shomer shabat

Perşembe, Ocak 28, 2016

DAYANIŞMADA BU HAFTA

bs"d



Lay lay lom liberal, ateist, sol antisemit dünyasında yine averaj bir haftaydı.
Şoa'yı uluslararası anma gününe gelen haftada Führer "Ulu Lider" Hüseyin Israel konsolosluğunda timsah göz yaşları dökerken rejimi Yehuda ve Şomron'da üretilen malları etiketleme kararı aldı.
(Bakınız: etiketleme genelgesi)

Bayanların rüyalarına giren yakışıklı Kanada Başbakanı da ateist, sol antisemit liberalizmin, ateist İslam ile olan bağlarını pekiştirircesine Şoa'yı anma günü için yaptığı nutuğuna Yahudiler veya antisemitizm ile ilgili bir kelime eklemeyi uygun bulmadı.
Şoa Yahudiler'e uygulanmadı ya.
(Bakınız: kutup ayılarına Holokost  - küresel ısınma tabii ki)
Zaten Führer "Ulu Lider" Hüseyin rejiminin barış ortakları Şoa'nın varlığı hakkında kesin olmayan bir iddia olduğunu söylüyor.  (Bakınız: budur!)
Demek ki adamın bu görüşüne o kadar değer veriyoruz ki, her ne kadar Israel'i imha edeceği üzerine and içse de bu iddiasının da kesin olmadığına dayanarak eline 150 milyar Dolar'ı teslim ediyoruz. Süper zeka.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Yahudi kanının dökülmesini anlayışla karşılamak gerektiğine dair sözleri ile Yahudileri kızdırırken pro-Israel (gülmeyin ayıptır) J-street kendisini haklı bulan Ha'Aretz makalelerini anında tweet etmeyi kaçırmadı.
Tersi olsaydı zaten şaşırırdım.

Kısaca; Ateist Islamistler ile, Liberal ateist solun bir haftası daha geleneksel dayanışmaları icinde geçti.
Bakalım haftaya ne gibi planları var.

Avanti - popolo...

"BİR DAHA ASLA!" -- ŞAKA, ŞAKA :-)

bs"d





Çarşamba, Ocak 27, 2016

BUDUR!!!!!

bs"d

İşte Obama ve Obamanyakların götünü yaladıkları "ULU LİDER" tam gününü buldu.

Şoa'yı inkar etmek ABD'de yasak değil.
Obama'yı bağlamıyor yani.

Auschwitz'i atlayıp gezmeye giden bir ruhsuzdan ne beklenirdi ki?

Salı, Ocak 26, 2016

ÇARESİZ SEÇİMLERE DOĞRU -- BİR SOKAK YAHUDİSİ'NİN BAKIŞI

bs"d



ABD Başkanlık seçimleri öncesi iki parti içindeki adaylık yarışması kızışıyor.
Öncelikle şunu anlamak lazım: ABD'de geçerli olan sistem "tek parti" sistemi. Bakmayın siz iki ana parti arasında imiş gibi bize gösterilmesine. İkisi de tek partinin iki ayrı kanadının çakalları.

Neyse Tek Partinin Demokrat kanadında Hillary Lenin ile Bernie Stalin arasında büyük ihtimal ile Lenin (Hillary) sonunda aday olacak. Stalin'e henüz hazır değiliz.
Tek Parti'nin Cumhuriyetçi kanadı ise tam bir komedi. Herkesin düşünüp, söylemekten çekindiklerini söyleyen patavatsız Donald Trump görünürde ortalığı silip süpürüyor. Tabii bu paslanmış kurumlaşmanın patronlarını rahatsız ediyor. Müthiş bir saldırı ile Trump'u alt etmeye çalışıyorlar. Sundukları alternatif dört köşe Ted Cruz.
Yıldızı parlamakta olan ve benim de saygı duyduğum Ben Shapiro bile Trump'a karşı. Her ne kadar fikirlerini ve hitap etme kabiliyetlerini sevsem dahi Ben Shapiro'nun saçlarını tarama şekli beni hep rahatsız ediyor. Bildiğimiz kurumlaşmış, muhafazakar kanadın iki yüzlü şeklini hatırlatıyor bana. Ama halen kendisine olan hayranlığım kaybolmuş değil.
Saadete gelecek olursak başta ABD ve dünyanın kaderinin selameti için Hillary Lenin'i kim durdurabilir sorusuna cevap verebilmemiz lazım. Dik dörtgen Ted Cruz ABD için fazla dirk dörtgen ve gereken oyları kesinlikle toplayamayacaktır. Ted Cruz aday olursa Hillary kampanya yapmayı bile kesse olur. Seçimler cebinde.

Ama Trump aday olursa durum değişir.
Süper "dik dörtgen muhafazakar" olmayan ama Amerikan milliyetçisi olan bir aday Hillary'nin yalanlarına Ya'Rabbi şükür demeyi red edebilme cesaretini gösterecek vatandaşların oylarını toplayabilir.

