shomer shabat
Perşembe, Aralık 24, 2009
ACI BIR HABER DAHA
bs"d
Yine Peres ve surekasinin canla basla olusturmaya calistiklari "baris" dinine bir kurban daha verdik.
Rabbi Meir Avshalom Chai.
7 cocuk babasi
Yihye zihro baruh.
Cuma, Aralık 18, 2009
Perşembe, Aralık 17, 2009
OBAMA'NIN GOZUNDEN KACAN
bs"d
Geleneksel Beyaz Saray Hanuka bayrami toreninde ABD grand-muftusu Huseyin Obama Tevrat'tan Zeharya kitabindan bir cumle kullandi . (yazinin en sonunda)
לֹא בְחַיִל, וְלֹא בְכֹחַ--כִּי אִם-בְּרוּחִי, אָמַר יְהוָה צְבָאוֹת. (Zeharya 4:6)
Not by might, nor by power, but by My spirit, saith the LORD of hosts.
'Güçle kuvvetle değil, ancak benim Ruhum'la başaracaksın' diyor...
Ancak grand-muftu biraz daha okumus olsaydi sunu da gorecekti :
וְהָיָה, בַּיּוֹם הַהוּא; אֲבַקֵּשׁ, לְהַשְׁמִיד אֶת-כָּל-הַגּוֹיִם, הַבָּאִים, עַל-יְרוּשָׁלִָם. (Zeharya 12:9)
And it shall come to pass in that day, that I will seek to destroy all the nations that come against Jerusalem.
"Ve o gun Yerushalayim'i isgale gelen tum yabanci uluslari yok edecegim."
Ah sen yokmusun grand-muftu ...
ISRAIL'DE BASININ YALANLARI
bs"d
Maariv gazetesinde cikan bir resim Israil'de Helenist basinin ne kadar YALANCI oldugunun bir ornegi.
Bu resim bugun yayinlandi vealtindaki yazi sunu belirtiyor :
"Polise el kaldiriyor (bayan icin)"
Ama bu yalancilar surusu resmin tumunu yayinlasalar ortaya cok degisik bir durum cikacak :
Goruldugu gibi Helenistlerin milis guclerinin bu elemani protesto yapan Yahudi'nin boynunu kollari arasinda kelepcelemis ve bu yuzden de ikinip sikinmakta.(kirmisi gomlekli Yahudi vatandas polis tarafindan bogulmakta)
Ama bize gosterilen fotograf sadece zavalli milis kuvveti elemaninin bu bayan tarafindan yumruklandigi goruntusu.
Arada hic bir yerde polise karsi yumruk atildigi filan ile ilgili bir sikayet yapilmamis.
Maariv gazetesinde cikan bir resim Israil'de Helenist basinin ne kadar YALANCI oldugunun bir ornegi.
Bu resim bugun yayinlandi vealtindaki yazi sunu belirtiyor :
"Polise el kaldiriyor (bayan icin)"
Ama bu yalancilar surusu resmin tumunu yayinlasalar ortaya cok degisik bir durum cikacak :
Goruldugu gibi Helenistlerin milis guclerinin bu elemani protesto yapan Yahudi'nin boynunu kollari arasinda kelepcelemis ve bu yuzden de ikinip sikinmakta.(kirmisi gomlekli Yahudi vatandas polis tarafindan bogulmakta)
Ama bize gosterilen fotograf sadece zavalli milis kuvveti elemaninin bu bayan tarafindan yumruklandigi goruntusu.
Arada hic bir yerde polise karsi yumruk atildigi filan ile ilgili bir sikayet yapilmamis.
Çarşamba, Aralık 16, 2009
FREEZE --DONDURMA DURUMU
Pazar, Kasım 01, 2009
RABINFEST FESTIVALI PROGRAMINDAN
bs"d
Rabinfest karnavali sureci icin bekletilen bu haberde 2000 yilinda Israil'e yerlesmis bir adam 1997 senesinde islenmis cinayet ile suclaniyor.
