendirdiğine inandığım bölümlerinin sonuçlarını paylaşıyorum:

35,000 ABD vatandaşını kapsayan araştırmada hangi inanç gurubuna mensupsunuz sorusuna 847 kişi Yahudi diye cevap vermiş.  Bu 2013 PEW araştırmasının kapsadığı 3,475 Yahudi'den çok daha düşük bir rakkam.

Bazı sonuçlar:

ABD genelini kapsayan son 2007 araştırmasından sonra Yahudi inancının günlük hayatlarında çok önemli bir anlam taşıdığını söyleyenlerin oranı %31'den %35'e yükselmiş.
Günlük veya haftalık ibadete katılanların oranı %16'dan %19'a ve haftada en azından bir kere Tora öğrenimi gruplarına katılma oranı %11'den %16'ya yükselmiş.

* Tora'yı Tan-rı mı yazdı?
Yahudiler'in %11'i Tora'nın Tan-rı'nın sözü olduğuna inanıyorlar. Bu da ABD genelindeki dindar (Ortodox) Yahudiler'in oranı ile aşağı yukarı aynı.
Diğer ana inanç gurupları arasında (Hristiyanlar ve Müslümanlar) Yahudiler Tora'nın Tan-rı tarafından verilmiş olduğuna inanan en düşük orana sahip grup.
Yahudiler yine diğer inanç gurupları arasında Tora'yı okuyup öğrenmeye çalışan en düşük orana sahip grup.
Yahudiler arasında Tan-rı inancı 2007'de %72 iken 2014'te %64'e düşmüş.

* Cennet ve Cehenneme inanıyor musunuz?
2007'de %38 olan Cennet inancı Yahudiler arasında %40'a çıkmış. Buna karşılık Cehennem inancı ise aynen 2007'deki gibi %22'de kalmış.

* Kim daha çok dua ediyor?
Yahudiler'in %29'u haftada bir Tefila'ya katılıyor.
Günlük dua eden kadınların oranı Yahudiler arasında %31 iken erkeklerde %27.

* Domuz yiyor musunuz?
Domuz yemenin yasak olduğu guruplar arasında Müslümanlar'ın %90'i domuzdan uzak dururlarken Yahudiler'de bu oran %40. Yahudiler'in %57'si domuz yemekten kaçınmadıkları gibi %1'i de vejetaryen.

* Homoseksüellere yaklaşım
ABD genelinde homoseksüelleri en büyük oranda kabul eden grup Yahudiler. ABD genelinde %62 iken Yahudi toplumu genelinde %81.
Homoseksüel evlilikleri ABD genel toplumunun %53'ü desteklerken Yahudi toplumunun %77'si taraftar.

* Eğitime önem vermeye devam ediyoruz.
Yahudiler arasında üniversite mezunu oranı %59. Bu oran ABD genelinde olan %27'nin iki katından fazla.

* İnancımızı %25lik bir süratle kaybediyoruz.
Her nesilde Yahudi bir evde büyümüşlerin %75'i aynı inanç şekli ile devam ediyor.

* Kimlerle evleniyoruz?
Halen evli olan Yahudi çiftlerin %65'i bir Yahudi ile evli.

* Ne zaman evleniyoruz?
Hiç evlenmeyen Yahudilerin oranı 2007'deki %19'dan 2014'te %23'e yükselmiş. Yahudi ergenlerin %56'sı evli, %15'i boşanmış veya dul kalmış. 

* Üreme durumumuz.
Yahudi ailelerde averaj çocuk oranı 2.0. Bu oran ABD toplum genelinde 2.1. Tora'ya bağlı aileler arasında oran 4.1. Diğer Yahudiler'de bu 1.7.

* Maddi durumumuz.
ABD Yahudileri'nin %44'u senelik $100,000 ve üstü gelire sahip iken (bu ABD genelinde % 19) %16'imiz senede $30,000'lik ve altında gelir ile fakirlikle mücadele etmekteler. %15'imiz ise senede $30,000 ile $50,000 gelir sahibi.