Bu yüzden de seçim alanına homoseksüel hakları, kadınların seçme hakkı gibi konuları getirmeyecek olan ve ekonomi ile güvenlik üzerine odaklanacak bir aday gerekiyor. Hillary devamlı kadınlar ve homoseksüeller konusunu gündeme getirerek zeka oranı zaten gazetenin tarihini dahi okumaktan yoksun oy kölelerini kafa kola getirmeye çalışırken gerçek sorunlara odaklanacak bir aday ilgi çekecektir. Ted Cruz kargası "gak deyip" Hillary tilkisine yem olacaktır.

Ben şahsen Israel ve Yahudiler için kim daha işimize gelecek sorusuna cevap vererek oy vereceğim.
Ted Cruz her ne kadar ailesinde Yahudi olmayan ve bu yüzden de Israel'e en sadık olabilecek aday olmasına rağmen seçilebilme ihtimali düşük bir aday olduğu için boşa giden bir oy olur.
Trump'a ise güvenebilir miyiz bu konuda?
Çok ama çok şüphedeyim.
Ama yeterki Hillary olmasın da kim olursa olsun hissi ile oy kullanmak zorunda kalacağımız için cevap açık.

Bu defa Türkiye'de özellikle son iki seçimde oy kullananların çaresizliğini hissedebiliyorum.

Ama hepsi boş:
Sonuçta Talmud günlerin sonunda bize sadece TEK bir Liderin olduğunu önce Yahudiler sonra tüm insanlığın anlayacağını 2000 sene evvel söylemedi mi?
Alenu Le'şabeah duası ile her Tefilamızı bitiririz.
Orada da "Ve aya Ha'Şem leMeleh al kol ha'Aretz, bayom Ha'u yiye Ha"Şem Ehad u'Şmo Ehad" diyerek noktayı koyuyoruz.
(Zeharya 14:9)
ט וְהָיָה יְהוָה לְמֶלֶךְ, עַל-כָּל-הָאָרֶץ; בַּיּוֹם הַהוּא, יִהְיֶה יְהוָה אֶחָד--וּשְׁמוֹ אֶחָד. 

IRKÇI BİR TEORİNİN ÇÖKÜŞÜ

bs"d

Hep derler ya Yahudiler akıllıdır diye.
Her zaman bunun çok ırkçı bir söylem olduğunu savunmuşumdur.

İşte zaten yanlış olduğunun açıkça ispatı da var:

Gerçi zamanla akıllanma (evrim) gerçeği de var.


Pazartesi, Ocak 25, 2016

KENDİNİ HEMEN BELLİ EDİYOR

bs"d

Bu hafta sonu bayaa kuvvetli bir kar fırtınası yaşadık.
Doğrusu New York Belediyesi durumu çok güzel idare etti. Belediye Başkanımız her ne kadar politik olarak beş para etmese dahi bu işin üstünden geldi ve gerekli krediyi de hak etti.

Burada herkes evinin, iş yerinin önünü kardan temizlemekle yükümlüdür.

Aşağıdaki fotoğraf Demokrat Parti Başkan aday adayı komünist Bernie Sanders'in dünya görüşünü paylaşan bir dümbeleği çok güzel ifade ediyor. Herşeyi Devlet'ten beklemek.


Perşembe, Ocak 21, 2016

CAROLİNE GLİCK'TEN MÜTHİŞ BİR DERS

bs"d

3 dakikanızı ayırabilirseniz pişman olmayacaksınız.
Veya çok, çok pişman olacaksınız.


CAMİ DUVARI, SİNAGOG DUVARI VE CAROLİNE GİRAUD

bs"d

Bilin bakalım hangisi daha önemli bizler açısından.

Israel'de zaman zaman kendini bilmez serserilerin Cami duvarlarına yazdıkları grafiti ve yapılan saldırı haberlerini sayfalarına taşımakta gecikmeyen Şalom Gazetesi 18 Ocak sabahı gerek tweeter, gerekse tüm diğer sosyal medya üzerinden çoğumuzun haberi olan İstipol Sinagogu'nun duvarlarına yazılan nefret mesajını ancak 20 Ocak'ta haber yapabildi.

Aynı Şalom, bugün vefat eden Mustafa Koç'un eşinin kimliği üzerine bir Megila yayınlamayı aynı gün becerdi.



Tabii eğer Sinagog duvarı üzerine yazılı olanların doğru veya yanlış olduğunu önce teyid edip halka doğru haber vermek amacı ile de bir gecikme yaşanmış olabilir.
Yazının ilk bölümü mü ikinci bölümü mü daha fazla zahmete gerek duydurmuştur bilemem.(Yazdığım son iki cümlenin espri maiyetinde oldugunu anlamayacaklar icin uyarı : Israel terörist degil, All-ah gerçekten var)

CANLI BOMBA SAKAR OLURSA

bs"d

TIKLAYIN:



Salı, Ocak 19, 2016

OBAMİSTLER ŞENLENSİNLER

bs"d

Çok laf etmeye keyfim yok ama böylesine önemli bir Obamizm haberi kaçırılamazdı.
Yehuda ve Şomron'da üretilen malların AB tarafından etiketlenmesine Herr Ayetullah Hüseyin Obama rejimi destek oluyor.