Sevgili elitistlerimizin Rabinfest sirasindaki sarhosluklarindan sanirim. Hos gormek gerekiyor.
Rabin festivali suresi icin ozellikle bekletilen bu haber (3 hafta evvel tutuklandi) Israil elitistlerinin kipali siyonistlere hazirladiklari "AV SEZONU"nun acilisina isaret etmekte bence.
Av sezonu hakkinda bilgi : AV SEZONU
Ve tabii "av sezonu" nun devami ve halen de devam etmekte olan avin Rabinfest sirasinda hic umursanmayan bolumu : ALTALENA
Suclu oldugu ispatlanirsa bu Yahudi "terorist"in en azindan diger Arap teroristler gibi ayni agir cezaya carptirilmasi ve aynen onlar gibi ilk firsatta serbest birakilmasi gerekecek.
Israil'in yakinen bildigim "Shabak"inin Yahudi bolumunun bir basarisi daha. Shevut Rahel'deki evi silahla doldurup "terorist" yakalamakta iyiler . Tam da zamaninda .
Bosaltilmasi gereken Yahudi koyleri listesi masanin ustunde iken.
Rahmetli Rabin'in vucudundan iki kursun cikartan ama teypte duyulan 3 silah sesini kaale almayan, otopsi raporlari ile oynayan ,....
Rahmetli Rabbi Kahane'nin , rahmetli Gandi'nin , rahmetli Raful'un olumleri ...
Tabii yaptigi Oslo hatasinin farkina varan Rabin'in ....
Cuma, Ekim 30, 2009
BIRLESMIS MILLETLER TORA'DA NEREDE ?
bs"d
Rishon Letziyon Harav Mordehai Eliyahu (HaShem sagligini daima korusun)'dan 2 sene evvel yaptigi bir konusmadan bir alinti .
Hepimiz Birlesmis milletler orgutunun Israil'e karsi olan tutumunun farkinda .
Birlesmis Milletle Ingilizce (United Nations) kisaltma olark UN diye bilinir.
Haham Eliyahu su pasugu getiriyor :
לֹא, תִּירָאוּם: כִּי יְהוָה אֱלֹהֵיכֶם, הוּא הַנִּלְחָם לָכֶם (Sefer Devarim 3:22) (lo tiraum ,ki HaShem Elo-kehem u anilham lahem)
Haham bu Pasuk'ta ilk iki kelimeyi okurken לֹא, תִּירָאוּם degil לֹא תִּירָא או"ם olarak okuyun diyor.
Pasuk normal okununca "Onlardan korkmayin , Hashem sizin icin savasacak ." diyor Harav Mordehay'in dedigi gibi okuyunca " Birlesmis Milletlerden korkmayin , HaShem sizin icin savasacak" oluyor.
Perşembe, Ekim 29, 2009
YITZHAK RABIN Z"L
bs"d
Rahmetli Yitzhak Rabin'in katlinin14uncu yildonumu .
Attigi (ve atmaya zorlandigi) adimlari hic bir zaman desteklememis bir olarak etafindaki pisliklere kurban edilen Rabin'in gercekten baris aramasi icinde oldugundan suphem yok. Ama bu aramasi sirasinda da hatali oldugunu ve maalesef fiyatini kendi hayati ile de odedigini biliyoruz.
Topragi bol olsun.
Bugun kendi oyunlarina Rabin'in vizyonunu alet etmeye calisanlar ve kendilerince kurduklari yeni din etrafinda toplanan bu muritlere Rabin'in katl edilmeden 1 ay evvel 5 Ekim 1995'te Kneset'te yaptigi konusmadan bazi cumleleri hatirlatmak istiyorum :
"Here, in the land of Israel, we returned and built a nation. Here, in the land of Israel, we established a state. The land of the prophets, which bequeathed to the world the values of morality, law and justice, was, after two thousand years, restored to its lawful owners - the members of the Jewish people. On its land, we have built an exceptional national home and state.
