Her ne kadar sosyalizm savunuculari "Politically Correct" *(1) olabilmek icin sosyalizm ile komunizm birbirine karistirilmamali deseler de, isin kokune inince modern fikir babalari tek, analari cok oldugundan bu ayrimi en azindan "modern anti-semitizm"'in yaratilisi baglaminda bulamayiz.
Karl Marx'in antisemitzmi uzerine 1961 senesinde New York'ta Hertzl Institute'un yayinladigi "the Jewish complex of Karl Marx" kitapcigi 1936 senesinde henuz Israel Devleti kurulmadan yayinlanmakta olan "Ha'aretz" gazetesinin editoru (kendisi de sosyalist olan) Moshe Glickson'un bu konudaki arastirmalarini kapsamakta. Moshe Glickson kendi neslinin genclerini Marxizm kandirmacasina kurban dusmelerini onlemek icin degil, nesiller boyu Rabinik bir aileden gelen Karl Marx'in nasil boylesine "kor ve koyu bir Yahudi dusmanligini" adapte ettigini aciklamaya calismaktaydi. Glickson Marx'in bu durumunu arastirirken 1933 senesinde Marienbad'da Nazi sempatizanlari tarafindan oldurulen Theodor Lessing'in "Der jüdische Selbsthaß" (kendineden nefret eden Yahudi) adli kitabinda bu konuya aciklama bulduguna da inandi.
Bu konu uzerine olan arastirmalari sirasinda kendisi de bir sosyalist olan Moshe Glickson Israel Devleti oncesi sosyalist liderlerin "bilimsel sosyalizm" fikrinin ortak yaraticilarindan Karl Marx'in calismalarini yayinlama isteklerine sasirmaktaydi. Acik bir anti-semit olan Karl Marx'in bu sekilde yuceltilmesi ona ters geliyordu. Ancak bugun bile bazi Kibutzlarda ve sosyalist ortamlarda Hertzl'in portresinin yaninda Karl Marx'inkini de gormek mumkun. Bunun da aciklamasi ideolojilere olan duygusal bagliliklar -- hangi ideoloji olursa olsun -- mantik ve bilginin de onunde durmaktalar olarak dusunulebilir.
Karl Marx'in "Yahudi meselesi uzerine" adli makalesi Bruno Bauer'in bu konuda yazmis oldugu iki calismasi uzerine yapmis oldugu elestirisi idi (Yahudi meselesi ve Yahudilerin ve Hristiyanlarin ozgurlesme kabiliyetleri). Ancak Karl Marx'in antisemitizmini anlayabilmek icin bu makale tek basina bir anlam tasimamakta.
Marx'in gercek antisemit yuzunu gosteren ve genelde unutturulmaya calisilan asil " Rus kredisi uzerine" baslikli makalesini incelemek gerekiyor.
Sosyalistlere soracak olursaniz boyle bir makalenin olmadigini, yalan oldugunu soyleyeceklerdir. Ama New York Tribune'ta 4 Ocak 1856'da yayinlanan makaleden bu alinti Marx'in fikirlerinin (tabii dolayisi ile genelde sosyalizmin temelinin) ne derecede antisemitizm etkisi altinda oldugunu anlamak mumkun:
Bu cumleleri yazmis birinin antisemit olmadigini iddia edenin; Hitler'in de iyilik melegi oldugunu savunabilecegine supheniz olmasin.
Her Papa'nin bir Jesuit tarafindan desteklendigini gordugumuz gibi, her zalim, zorbanin bir Yahudi tarafindan desteklendigini de goruyoruz. Gercekte bu zalimlerin istahlari ve savaslarin gerceklesme olasiliklari dusunceyi bozan bir Jesuit ordusu ve cepleri bosaltan bir avuc Yahudi olmasaydi imkansiz olacakti.
Sosyalist ruhu tam anlayabilmek icin Marx'in su yazdiklarini gormek gerekiyor:
Yahudiligin ozu ve Yahudi ruhunun koku menfaatcilik ve cikarciliktir. Israel'in tanrisi "Mamon" (Para) kendini paraya olan sehvet ile gostermekte. Yahudilik anti-sosyalligin toplum icinde vucud bulmuslugudur.
Marx'in bunlari yazmasindan 100 sene sonra Avrupa tarihin en buyuk soykirimini sahneye koyacakti. Ayni fikirleri temel alarak. Tabii Nazi'lerin yaptiklarindan tamami ile Marx'i sorumlu tutmak dogru olmayacak ama bu yonde katkilari oldugunu da goz onunde bulundurmaktan da kacmamaliyiz. [politik edep(sizlik) ugruna - DH]
Yukardakiler yetmedi ise bu satirlari da okumakta yarar var:
Yahudi'nin sirrini dininde aramayalim; onun yerine gercek Yahudi'nin icinde dininin sirlarini arastiralim. Yahudiligin laik temeli nedir? Ticaret. Laik tanri nedir? Para. Tamamdir oyleyse!
Ticaretten ve paradan ozgurlesme, yani poartik gercek Yahudilikten ozgurlesme gunumuzun oto-ozgurlesmesi olacaktir. Ticaretin on sartlarini yok edecek bir orgutlenme Yahudi'nin de var olmasini imkansiz hale getirecektir. Dini bilinci gercek taze hava icindeki bir toplumda duman olacaktir. Yani Yahudilik icinde temelde yatan bir anti-sosyal faktor bulmaktayiz. Yahudi'nin tam ozgurlesmesinin tam manasi insanligin Yahudilikten ozgurlesmesidir.
Eger icinde Yahudi olmanin veya Yahudi olarak kalabilmenin imkansiz oldugu bir toplum istiyorsaniz bir sosyalist olarak onunuze iki cozum cikmakta. Ya Hitler'in cozumu, ya da Karl Kautsky'nin cozumu.
Hitler'i biliyoruz. O da kendini ve organizasyonunu "sosyalist" olarak adlandirmisti.
Karl Kautsky ise Yahudi'nin genel "toplum" icine asimilasyonunu savunuyordu. Karl Marx'in kendini ozgurlestirebilmesi icin icindeki anti-sosyal faktoru yani Yahudi'yi elemine etmesi gerektigini savundugu "toplum".
Ateist Karl Marx nedense sadece Yahudilere Yahudiliklerinden (dini anlamda) temizlenmeleri gerektigini soyluyordu. Hristiyanlarin Hristiyanliklarindan temizlenmeleri degil. Yani ateizmi Yahudilige yonelikti. Marx (Edgar Bauer ve Ludwig Feuerbach gibi diger Hegelistler ile ayni sekilde) Hristiyanligin Yahudi materialist ruhu tarafindan yolsuzlastirilmis olduguna inanmaktaydi:
"Yahudi meselesi uzerine" baslikli makalesinde Marx Yahudi'nin Hristiyan dunyasi uzerindeki materialist egemenligi Amerika'da oylesine bir sekilde kabul goren raddeye vardi ki, Hristiyan ogretisinin kendisi olan Gospel'lerin yayilmasi ticari bir nesne haline geldi.
DEVAMI
*(1) [ tam Turkce karsiligi olmayan bir terim oldugu icin kendi urettigim "politik edep(sizlik)" olarak kullanacagim--DH]