Haberi okumak için:

Obama Admin Backs Effort to Label Products Made by Jewish Businesses in West Bank



Obamanyaklar için gurur dolu bir gün.

NATO KAFA NATO MERMER

bs"d

Tarihten ders almayanlar tekrarlanmasına neden olurlar.
Aynı dümbelek kafa, aynı kana doymayan sapık ideoliji sadece kendi idolojisi için yine milyarları feda etmeye hazır.

Hatta böbürlenerek ve gurulanarak.



Pazartesi, Ocak 18, 2016

AKILLANMAYACAKLARDIR AMA...

bs"d

Liberalizmin nasıl bir ruh hastalığı olduğu hakkında bir ispat daha:

Chicago'da yapılacak olan Gay ve Lesbien konferansından Israel'e yakınlığı ile tanınan Yahudi grubu men edildi.
Değil Ortadoğu'nun dünyanın en LGBTQ toplumu dostu olan Israel ile yakınlıkları var diye.
Homoseksüellerin damlardan ölümlerine atıldığı komşularının yanında Israel'i ayrı tutmak.

Golda Meir'in yaşadığı hayal kırıklığının günümüze uyarlanmış şekli.
Bakarsınız gün gelir antisemitizmi kınama gösterisine yapılan davet bildirisinde Israel'i katliamcı olarak tanımlayanlar bile çıkar.
Söylemedi demeyin.

Zamanında Begin'in Golda'ya söylediği sözler gibi:
resme tıklayıp büyütebilirsiniz.

"Yuvanıza dönün".

Israel-focused Jewish Group Booted From Major LGBTQ Event in the U.S.

Pazar, Ocak 17, 2016

İSRAEL DEVLETİ'Nİ KİM DESTEKLEYECEK?

bs"d



Senede iki kere yayınlanan Hakirah dergisinin son sayısında Heshey Zelcer'in "Israel Devleti'ni kim destekleyecek" başlıklı makalesini bu Şabat okudum.
ABD Yahudi demografisinin hızla değişmesi ve liberal kesimin Israel'e olan yakınlığının azalması, Haredi kesimin her zaman soğuk yaklaşımı yüzünden Israel'e gerekli desteğin ne şekilde devam ettirilebileceğini işliyor.

İlginç bazı veriler içeren makalede Haredi toplumun içinde son yıllarda hızla büyümekte olan "practical Haredi" bölümüne dikkati çekiyor.
Israel'e olan destegin de kaynağının yödeğiştirmesinin gereğine işaret eden makaleden bazı alıntılar:

Tora'ya bağlı Yahudiler (Ortodoks) hızla büyümeye devam ediyorlar. Genel Yahudi toplumda çocuk oranı 1.9 iken Tora Yahudileri arasında bu oran 4.1.


Tora'ya bağlı Yahudiler (Ortodoks) arasında karışık evlilikler de bir sorun değil. Tüm Yahudiler arasında %44 Yahudi olmayan bir eş ile evli. Bu oran 2000 yılı sonrası evlenenler arasında her 10 evlilikten 6'sına kadar varıyor.
Yahudi sosyolog Steven M. Cohen bunu şu şekilde özetliyor: Tora Yahudileri her sene 5000 Yahudi ekliyorlar. Tora'dan uzak kesim her sene 10,000 Yahudi kaybediyor.

ABD'de Israel'e olan destek evanjelik Hristiyanlar arasında Yahudiler arasındaki destekten daha fazla.
"Israel Yahudiler'e Tanrı tarafından mı verildi?" sorusuna Yahudi geneli %40, ABD geneli %44, Hristiyanların %55'i ve beyaz Evanjelistlerin %82'sı "evet" diye cevap veriyorlar. Sadece Tora Yahudileri daha yüksek bir orandalar. (Harediler %81, Modern Ortodoks %90).

Demografik araştırmalar şunu gösteriyorlar:
Tora'dan uzak toplum geriye doğru giderken, Tora Yahudileri ilerlemekteler.
Bu demografik gidişat Tora Yahudileri'nin Israel'in yararına Üniversite Kampüslerinde, genel toplumun nezdinde ve ABD kongresinde lobi yapmak için maddi ve zaman olarak daha aktiv olmaları gerekecek.
Demografik savaşı kazanan Tora Yahudileri'nin sadece kendi kendilerine odaklanma lüksünden vaz geçip Israel'i destekleme rolünde liderliği almaları gerekecek.

Makale içinde değişen demografik dinamikler ışığında ne şekilde önlemler alınıp ne şekilde pro-aktiv adımlar atılabileceği hakkında fikirler verilmekte.
Makalenin tümü için:
"Who will support the State of Israel?"