"We view the permanent solution in the framework of [the] State of Israel which will include most of the area of the Land of Israel as it was under the rule of the British Mandate, and alongside it a Palestinian entity which will be a home to most of the Palestinian residents living in the Gaza Strip and the West Bank.
"We will not return to the 4 June 1967 lines.
"First and foremost, united Jerusalem ... as the capital of Israel, under Israeli sovereignty.
"The security border of the State of Israel will be located in the Jordan Valley ... The establishment of blocs of settlements in Judea and Samaria, like the one in Gush Katif.
"We had to choose between the whole of the land of Israel ... and a state with less territory, but which would be a Jewish state. We chose to be a Jewish state.
"We ... committed ourselves before the Knesset, not to uproot a single settlement in the framework of the interim agreement, and not to hinder building for natural growth.
"We are aware of the fact that the Palestinian Authority has not - up until now - [E.H., and never thereafter] honored its commitment to change the Palestinian Covenant, and that all of the promises on this matter have not been kept. I would like to bring it to the attention of the members of the house that I view these changes as a supreme test of the Palestinian Authority's willingness and ability, and the changes required will be an important and serious touchstone vis-a'-vis the continued implementation of the agreement as a whole."
Rabin's vision essentially incorporated the principles of Israel as both a Jewish state, and as a state living in "Peace within secure and recognized boundaries" as stated in UN Security Council Resolution 242.
Ama tabii basta bas HAIN Shimon Peres ve etrafindaki mafya (buyuk ihtimalle Rabin'in katlinin arkasindakiler) yukardaki bu noktalari hice saymaktalar.
Rahmetli Yitzhak Rabin'in katlinin14uncu yildonumu .
Attigi (ve atmaya zorlandigi) adimlari hic bir zaman desteklememis bir olarak etafindaki pisliklere kurban edilen Rabin'in gercekten baris aramasi icinde oldugundan suphem yok. Ama bu aramasi sirasinda da hatali oldugunu ve maalesef fiyatini kendi hayati ile de odedigini biliyoruz.
Topragi bol olsun.
Bugun kendi oyunlarina Rabin'in vizyonunu alet etmeye calisanlar ve kendilerince kurduklari yeni din etrafinda toplanan bu muritlere Rabin'in katl edilmeden 1 ay evvel 5 Ekim 1995'te Kneset'te yaptigi konusmadan bazi cumleleri hatirlatmak istiyorum :
"Here, in the land of Israel, we returned and built a nation. Here, in the land of Israel, we established a state. The land of the prophets, which bequeathed to the world the values of morality, law and justice, was, after two thousand years, restored to its lawful owners - the members of the Jewish people. On its land, we have built an exceptional national home and state.
"We view the permanent solution in the framework of [the] State of Israel which will include most of the area of the Land of Israel as it was under the rule of the British Mandate, and alongside it a Palestinian entity which will be a home to most of the Palestinian residents living in the Gaza Strip and the West Bank.
"We will not return to the 4 June 1967 lines.
"First and foremost, united Jerusalem ... as the capital of Israel, under Israeli sovereignty.
"The security border of the State of Israel will be located in the Jordan Valley ... The establishment of blocs of settlements in Judea and Samaria, like the one in Gush Katif.
"We had to choose between the whole of the land of Israel ... and a state with less territory, but which would be a Jewish state. We chose to be a Jewish state.
"We ... committed ourselves before the Knesset, not to uproot a single settlement in the framework of the interim agreement, and not to hinder building for natural growth.
"We are aware of the fact that the Palestinian Authority has not - up until now - [E.H., and never thereafter] honored its commitment to change the Palestinian Covenant, and that all of the promises on this matter have not been kept. I would like to bring it to the attention of the members of the house that I view these changes as a supreme test of the Palestinian Authority's willingness and ability, and the changes required will be an important and serious touchstone vis-a'-vis the continued implementation of the agreement as a whole."
Rabin's vision essentially incorporated the principles of Israel as both a Jewish state, and as a state living in "Peace within secure and recognized boundaries" as stated in UN Security Council Resolution 242.
