shomer shabat

Cumartesi, Mart 07, 2015

JUDEO ESPANYOL (LADİNO) PURİM VE AMALEK MESELESİ

bs"d

Kökleri İstanbul'a dayanan ve bugün Brooklyn'de Mikdaş Eliyau'da Ravlık yapan Rabbi Nissim Elnekave'nin Sefaradi Purim ve Amalek ile ilgili bir yazısını elimden geldiğince tercüme edip paylaşıyorum:

Yahudiler'in 1492'de İspanya'dan sürülmelerinden sonra binlercesi o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altında olan Balkanlar'a göç ettiler. Geniş rakkamda Yahudi göçmenler daha evvel Yahudilerin yaşamakta oldukları şehirlere yerleştiler. Geniş sayılara sahip olduklarından yeni gelenler kendi geleneklerini ve hatta lisanları olan Judea-Espanyol (Ladino)'u korumayı başarabilmislerdi. Osmanlı İmparatorluğu Yahudileri ile karşılaşan bir ziyaretçi ister Bosna, Atina, İzmir, Hevron veya Yeruşalayim'de olsun sokakta Judeo-Espanyol konuşulduğunu duyabilir ve yerel sakinler ile bu lisan ile irtibat kurabilirdi. Bu durum 1900'lerin başlarına kadar devam etti.

Osmanlı Sefarad Yahudiler'i İber Yarımadası'nda başlayan geleneklerini sürdürmeye devam ettiler. Bunlardan biri de Purim'de söyledikleri "Las Koplas de Purim" "Purim Beyitleri" adı altındaki Purim şarkısı idi. Bu beyitler değişik şairler tarafından yüz yıllar boyunca yazılmış ve eklenmişlerdi. En eski dökümana dökülmüş "Koplas - Beyitler" 1700'lere kadar uzanıyor. Detaylı ve kafiyeli bu "Beyitler" Purim hikayesini "Pranso" denilen Purim Seuda'si (yemeği) sırasında söylenirdi. Bu "Beyitler" Rabbi Yehuda Ha'Levi (1075-1141) tarafından kaleme alınmış ve Purim'den önceki Şabat Zahor" diye adlandırılan Şabat sırasında okunan "Mi Kamoha" mısralarını hatırlatmaktaydılar. Bu "Koplas - Beyitler" basit bir lisanda ve herkesin Purim hikayesini ve içerdiği bir çok mesajı kolayca kavramalarına yardım edecek bir şekilde yazılmışlardı. O zamanın günlük olaylarını da içerecek bir şekilde düzenlenmişlerdi.

"Koplas- Beyitler" genelde Purim zaferini bize veren Ha"Şem'e teşekkürler ile başlardı:

"Ulu Ha"Şem'e övgüler vererek başlamak istiyorum…"


Daha sonraki mısralar bize Ha"Şem'in bizi kurtardığı geçmiş ve günlük felaketler ve "şehiyanu" Berahası'na uyan konuları içermekteydiler.
O günün aktivitelerini içeren mesajlar da daha sonra gelmekteydiler:

"Yemeğe gelelim,
Çok, ölçüsüz olarak,
Çok, daha da çok içki,
içmek çok olacak.
Yaşa Kralımız, Tan-ri'mız, yaşasın tüm Yahudiler"

Yukardaki mısralar Purim günü yapılan ziyafet ve o ziyafet sırasında genelden daha fazla uygulanan içme geleneğini işlemekteler. Diğer mısralar, kişilerin birbirlerine verdikleri tatlılar, hediyeler ve fakir fukaraya dağıtılan yemekleri işlemekte.
Tabii Purim hikayesinin kahramanları ve kötü adamları ve özellikle Haman da bu mısralarda yer almakta. Alay eder bir lisan ile yazılmış aşağıdaki mısralarda Haman'in aldatmacaları işlenmiş:

"Mamzer Haman bizi satmayı istedi,
Bizi gerçekten korkutmaya çalıştı, Bu eski hikayeyi,
Neşe içinde okuyoruz,
Bu düşmanı unutmuyoruz,
Hatıramızda tutuyoruz."