DAFNA MEIR Z''L

bs"d

Otniel kasabasındaki evine giren terörist tarafından çocuklarının gözleri önünde bıçaklanarak katl edilen Dafna Meir, Beer Şeva kentinde Soroko hastahanesinde hemşire idi.

39 yasındaki Dafna Meir 6 çocuk annesi idi.

Kanın yerde kalmayacak Dafna, huzur içinde yat.
Bu millet cocuklarına annelik yapacaktır.


Perşembe, Ocak 14, 2016

GÜZEL

bs"d

Bu hafta ABD için en önemli olay 1,6 milyar dolarlık ikramiyeli piyangoydu.
Bu da Yahudicesi:


İŞ MÜLAKATI -- BM

bs"d

Geçenlerde lafı geçmişti.

Burada Amerika ve Israel'den nefret etmekte 7 senelik deneyimin olduğu yazılı.
Gelecek Ocak ayında da başlamaya müsaitsin.
Harika!

İSRAEL'İN GERÇEKLERİNİ ÖĞRENMEYE DEVAM

bs"d

Kızım Perşembe akşamı öğretmeninin evinden Eski Şehir'e yurtlarına geri dönerken İsrael'in bir gerçeği ile daha karşılaştı.
Brooklyn'de tanıdığı Haredimler gibi değil bunlar.


Çarşamba, Ocak 13, 2016

OBAMİZM VE YARARLARI

bs"d



Bu fotoğrafı çekip yayınlayan mollalara Hüseyin rejimi 150 milyar Dolar ( $150,000.000.000) verecek, bir kaç gün içinde. 
Loto'da 1,5 milyar ikramiye var ve Amerika yerinden oynuyor.
Mollalar ne yapıyorlar dersiniz?

Obamistler için gurur dolu bir gün daha.

RADİKAL İSLAM VE RADİKAL SOL KARDEŞLİĞİ

bs"d

Fazla lâfa gerek yok:


ŞİMON LEVİ -- BİR FOTOĞRAF HİKAYESİ

bs"d



6 Ocak 1948'de Yeruşalayim'de Şaar Yafo'da (Yafo kapısı) Araplara karşı bir intikam saldırısı sırasında İngiliz Polisler tarafından vurulan Şimon Levi'nin fotoğraflarının seneler sonra Israel'e gelişlerinin hikayesi.
2001 yılında 11 Eylül saldırıları sonrasında İsrael'in İrlanda elçiliğinin güvenlik subayı Avi Gamson bir telefon alır.
Kendisi ile görüşmek isteyen biri.
Görüşme büyük güvenlik içinde yapılır ve 80 yaşlarındaki bir bey Avi Gamson'a bir paket içinde fotoğraflar verir. Kız kardeşinin Şoa sonrasında Kıbrıs'taki kamplarda bulunan Yahudi mültecilerin fotoğraflarını çekmekle görevli olduğunu ve çektiği fotoğrafları şimdi Israel'e vermek istediğini anlatır. Tam kalkıp gidecekken Avi bütün hikayenin bu olmadığını ve adamın dilinin altında başka bir şey daha sakladığını anlar. Biraz zorlayınca adam cebinden ikinci bir paket çıkartır. Burada da İngiliz mandası sırasında İngiliz polisinin çatışmalar sırasında ve sonrasında ölenlerin cesetlerini çektikleri fotoğraflar vardır. Adam kendisi manda sırasında polismiş.

Hikayenin devamında fotoğraflar içinde Kfar Etziyon'a giden yardım konvoyu ile ilgili (35 konvoyu) fotoğraflar olduğu sanılmış ve Guş Etziyon müzesine verilen bu fotoğrafların aslında 1948 senesinde Neve Daniel adlı grubun Arap eşkiyalar tarafından saldırıları sırasında ölen 14 savaşçısının olduğu ortaya çıkar. [Eğer doğru hatırlıyorsam Uri Avneri'nin 1948 adli kitabında bu hikayeyi okudum DH]

Fotoğraflar arasında bir İngiliz polisinin vurulmuş bir kişi üzerine eğilmiş fotgrafı da var. Büyük ihtimal ile bu fotoğrafları veren yaşlı İrlandalı. Kimin fotoğrafı olduğu hakkında tek ipucu arkasına düşülen
6.1.48 tarihi.


Biraz araştırılınca bu fotoğrafın Etze"l örgütü savaşçılarının o tarihte Yeruşalayim'de Şaar Yafo'da düzenledikleri bir saldırıda İngilizler tarafından öldürülen Şimon Levi'ye ait olduğu ortaya çıkıyor.