Ama tabii basta bas HAIN Shimon Peres ve etrafindaki mafya (buyuk ihtimalle Rabin'in katlinin arkasindakiler) yukardaki bu noktalari hice saymaktalar.
Pazar, Ekim 25, 2009
KARARSIZ YAHUDI
bs"d
Turkiye Yahudileri'nin su anda icinde bulunduklari ruh halini anlamamiz icin bize yardimci olacagina inandigim bir yazi :
- Hide quoted text -
Iki hafta sonra okuyacagimiz "Vayera" perashasinin Rabbi Jonathan Sacks tarafindan yapilan yorumlarindan birini bugun ozellikle Turkiye'de yasayan kardeslerimizin icinde bulunduklari durumu cok guzel aciklamasi bakimindan erken olarak bazi kisimlarini elimden geldigince serbestce tercume edip sizlerle paylasmak istiyorum . (Tabii bu yorum hepimiz icin de gecerli)
"KARARSIZ , TEREDDUTTEKI YAHUDI"
__________________________________
Tora'da "kararsizlik-- ayni anda iki karsit duyguyu yasama" (ambivalence) anlamina gelen bir kelime yok .En yakin olarak (Melahim1)- 18: 21'de Eliyahu Hanavi su cumlesi ile yaklasiyor : כא וַיִּגַּשׁ אֵלִיָּהוּ אֶל-כָּל-הָעָם, וַיֹּאמֶר עַד-מָתַי אַתֶּם פֹּסְחִים עַל-שְׁתֵּי הַסְּעִפִּים--אִם-יְהוָה הָאֱלֹהִים לְכוּ אַחֲרָיו, וְאִם-הַבַּעַל לְכוּ אַחֲרָיו; וְלֹא-עָנוּ הָעָם אֹתוֹ, דָּבָר ( Eliyahu halka doğru ilerleyip, "Daha ne zamana kadar böyle iki taraf arasında dalgalanacaksınız?" dedi, "Eğer RAB Tanrı'ysa, onu izleyin; yok eğer Baal Tanrı'ysa, onun ardınca gidin." Halk Eliyahu'ya hiç karşılık vermedi.)
Ama bu duyguyu belirten bir ton (taam) vardir. Tora okunurken sadece 4 noktada kullanilan bir ton . Alcalan yukselen bir sonraki kelimeye gecmekte zorlanildigi hissini veren bir ton. Shalshelet adi verilen bir nota . Bereshit kitabinda bu notaya (taam) 3 kere rastlaniyor. (4uncu defa Vayikra'da geciyor).
Kullanildigi yerlerde sahis almasi gereken bir karar karsisinda zorlaniyor. Onunde iki yol var ve ikisinden birini secmek zorunda. Psikolojik bir drama yasamakta sahis.
Bunlardan biri Avraham yardimcisi Eliezer'i oglu Yitzhak'a Haran'dan uygun bir gelin aramasi icin yolladiginda Eliezer'in icinde oldugu psikolojik durumu anlatiyor.
Bereshit 24:12'de Pasug'un en basinda Eliezer Tanri'ya Avraham'in oglu icin uygun es secmede ona yardimci olmasini dilerken kullandigi "Va yomer" (ve soyledi--dedi) kelimesinin uzerinde zigzag seklindeki isaret (shalshelet) bu kararsizligi gostermekte. Bu noktada Eliezer bir sart koyuyor ve kendisine ve develere su verecek olan bir kiz olursa bu davranis uygun bir gelin olacaginin bir isareti olacak diyor. Yahudilik'te bu tur isaretler aramak vs yasaktir. (Ran Hulin 95B'de bu durumda bunun bir yasak olmadigini sadece kizin karakterini gosterecegini soyluyor) . Yani Eliezer bu yaptiginin bir nevi put perestlik olmasindan mi korkuyordu da bu kararsizligi yasiyordu.