Cumartesi, Kasım 07, 2015

BABASI İLE OLAN BAĞI

bs"d



Bu hikayeyi Rabbi Paysach Krohn'un kaleminden okudum. Rabbi Krohn anlattığı hiç bir hikayeyi ilke olarak şahsen doğrulamadıkça yayınlamaz.

2000 senesinin yazında 16 yasındaki Mordehay Kaler Waşington'daki bir Yahudi huzur evinde gönüllü olarak çalışmaya başlar. Görevlerinden biri de her sabah yaşlıları huzur evinin birinci katındaki Sinagog'daki Tefila'ya davet etmekti. Onun bu davetine olumlu cevap verip katılanlar olduğu gibi gelmeyenler de vardı ancak bu katılmama dileklerini gayet kibar bir şekilde yapmaktaydılar.
Ancak ikinci katta yaşayan bir yaşlı bu konuda çok pis bir ağızla cevap vermekteydi ve hatta daha evvel başka bir gönüllüyü yanından küfürler ile kovmuştu. Mordehay kendi denemek istedi ve önce kendini tanıttıktan sonra bu yaşlıya daha önceki gönüllüyü neden kırdığını sordu, onun sadece görevini yapıp huzur evi sakinlerini minyana davet ettiğini söyledi.
Yaşlı adam, "Genç çocuk, beni odama götür ve sana anlatayım bunun nedenini" diye cevap verir.

Odaya geldiklerinde yaşlı adam hikayesine başlar. Polanya'da dindar bir aileden geldiğini ve 12 yasında iken tüm ailesinin Naziler tarafından toplama kampına yollandığını ve sadece kendisi ile babasının hayatta kaldığını anlatır.
Kampta yaşadıkları barakada Yahudilerden biri bir şekilde baş Tefilin'ini kaçırabilmişti ve her ne kadar sadece baş Tefilini takılarak mitzva yerine getirilmese dahi ellerinden geldiğince, fırsat buldukça bu Tefilin'i takmaktaydılar.
"Babam için bu yeterli değildi. Bar Mitzvam yaklaşıyordu ve diğer bir barakada tüm bir Tefilin setini gizlice kampa sokan birinin öldüğünü duymuştu.
Bar Mitzvamın sabahında babam gizlice askerlere görünmeden diğer barakaya gitti. Ben onu pencereden korkudan titriyerek izliyordum. Tefilin'i almış, kucaklamış ve geriye doğru koşarken ağaçların arasından çıkan bir asker onu görüp benim gözlerimin önünde ateş etti ve öldürdü. Nazi uzaklaşınca ben kendimden geçmiş bir şekilde babama koştum ve askerler geri gelip beni de öldürmeden babamın elleri arasındaki Tefilin torbasını alıp geri kaçtım."
Yaşlı adam kızgın bir bakışla Mordehay'a dönüp "Babasını oğlunun gözleri önünde öldüren bir Tan-rı'ya kim dua edebilir? Ben edemem!" der.
Odadaki çekmeceli dolabı Mordehay'a göstererek "üst çekmeceyi" aç der.
Mordehay çekmecede senelerce kullanılmamış, el değmemiş olduğundan kırışmış Tefilin torbasını görür.
"Torbayı bana getir" der yaşlı adam.
Torbadan Tefilin'i çıkartıp "bu Tefilin'i babam o gün benim için taşıyordu. Bunu saklamamın nedeni etrafımdakilere gösterip babamın bu pis kutular ve kayışlar için öldüğünü anlatmak için. Bunlar bana babamın verdiği son şeylerdi." der.
Mordehay şoke olmuş ve ne diyebileceğini bilmiyordu. Özür dileyerek odadan çıkar ve bir daha bu yaşlı adamı rahatsız etmemeye söz verir. Eve döner ama ne yemek yiyebilmişti ne de o akşam uyuyabilmişti.
Ondan sonraki günlerde yaşlı adamın yaşadığı kattan uzak kalmaya ve onunla karşılaşmamaya gayret etti.
Bir kaç gün sonra yine Sinagog'a gitmesi için yardım ettiği yaşlılardan biri Mordehay'a o günün kendi babası için meldado tarihi olduğunu ve Kadiş söylemek istediğini ancak minyan olmadığını tam 9 kişi olduklarını söyler. "Acaba 10uncu kişiyi bulabilir misin?"
Mordehay o sabah diğer sakinlerden rica etmiş ama çoğu yorgunluktan ve isteksizlikten negatif cevap vermişlerdi.
Tek çaresi karşılaşmamak için çaba gösterdiği aksi yaşlıdan rica etmekti.