21 yasındaki Levi Eski Şehir'e uygulanan ablukayı delmek için yapılan saldırılara kumanda ediyordu.
Levi ve arkadaşları önce bir varil bombası ile Araplar'a saldırıyorlar ve ikinci bir bombayı Arap ssavaşçıların toplandıkları bir kahvehaneye atmak isterlerken içinde oldukları arabada patlıyor ve kendilerini Arap mezarlığının duvarlarında buluyorlar. Levi ve arkadaşları Yahudi bölgesine doğru geri kaçmaya çalışırlarken İngilizler tarafından vuruluyorlar.
Bu harekat sırasında yaralanan Uriel adındaki Etze"l savaşçısı bütün geceyi mezarlıkta saklanarak geçiriyor ve sabah bir Etze"l doktoru tarafından tedavi edilip kurtarılıyor. Kendisi bir kaç ay evvel vefat etmiş.



1927 Yeruşalayim doğumlu Levi 1943'te Etze"l'in savaşçı birlikleri kurulmaya başlayınca katılıyor ve Yeruşalayim bölgesi sorumlularından oluyor. Bir çok silahlı eyleme katılan Levi 1945'te yakalanıp 16 ay Latrun'da hapis yatıyor. Çıktıktan sonra 1948 senesinde hayatını kaybedene kadar Etze"l'de görevine devam ediyor.

Yihye zihro Baruh...

Hikayenin detaylı şeklini İbranice okumak isteyenler icin:

בעקבות האוצר האבוד: כך זוהה איש האצ"ל שנהרג במלחמת השחרור בירושלים

DİKTAYA DAVET

bs"d



Bu adamları "gönüllü kapolar" diye adlandırdığımda kızanlar öncelikle aradaki şu farka dikkat etsinler:
Haşa ve haşa ki Şoa sırasında Kapoluk yapmış olanları yargılamak bana tabii düşmez.
Onların yerinde olsaydım onların seçimlerini yapmak durumunda olanlardan olabilirdim.

Ama bu tipleri ben özellikle "gönüllü" Kapo diye adlandırıyorum. Yani Şoa sırasındakiler ile alakası olmayan, özgür dünyada bir Yahudi'nin düşebileceği en alçak mertebeye düşenleri kendi uygun gördüğüm lisanla adlandırıyorum.
Bunlar GÖNÜLLÜ.
Bu tipler toplama kamplarında şişmanlamayı becerebilecek olanlardan.
Yani anlayın.
Kolay, kolay da kızmam ama bu konularda kimsenin gözünün yaşına bakılamayacağına da inanırım.

Buyrun:
Jsteet gönüllü kapoları ABD Başkanlığındaki son senesi sırasında Hüseyin'i diktatörlüğün tüm gerekleri ne ise onu yapmaya davet ediyorlar. Bir de bu konuda bir başvuruyu da kaleme almışlar.
Bu bildiriye imza atan her kişi İsrael'deki her Yahudi'nin ensesine silah dayayıp tetiği çekmeye hazır demektir.
İsrael'in kalbindeki (Yehuda ve Şomron'daki) yerleşimler üzerine baskıyı arttırmaya çağıran bu başvuru, gün ve gün İsrael'lilerin yaşadıkları Arap terörüne karşı 1 kelime dahi etmiyor.

Sabaha kadar kızın, hatta çok kızan Israel plajlarında satılan Artiklerden alsın, ama hastalığın adını söylemekten korkan dümbeleklerden olmamaya kararlıyım.
İslami teröre, İslami terör demekten çekinenlerden olmadığım gibi, Jstreet gibi progresive oldukları kanısındaki Yahudi kılıksızların da "gönüllü Kapolar" olduklarını söylemekten çekinmeyeceğim.

En fazla da rengi solmuş 1960'ların çiçek çocukları ideolojileri yüzünden Yahudiler'in ve Israel'in çıkarlarını unutup bu tip örgütlerin peşinden giden ideolojik körleştirilmiş Yahudi kardeşlerimin haline üzülüyorum.
Tabii bu tip örgütleri bilerek ve isteyerek destekleyen Yahudiler çok.
Özellikle ABD'de.
Ama maalesef dediğim gibi toz, duman içinde Yahudi berraklığı ile konulara yaklaşamayanlar için üzülüyorum.
Kendi kendilerini kırıyorlar.

Ama her şeye rağmen gönüllü kapo olmaya niyetli olanlar icin baş vurunun linkini de vermekten çekinmiyorum:

Kalibreyi kendin seç.

İyi avlar ama "av sezonu" ve Altalena'dan denize atlayan silahsızları yaylım atesine tutmanın zevkini bir daha yaşayamayacaksınız. 
"Bir daha asla" bunu da kapsıyor.