Fakat Midrash Eliezer'in kendi kizinin Yitzhak icin uygun bir es olup olmadigini tartmakta idi.diyor . (Bereshit Raba 59:9) Yasadigi kararsizlik buydu. Bir tarafta Avraham'in ona verdigi gorev diger tarafta kendi kisisel cikarini dusunuyor ve tartiyordu.
Rabii Sacks burada bu kararsizligin aslinda kendi mantigi icinde dayanacak bir noktasi oldugunu Eliezer'in kendi cikarini, kizini dusunmesinin de bir yerde mantikli oldugunun bazi ispatlarini veriyor.
Bu shalsheletin goruldugu diger olay babasinin sevgili oglu olan , kardesleri tarafindan uzaklastirilan ve sonunda Misir'a kole olarak satilip Potifar'in evinde calismakta olan Yosef'in yasadigi olay. Potifar'in esinin Yosefi kandirmaya calismasi ve onunla iliskiye girmesini istemesinin islendigi Bereshit 39:6-7-8'de bu tona (taam) tekrar rastliyoruz.
8'inci Pasugun basinda "Vayemaen" (ve kesinlikle red etti) kelimesinin uzerinde yine bu zigzag isareti (shalshelet) var. Yosef'in kararsizligi , yine iki istek arasinda kalmasini gosteriyor. Bir tarafta etik olarak hem kendisinin hem de ailesinin dunyaya tanitmaya calistigi davranis tarzina ters , kendi efendisine (potifar) saygisizlik ve ihanet diger tarafta ise fiziksel olan istegi . Modern bir sehirde , kendi ailesinin yasam tarzindan cok degisik fizikselligin ustun sayildigi ve bu akti yaparsa kimsenin de haberi olamayacagi hissi.
Talmud Sota 36B'de Yosef'in pencerede babasinin goruntusunu gordugunu ve ona "kardeslerin Bet Hamikdash'ta Kohen Gadol'un gogsunde tasiyacagi tablette temsil edilecekler , sen oradan silinmek mi istiyorsun ?" dedigini yaziyor.
Burada ki shalshelet Yosef'in icinde bulundugu derin kararsizligi Tora'yi okurken bize hissettiren tonu yansitmakta.
Ucuncu olarak geriye gidiyoruz ve Perashat Vayera'ya geliyoruz. Burada shalshelt Tora'da ilk defa kullaniliyor. Avraham'i ziyaret eden 3 melekten iki tanesi Sedom'a gelip Avraham'in yegeni Lot'u sehrin ve sehir sakinlerinin tepe taklak edilecegi ve silinecegi yonunde uyariyorlar . Lot ve ailesi hemen cikmali ama Lot vakit kaybediyor burada :
Yabancilar Lot'a "burada baska kimin var ?" dediler. "Damat? Ogullarin? Kizlarin? Shehirde baska bir akraban varsa onlari bu bolgeden cikar. Cunku biz bu bolgeyi yok etmek uzereyiz. Zira [mazlumlarin] cigliklari Tanri'nin onunde cok artti. Tanri[burayi] yok etmek uzere bizi gonderdi"
Lot cikti ve kizlariyla nisanli olan damatlarina konustu. "Kalkin! Bu bolgeden cikin" dedi. "Tanri bu sehri yok etmek uzere!" Ancak damatlarinin gozunde [Lot] bir 'sakaci'dan ibaretti.
Safak sokerken melekler Lot'u "Kalk!' diye sikistirdilar. "Esini ve buradaki iki kizini al! Sehrin gunahi yuzunden sen de yok olma!"
Tereddut etti. Tanri'nin ona [Lot'a] olan merhameti sebebiyle, yabancilar onun, esinin ve iki kizlarinin ellerinden kapip onu cikardilar ve sehrin disinda biraktilar. (Bereshit 19:12-16-- tercume Moshe Farsi -- Turkce ceviri ve aciklamalariyla Tora ve Aftara )
Tereddut etti kelimesi uzerinde shalshelet var.
