bs"d
Sabah, sabah tren ile işe giderken bütün bunları yazdım. Her sabah kalktığında umutla hayata başlayan biri olarak bilinirim. En sevdiğim lafım "Muhteşem"dir. Ama bu umudumu, kendim için bir şey kalmadı, ama çocuklarım için olan umudumu kaybetmek en yıkıcısı.
Okursanız memnun olurum.
Hatta tepki verirseniz daha da memnun olurum.
Sadece kendi halinde ilk okul mezunu bir sokak Yahudisi'nin gelecekle ilgili kaygıları.
Buyrun:
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
bs"d
Gerçekten kafayı yememek imkansız artık.
Bu sefer nazikçe yazayım bakalım nasıl çıkacak:
Sayın ABD Başkanı Barak Hüseyin Obama göçmen kanunu ile ilgili aldığı kararın Senato ve Kongre'de "kanuni olmadığı hakkında" bir oylama sonucu çıkarsa bu oylamayı da veto edeceğini açıkladı.
Yani kısaca demokrasinin tüm organlarını bilmemnemden aşağı Kasımpaşa, pardon efendice yazacaktım, umursamıyorum, ben neyin doğru olduğunu herkesten daha iyi biliyorum ve uygulayacağım diyor.
ABD dışında yaşayanların umurlarında olmayabilir ama bu tam bir diktatör değildir de nedir?
ABD dışında yaşayanların umurlarında olmayabilir ama kendi atadığı bir panelin 322 sahifelik bir rapor ile (kimsenin okumaya izni olmadan) internet kontrolünü ellerine alması diktatör bir rejim adımı değildir de nedir?
ABD dışında yaşayanların umurlarında olmayabilir ama iktidar rejimini ilelebet ellerine geçirmek için sınırları illegal aşıp gelen kitleye her türlü maddi yardımı garantiliyerek sonsuz bir oy potansiyeli yaratmak diktatörlüğü kuvvetlendirmek değildir de nedir?
ABD dışında yaşayanların umurlarında olmayabilir ama ABD Anayasası'nin iki numaralı kuralı olan silah edinme ve taşıma hürriyetini hemen iptal edemeyeceğini anlayınca bu silahlar için gerekli olan cephanenin üretimini yasaklamak dikta rejiminin kendini koruma hazırlıklarından biri değildir de nedir?
ABD dışında yaşayanların umurlarında olmayabilir ama bir taraftan belli bir cephaneyi yasaklayıp, diğer taraftan rejimin (Ferguson'da görüldüğü gibi) kendi milis kuvvetlerinin kullandığı silahlara gerekli olan 9 milimetrelik cephanenin dağıtımını hızlandırması kendine düşman gördüğü tüm birimlerin elemine edilmesine hazırlanması değildir de nedir?
Daha çok var.
Ama dediğim gibi ABD dışında yaşayanların umurlarında olmayabilir ama özgürlükleri ile övündüğümüz bu ülkenin bu Faşist rejim ile hepimizin korktuğu, zamanında örneklerini kendi kanımız ile tattığımız geçmiş dikta rejimlerini aratacak bir hale gelebileceği hiç inanılmaz bir durum değil artık.
1930'larda inanmayanlar bugün de inanmayacaklar.
Bu rejimin insanları kamplarda toplayabilecegini düşünmek imkansız diyenlere iddiam var.
Bu rejim gün gelecek, eğer bu yolda devam edilir ve bir halk ayaklanması olmaz ise, kendine muhalif gördüğü her bireyi gerekirse çalışma kamplarında izole edecektir. Muhalif olanları üstlerine yığacağı vergiler ile kendine muhtaç bireyler haline getirecektir. İlla da çalışma kamplarında toplamaya gerek yok. Bir dilim ekmek için sıralarda bekleyecek toplumlar oluşturup, bu bir dilim ekmeği rejimin minneti diye gören kitleler yaratacaktır.
O yönde ilerliyoruz.
4 çocuk babasıyım.
Onların gelecekleri için katlandığımız her zorluğun sonuçta hiç bir işe yaramayacağını düşünmek uykularımı kaçırıyor. Ama uyumaya devam eden de uyuyor. Hatta uyumaya devam edenlerin çok daha mutlu olduklarını görüyorum.
Kurbağalar gibi. Su ısındıkça alışmaya, adapte olmaya devam.
Acaba suyun ısındığını hissetmemek için ne yapmalı? Uyumaya devam edebilmek için ne yapmalı?
Isınan suda uyuyarak mutluluğa devam edebilmek.
Belki de hayatın gerçek anlamı bu.
Bir tek nokta daha var ve o da asıl gerçek sonuçta!
Atalarımızın dedikleri gibi:
EN LANU AL Mİ LEİŞAEN ELA AL AVİNU ŞE BAŞAMAYİM…
Şabat Şalom