Pazartesi, Ocak 11, 2016

ÖĞLE YEMEĞİNİZİ UNUTURSANIZ

bs"d


BatYam'da bir okulda başlayan bu hareket İsrael'de okullara yayılıyor.
Okulun girişinde o gün yanında öğle yemeği getirmeyenler için, unutanlar için (hepimiz bunun maddi zorluk çekenler için olduğunu biliyoruz) bedava sandviçler.
İbranice okul בית ספר (kitap evi)
Yani ilk önce בית (ev -yuva)

Mi ke'ameha ke'İsrael

KARŞILAŞTIRMA

bs"d


Pazar, Ocak 10, 2016

SOYKIRIMDAN ZİYADE GÖÇ...

bs"d

Netanyahu'nun bir kaç ay evvel İslamo-faşist Yeruşalayim müftüsü Hacı El- Hüseyni'nin "son çözüm" fikrini öne sürenlerden olması hakkındaki sözleri hepimiz tarafından tepki görmüştü. Hatta bu sözleri ile Şoa inkarcılarına ortam hazırladığı hakkında da söylemler olmuştu.
Elime ünlü hukukçu Alan Dershowitz'in düzenlediği ve on sözünü yazdığı "What Israel means to me" adlı kitabı geçti. Şabat'ta okumaya başladım ve Dershowitz'in önsözünde bir cümle beni çok şaşırttı.
Netanyahu'nun dediklerinden çok uzak değil.
Hatta işin sonucuna bakacak olursak Şoa inkarcılarına en az Netanyahu'nun sözleri kadar malzeme sağlayabilecek bir cümle.
Sizlerin de yargısına daha fazla yorum eklemeden sunuyorum:





KATİLLERE DESTEK ARANIYOR

bs"d

Biraz evvel fashist terör örgütü Be"Tzelem'in Arapları nasıl darağacına yolladığı hakkında yazmıştım.
Tabii kendilerini pro-Israel ve pro Arab ve pro-barış diye gösteren asıl neo-smartutlar J-street hemen yardımlarına koşmakta geç kalmadı:

Bu işin artık şakası veya PC (politically correct) olmak ile alakası kalmadı.
Jstreet en az Be'Tzelem kadar Yahudi düşmanı bir örgüt olduğunu ispatladı.
Bu smartutlara gönüllü Kapolar derken ne dediğimi iyi bilerek ve anlayarak söylüyorum.

Yalancı, üç kağıtçı ve özellikle Israel'deki Yahudiler'in en baş düşmanlarını bir araya toplayan bir örgüt.
Eğer onlara destek oluyorsanız yerinizi çok güzel belli ediyorsunuz.

Hamas kadınların ve çocukların arkasına saklanıyor ve ateş ediyor.
Jstreet ve Be'Tzelem gibileri ise arkadan gelip Israel Yahudileri'nin enselerine namluyu dayayıp soğuk kanlılıkla tetiği çekiyorlar.

BE"TZELEM ÖRGÜTÜNÜN KATİLLERİ

bs"d



bs"d
Stalin'in ünlü "omlet yapmak için yumurta kırmak gerekir" ilkesini hiç bir zaman hafife almayan ve ideolojileri uğruna değil bir kaç kişinin yüzbinlerin, milyonların hayatını vefa etmeye hazır faşist sol, modern Israel tarihinde gerek "av sezonu" ile, gerek Altalena ile bu ilkeye olan bağımlılığını gururla bizlere hatırlattı.

Şimdi yine aynı faşist ideolojinin günümüze uyarlanmış hali ile faailiyet gösteren "be'Tzelem" adlı faşist sol terör örgütü kendi sapık ideolojileri uğruna sadece Yahudiler'i değil Arapları da feda etmekten hiç bir zaman kaçınmayacağını ispat etti.
Yahudiler'e Yehuda ve Şomron'da toprak satan Arapları Filistin [sic] Özerk Terör Yönetimine ifşa ederek bir çoğunun hayatını tehlikeye atmaktan da çekinmeyerek.

"[Yahudiler'e toprak satan Arapları] Filistin güvenlik örgütlerine iletiyorum... Onlar da yakalayınca hemen öldürüyorlar"
Ezra Naavi

Faşist sol her faaliyet gösterdiği yerde kendi çapında kan dökmekten çekinmiyor.
Stalin 20-30 milyon ile ideolojisinin kan ihtiyacını karşılarken, Be'Tzelem için büyük ihtimal ile 6-7 milyon kafi olacaktır.

İşe bakın şimdi Yeruşalayim'de Be'Tzelem terör örgütü karagahında yangın çıktığı haberi geldi.
Acaba delilleri yok etmeye mi çalışıyorlar?

Doğrusu umarım İsrael değil bu paçavraları Araplar bir şekilde, bir sebepten ellerine geçirirler ve gerekeni, gerektiği şekilde yaparlar.
Adalet yerini ancak öyle bulacak.