Çekinerek ve huzursuzca ikinci kata çıkar ve yaşlı adamın kendisini tersleyeceğini bilerek kapısını çalar.
"Yine mi sen?"
"Sizi rahatsız ettiğim için çok özür dilerim ancak Sinagog'da yaşlı bir bey bugün Kadiş söylemek istiyor ve sadece 9 kişi var. Sadece bu defa için gelebilir misiniz lütfen?"
"Bu sefer gelirsem bir daha beni rahatsız etmeyeceğine söz verir misin?"
Mordehay bu cevabı beklemiyordu ve "Evet, sizi bir daha rahatsız etmeyeceğim" der.

Mordehay bugüne kadar neden şu sözleri, yaşlı adamı çok çok kızdıracak sözleri, söylediğini anlayabilmiş değil: "Tefilin'inizi de getirmek ister miydiniz?"
"Eğer getirirsem beni rahat bırakacak mısın?"
"Evet, kesinlikle."
"Öyleyse beni götür ama Sinagog'da en arka sıraya oturt beni. Tefila biter bitmez ilk çıkan olabilmem için."

Mordehay yaşlı adamı Sinagog'a götürür ve Tefilin'ini eline alıp "size takmanızda yardımcı olabilir miyim?" diye sorar.
Sol kolunu uzatan adama Tefilin'i takmasında yardımcı olduktan sonra diğer işlerini yapmak üzere Mordehay Sinagog'tan ayrılır.

Tefila bittikten sonra Sinagog'a dönen Mordehay bom boş odada sadece en arkada oturmakta olan yaşlı adamı bulur. Halen Tefilin'ini giymekte olan adam hüngür hüngür ağlamaktaydı.
Mordehay, "hemen doktor veya hemşire çağırayım mı?" diye sorar.
Yaşlı adam cevap vermiyordu. Kolundaki Tefilin'e bakarak, okşayarak "babacım, babacım., o kadar iyi hissediyorum ki kendimi..." diye ağlamaya devam eder.
Mordehay'a bakarak "son yarım saatte kendimi babacığıma o kadar yakın ve bağlı hissettim ki, sanki tekrar yanıma geldi" der.
Mordehay yaşlı adamı odasına geri götürür. Tam kapıdan çıkarken yaşlı adam Mordehay'a "yarın sabah gel, beni tekrar al" der.
O günden sonra her sabah Mordehay ikinci kata çıktığında yaşlı adamı elinde Tefilin torbası ile tekerlekli sandalyesinde asansörün önünde onu beklerken bulacaktı.

Bir sabah Mordehay ikinci kata geldiğinde yaşlı adamı kendisini beklerken bulamaz. Acele ile odasına gidince yatağını da boş bulur. Hemşirelerin bulunduğu noktaya giden Mordehay yaşlı adamın bir gece evvel kendini kötü hissettiğini acilen hastahaneye kaldırıldığını ve orada geçirdiği bir inme sonrası vefat ettiğini öğrenir.

Bir kaç gün sonra yaz aylarındaki gönüllü görevini tamamlayan Mordehay'a huzur evi bir ödül verir. Tören sonrasında bir bayan ona yaklaşır ve kendisi için yaptığı her şey için teşekkür ettiğini söyler.
Mordehay "af edersiniz ama ben sizi tanıyor muyum?" diye sorar.
"Ben senin yardım ettiğin yaşlı adamın kızıyım. Onun son günlerini huzur içinde geçirmesine sebep oldun. Hastahaneye götürülürken beni arayıp acilen Tefilin'ini getirmemi istedi. Son bir kere daha dua etmek istiyordu o Tefilin ile. Hastahanede ona ben yardım ettim Tefilin'i takmasına ve o anda inme geldi. Bir kaç dakika içinde son nefesini verdi. Öldüğünde kolunda Tefilin'ini, benim dedemle olan bağını taşıyordu..."