Bu Haman ve Ahaşveroş arasındaki Yahudilerin para ile devri hatırlatılmakta.
Ve tekrar bu dize ile bitiyor:

"Bu düşmanı unutmuyoruz"


Yukardaki mısralarda sözü edilen günün Mitzvalari (mişloah manot, matanot le'evyonim) arasında Amalek'i unutmamak ta bulunmakta. Binlerce yıl evvel yaşamış Amalek milleti ve kökü bu millete dayanan Haman'ın bize yaptıklarını, ve yapmayı planladıklarını unutmamamız bu Beyitler'de de geçiyor.
Kim bu unutmamamız emredilen Amalek?
Rabenu Moşe Ben Maymon (Ramba"m) "Amalek'in kötülüklerini her zaman hatırlamak bir mitzvadir" diye yazıyor. Kim bu Amalek?
Tora bize Amalek'in Mısır'dan çıkan Yahudiler'e Yam Suf'u geçmelerinden hemen sonra saldırdığını anlatıyor. Mısır yerle bir olmuş ve Yahudiler de çöldeki seyahatlerine yeni başlamışlardı. Yorgun, yaşlı İsrael Oğulları'na Amalek birden bire hiç bir sebep olmadan saldırmıştı. Yahudiler bu savaşı kazanmalarına rağmen onlarda çok derin bir iz bırakmıştı, öylesine ki Moşe 40 yıl sonra ölümünden hemen önce İsrael Oğulları'na "Amalek'i unutmayın, hatırlayın" diye vasiyet bırakacaktı.
Yüz yıllar sonra İsrael Oğulları Vaad edilmiş topraklara yerleştikten sonra ilk hükümdarları Şaul, Peygamber Şmuel yolu ile Amalek'i yok etmek ile Tan-rı tarafından yükümleneceklerdi. Şaul Amalek Kralı Agag'a acıyacak ve bu emri yerine getirmeyerek onu hayatta bırakacaktı.

Mehilta'da Rabbi El'azaar Ha'Modai bize Purim hikayesindeki Haman Ha'Agagi'nin bu yoldan geldiğini söylüyor. Bunun yanında bilgelerimiz bize karakter yapısından dolayı da Amalek ile bağdaştırılacağını söylüyorlar. Rabbi Yitzhak Abulafia'ya (1824-1910) göre Amalek'in karakterini taşıyan herkes, genetik bağ olsun olmasın bu katagoriye girmekte. Ama Tora bize Amalek'in hatırasını ve izini dahi silmemizi emr ederken hareketlerini hatırlamamızı neden emr ediyor?

Nedeni, insanlar kötülüğü tanıyabilmek zorundalar!

Rabbi Şem Tov Gagine (Yeruşalayim 1884 - Londra 1953) Haman'ın değişik bir kötülüğü dünyaya sunduğunu söylüyor. Bir bakıma o ilk anti-semitti. Onun kötülüğü başkası hakkında bir yalan uydurmak, bu yol ile bir nefret yaratmak ve sonuçta başkalarını da bu toplumu imha etmeye ikna etmeyi içermekteydi. Haman bu planında başarılı olamadı ama bir çokları ondan öğrendiler ve haksız yere yalanlar dolayısı ile başkalarını suçlayıp onlara zarar gelmesini sağladılar. Rabbi Gagine antisemitizmi yakından tanımıştı. İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Sefarad Hahambaşısı makamında iken "kötülüğü görüp tanıyan ve buna karşı çıkmak için ayakta duranlara destek vermek zorunluluktur, yüreklendirilmelidir" diye yazacaktı.

Kişi insan tabiatı olarak kötülük ile karşılaşınca ve durdurma fırsatı olmasına rağmen tartışmaya girmekten çekinir. Ancak bu yüzleşme kaale alınmaz ise, bu kötülük ve kötü zararsız olarak görülür ve daha başlangıcında durdurulmaz ise büyüyecek ve durdurulması çok daha zorlaşacaktır. Ne kadar büyürse ona karşı kullanmamız güce de ihtiyacımız o kadar büyüyecektir. Megila'da anlatılan hikayede Yahudiler kontroldan çıkmış bir kötülük ile karşı karşıya idiler. Bu kötülük ile yüzleşmeye hazır olduklarında artık çok geçti ve sadece çok ufak bir kurtuluş şansı vardı. Bu küçük şans, ayağa kalkıp bu kötülük ile yüzleşmeye hazır olacak ise, Ester idi. Fakat Megila'nın da söylediği gibi Ester hazır olduğunda Haman'ın planı çoktan yürürlüğe girmişti ve artık tek çare Yahudiler'in savaşmaları idi.
Purim bayramı, kötülüğün neredeyse başarılı olduğu gün, Ravlarimiz tarafından kötünün hatırlanması ve tanımlanması için seçtikleri gün oldu. Bu günde kötülüğü yapanları, Amalek ve torunlarından Haman'ı hatırladığımızı, onları ne şekilde tanıyacağımızı ve onlar başarılı olamadan ne şekilde durduracağımızı islemekteyiz. Uyanık olursak bu mısralara anlam vereceğiz:

"Şarkılar ve danslarla, ve büyük bir zevk ile…"

Haman'ı "Koplas - Beyitler"e dahil ederek şairlerimiz Hahamlarımızın "Amalek'i hatırlama" emirlerini yerine getirdikleri gibi bizlere de Purim'in neredeyese bir felaket ile bitebilecek hikayesinden mesajlar vermeyi başardılar.
Related Posts with Thumbnails