OBAMA'YI DELİ EDECEKLER

bs"d

Son zamanlarda özellikle Haredi görünümlü ve asker üniformalıları hedef alan terör saldırılarıninn artması üzerine Betar şehri sakinleri silahlanmaya başladılar.
Betar şehri Belediyesi tarafından desteklenen bu faaliyetten görüntüler.
İhtiyaç olmaması ve bu silahlar yüzünden kazaların olmaması umuduyla:





BİR KİTAP HİKAYESİ

bs"d


Bir Yahudi "aydını" olarak Israel'in aldığı kararları eleştirmenin zorunluluğunu hissetmek ve bu kararları başka etkenlerle karşılaştırmadan genel toplumun "ilerici" olarak tespit ettiği kriterlere erişebilmek için bu kararları verenleri "Israel'in yasakçı zihniyeti" diye tanımlamak zorunda hissetmenin acısı sanırım çok büyük olmalı.
Mesele Israel'in okullarında müfredattan bir Arap ile bir Yahudi arasındaki aşk hikayesini işleyen ve bu hikaye içinde Israel askerlerini aşağılayan bir kitabın çıkartılması.
Kitap Israel'de yasaklanmadı.
Kitab'ı alıp okumak herkese, her öğrenciye serbest.
Ama aynen yüzlerce diğer kitap gibi bu kitap ta Israel'in var olma sebebini aşağılayan fikirler içermesi dolayısı ile Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenmemekte.

Konunun ne kadar yanlış ve kötü niyet ile kullanıldığını anlamak için:

Haaretz's Bogus Book 'Ban'

http://www.camera.org/index.asp?x_context=2&x_outlet=55&x_article=3208

Cuma, Ocak 08, 2016

HAZIR MISINIZ? DEVAM

bs"d

Tekrar etmekte yarar var.
Ne Nazizm, ne Komünizm ne de fanatik İslamizm insanlığın geleceği için bunlar kadar tehlikeli değiller.
Yılbaşı akşamı Cologne'de Müslüman mültecilerin Alman kadınlara yaptıklarından sonra bu tip dümbelekleri, oranın Belediye Başkanı gibi ruhsuzları timarhanelerde izole etmezsek insanlığın geleceğine limon suyu ekleyelim.

HAZIR MISINIZ?

bs"d


Salı, Ocak 05, 2016

GÖZ YAŞINA DEĞMEZ

bs"d

Yıldızı yükselmekte olan ABD Yahudisi Ben Shapiro'dan:

Obama'nın göz yaşı sarf etmeyeceği şeyler:





SİZİN CEVABINIZ NE OLURDU?

bs"d

Şu anda sahip olduğunuz bilgiye dayanarak İran ile Suudi Arabistan arasında çıkacak savaşta kimin tarafında olurdunuz?

AYNI BOXUN SUYU BUNLAR

bs"d

Kendi dikta rejimleri için sahte göz yaşları döküp embesil oy verenleri etki altında bırakmaya çalışanlar sürüsü.
Bugün "ABD vatandaşlarını silahsızlandırma" savaşı süreci üzerine bir basın toplantısı yapan Hüseyin yine timsahlığını koydu ortaya.

Hepsi aynı bunların: 
Eklemek istediğiniz politikacıların ağlayan resimlerini yollayın eklerim. Ne kanattan olursa olsun. (Politik içerik sırasında ağlıyorlarsa.)






FACEBOOK ADALETİ

bs"d

The Israel Project adlı organizasyon Facebbok'ta iki ayrı sayfa açıyor.
Biri Araplar'a, diğeri ise Yahudiler'e karşı nefret söylemi içeren yayınlar yapıyorlar. Aynı içerik ve aynı kelimeler kullanılarak.
Bir kaç gün sonra iki sayfayı da Facebook'a şikayet ediyorlar.
Araplar'a karşı yayın yapan sayfa aynı gün kapatılıyor.
Yahudiler'e karşı olan sayfa ise aşağıdaki video yayınlandığında halen ulaşıma açıktı. Belki de halen açıktır.

İşte Facebook adaleti.
İzleyin:

Wow. Do some lives matter more to Facebook than others? Sounds incredible. Watch the video before you answer. This...
Posted by The Israel Project on FACEBOOK ADALETİ

Pazartesi, Ocak 04, 2016

KÜÇÜK DENİZ KIZI VE ASİMİLASYON SOYKIRIMI

bs"d

Daniel Gordis "Does The World Need The Jews" adlı kitabının girişinde Hans Christian Andersen'in "Küçük Deniz Kızı" masalını ve daha sonra Disney'in bu masalı uyarlama şekillerini karşılaştırarak Yahudiliğin karşı karşıya olduğu en acımasız soykırım olan asimilasyona örnek veriyor.