HAYE SARA VE POLİTİK SİYONİZM'İN TEMELİ

bs"d



Okumuş olduğumuz "Haye Sara" Peraşası'nda Avraham'ın vefat eden eşi Sara'yı gömmek için Hititler'den  arazi ve içindeki mağarayı satın aldığını okuduk.
Binlerce yıl sonra Yahudiler tekrar topraklarına dönme isteği ile organize olmaya giriştiklerinde "Keren Kayemet" adı altında bir örgüt yolu ile yerleşimler kurmak amacıyla Osmanlı işgalindeki Eretz Israel'de toprak satın almaya başlayacaklardı.

Sefarad büyüklerinin modern politik Siyonizm'e katkıları çok üzerinde konuşulan bir konu olmamıştır.
Ama hiç küçümsenemeyecek kadar önemlidir ve her zaman geleneklerine bağlı olarak kalabilmiş Sefarad Yahudileri için Siyonizm özellikle Reform hareketi tarafından etkilenmemiş ve zararlarından uzak kaldıklarından kendi kimliklerinin bir parçası idi. 

Rabbi Yehuda Alkalay 1798 senesinde Sarayevo'da dünyaya geldi. 1840'lara kadar ismi pek duyulmayan ve 1834'te "Şema Yisrael" adı altında bir bildiri yayınlayan Rabbi Alkalay Yahudileri Eretz Israel'e göç etmeye teşvik etmekteydi. Fikirlerini önce Ladino dilinde kağıda dökmekte idi. İsmi 1845'te yazdığı "Minhat Yehuda" adli eseri ile duyulmaya başlayan Rabbi Alkalay'ın fikirleri seneler sonra Theodor Hertzl'in satıtrlarında yankılanacaktı. Rabbi Alkalay fikirlerini Tora'ya dayanan ancak modern bir yaklaşım ile öne sürmekteydi. Teklif ettiği yenilikler arasında İbranice'nin halk içinde kullanılan günlük lisan haline getirilmesi ve örgütlenme ile Eretz Israel topraklarının kalkındırılması vardı. Geleneksel kaynaklara dayanarak Maşiah'ın Eretz Israel toprakları çorak kaldığı sürece gelmeyeceğini söylüyor ve bu yolda hazırlıkların yapılmasını öneriyordu. "Minhat Yehuda" adlı eserinde Avraham'ın Hititler'den satın aldığı toprak örneği ile "Atalarımız'ın yaptıkları bizler için birer simgedir" (ma'ase avot siman le'banim) ilkesini modern Siyonizm'in temellerinden biri olarak görmek mümkün.

Bu fikirlerini yazdığı senelerde Rabbi Alkalay 100 Yahudi aileyi barındıran Semlin (Zemlin) adlı bir kasabanın Sefarad Kal'ının Rav'i idi. Bu Kal'a gelen yahidlerden biri de modern politik Siyonizm'in fikir babası Theodore Hertzl'in büyük babası Simon Leon Herzl idi. Dedesi ile bu Kal'a defalarca gelmiş Theodore Herzl'in daha sonra yayınladığı "Der Judenstaat" ve "Altneuland" kitaplarında Rabbi Alkalay'ın vaazlarında söze getirdiği duygular yankılanmakta.

Fikirlerini tanıtmak için Avrupa'daki Yahudi merkezlerini ve etkili Yahudiler'i ziyaret eden Rabbi Alkalay daha sonra kurulacak olan ve Eretz Israel'de toprak satın almaya yönelik Keren Kayemet'in öncülerinden bazı yerel örgütlerde de faal oldu. 1874 senesinde Yeruşalayim'e eşi ile birlikte yerleşen Rabbi Alkalay 1878'te (5578) vefat etti. Kabri Zeytin Dağı'nda bulunan Rabbi Alkalay'ın 1840'ta kaleme aldığı yazıları arasında belli Kabalistik hesaplar ile Yahudiler'in 1939 senesinden sonra büyük bir felaket ile karşı karşıya kalacakları ve daha evvel Eretz Israel'e göç etmeleri gerektiğini de yazdığı daha sonra ortaya çıktı.
Related Posts with Thumbnails