Andersen'in orijinal masalında Mermaid şu yüzüne çıkıyor ve karşılaştığı dünyaya hayran kalıyor. Kendi deniz altındaki dünyası artık ona karanlık ve renksiz görünmeye başlıyor. İnsanoğullarının dünyasına girmeyi, Prens ile evlenmeyi onlardan biri olmayı hayal etmeye başlıyor. Artık ona kendi dünyasında hareket sağlayan kuyruğu bir engel olarak gelmeye başlıyor ve bu kuyruk yerine insanlar gibi iki bacağı olması için dua ediyor.
Bu amacı için kötü cadıya gidiyor. Cadı onu kuyruğundan kurtarıp iki bacağının oluşması için bir iksir hazırlayabileceğini söylüyor. Ancak bu iksir ile kuyruğunu kaybedince devamlı sancı içinde olacak ve bacaklarını kullandıkça sanki bıçakların üzerinde yürüyormuş gibi hissedecek kendini. Ayrıca eğer Prens onunla evlenmeyi kabul etmezse onu dünya üzerinde canlı tutacak bir ruha sahip olamayacak ve deniz köpüğü içinde eriyip yok olacak.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi cadı bir de Mermaid'in deniz altı dünyasında ünlü olan güzel sesini kaybedeceğini söylüyor. Yani istediği insanlar arasına karışabilmenin karşılığında ödemesi gereken fiyat çok yüksek: Sesini kaybedecek, ailesi ile bir daha birlikte olamayacak, deniz kızlarının ellerinde olan olumsuzluğu kaybedecek ve devamlı ağrı içinde olacak.

Bütün bunlara rağmen mermaid iksiri içer ve kuyruğunu, sesini ve ailesini kaybeder. Artık iki bacak sahibidir, özlemini duyduğu dünyada kendini bulur ama artık konuşamadığı için hiç kimse ile irtibat kuramaz. Prens onu sevmektedir ama irtibat kurup dialogları olmadığı için mermaid ile evlenmez ve sonunda başka bir krallıktan bir prenses ile evlenir. Mermaid ise kendine hayat verecek olan ruha sahip olamaz. Sonunda denize geri gider ama artık orada da ona hayat olmadığı için, orada yaşayabilmesi için gerekli tüm vasıflarından vaz geçip kaybetmiş olduğu için köpüklere karışıp sonsuza kadar yok olur.

Bu hikayenin gerçeği.

1990'larda Disney bu hikayeyi alıp kulağa hoş gelen şekle çevirdi.
Kuyruğunu kaybedip bacaklara kavuşan deniz kızı, Dısney'in filmindeki adı ile Ariel, masalın orijinalindeki gibi sancı çekmeyecekti.
Sesini önce kaybedecek ama Prens kötü cadıyı öldürünce tekrar kavuşacaktı.
Konuşan deniz kızı ile Prens evlenecek ve mermaid yerine deniz ölecek.
Kendi deniz-ailesi düğünlerinde olup onların mutluluklarını paylaşacaklar ve sonsuza kadar mutlu olarak yaşayacaklardı.
Bu Disney'in yapımı.



Bizler de değişen dünyaya ayak uydurma, genel toplumda kabul bulma amacı ile aynen Mermaid'in attığı adımları atıyoruz ama kendimizi Disney'in kurgusunda imiş gibi hissedip işin acısız ve kolay yolu olan kendi kendimizi kandırmayı yeğliyoruz.
Yahudiliğin içine dış ideolojiler karıştırarak, kendi asıl yolumuzu bir kenara bırakarak, işimize gelen, kolayımıza gelen bir iki sembol ile (börekas Yahudiliği) bu işin içinden çıkacağımıza kendimizi inandırıyoruz. Bizi kandırması için kötü bir cadıya ihtiyacımız yok. Biz çoktan hazırız.
Hatta "kalbim Yahudi" diye bir yenilik ile Cardio-Yahudiliği de icat ettik.
Geleneklerimiz bize geri kafalılık olarak gelmeye başladı.

Bütün bunları modernleşme, aydınlaşma, sosyal adalet için çırpınma gibi bin türlü bahane ile yaptık.
Bu özellikleri Yahudiliğin ana şartı haline getirip kendi kendimizi kandırarak yeni bir sistem yarattık.

Ama sonunda bu sistem bizi yutmaya başlayınca, çocuklarımız o engin denizin içinde birer köpük gibi erimeye başlayınca artık çok geç olduğunu anlamamak için her zaman sorumluluğu başkalarında, başka etkenlerde aradık.

Cardio veya Gastro Yahudiliğin geleceği sıfır.
İyi bir insan olmak için Yahudi olmaya gerek olamdığını hepimiz biliyoruz.
Börekas yemekten de zevk almak için Yahudi olmaya da gerek olmadığı gibi.

Bunları gören çocuklarımız da haklı olarak en az bizim toplumumuz kadar kültürlü olan, en az bizim toplumumuz kadar eğitimli olan, en az bizim toplumumuz kadar maddi olanaklara sahip olanlar ile kendilerine bir gelecek kurmakta bir sakınca görmeyeceklerdir. Hatta bütün bu özelliklerde bizim toplumumuzu artık çok daha geride de bırakan genel toplumun içinde.

Asimilasyon karşı karşıya kaldığımız en büyük ve en acımasız, ama zevkli bir soykırım.
Hoplaya zıplaya, güle oynaya atıyoruz kendimizi asimilasyon denilen bu fırına.

Başka yolu var mı?
Evet var.
Related Posts with Thumbnails