Lot'un bu tereddutu kendi kimliginin cekirdegine kadar gidiyor. Daha evvel Avraham'in ve Lot'un cobanlari arasindaki anlasmazliklari cozmek icin yaptiklari ayrilik anlasmasi sirasinda Tora durumu bize soyle bildiriyor :
Lot gozlerini kaldirdi ve tum Yarden Ovasi'nin, Tsoar'a kadar, tipki Tanri'nin bahcesi gibi, tipki Kisir ulkesi gibi tamamen sulak oldugunu gordu - bu, Tanri Sedom ve Amora'yi yok etmeden onceydi. Lot kendine tum Yarden Ovasi'ni secti. Lot doguya yoneldi ve ikisi ayrildilar . (Bereshit 13:10-11 -- tercume Moshe Farsi-- Turkce ceviri ve aciklmaliyla Tora ve Aftara)
Lot bu noktada Tora'nin "Ancak Sedom insanlari Tanri'ya karsi cok kotu ve gunahkardilar" uyarisina ragmen evini Sedom'a tasimaya karar veriyor.(Bereshit 13:13-- tercume Moshe Farsi-- Turkce ceviri ve aciklmaliyla Tora ve Aftara)
Yarden Ovasi ve bu Ova'daki sehirlere yerlesip kok salma karari Lot'un Avraham 'in kendini hissettigi " Ben sizin yaninizda gocmen olarak yasayan biriyim " (Bereshit 23:4) hislerini tasmadigini gostermekte . Tam tersine Lot ve ailesi tam manasi ile asimile olmayi sectiler. Kizlari yerel kisilerle evlendiler ve Lot sivil alanda yukselmeyi de basardi.
Bilgeler Bereshit 19:1'de Tora'nin "[ Bu sirada] Lot Sedom [sehrinin] kapisinda oturuyordu" cumlesini Lot'un Sedom'da yargic mertebesine yukseldigini gosterdigini soyluyorlar.
Lot kendini o kadar Sedom'a ait olarak goruyordu ki melekler onu zorla cikartmak zorunda kalacaklardi.
Lot'un kendini bu kadar ait olmasini hissetmesi ya safligindan ya da kendi kendini kandirmasindan kaynaklanmakta idi. Bu yanilgisini Tora uc noktada net bir sekilde gosteriyor : Ilk olarak Sedom yerlilerinin Lot'un ziyaretcilerine olan cinsel saldiriya kalkmalarinda Lot'u kendilerinden saymadiklarini goruyoruz (Bereshit 19:4-5) .
Acik olan Sedom ahalisinin yabancilara aslinda pek hosgorulu olmadigi. Bu belki de Lot'un da kendi gozlerinde yabanci olduguna dair ilk isaret.
Tora'nin verdigi ikinci noktada bunu acikca goruyoruz : " Yoldan cekil!" diye bagirdilar. "Adamin biri gocmen olarak gelmis; bir de yargiclik tasliyor!" diyorlardi . "Simdi sana onlardan bile daha beterini yapariz!" (Bereshit 19:9 -- tercume Moshe Farsi-- Turkce ceviri ve aciklmaliyla Tora ve Aftara)
Ucuncu nokta ise kizlarinin kocalarin (nisanlilarina) sehrin yok edilecegi ve kacmalari gerektigini soylediginde onun shaka yaptigini sandiklarini soyluyor Tora.
Bu noktada Lot'un kendi kendini o kadar inandirmaya calistigi kimligi basina yikilmakta idi. Bu yerde kabul gormedigini ust uste gelen isaretler ile kesf etmekteydi. Sedom yabancilari sevmiyordu ve onu da bir yabanci olarak gormekteydi, damatlari dahi onunla dalga gecmekteydi.
Fakat tum bunlara ragmen "TEREDDUT ETTI" diyor Tora. Ustunde shalshelet ile .
Sedom ve Yarden Ovasi'ni kendi evi , yurdu yapmak icin kendi kimliginden , kisiliginden o kadar cok yatirim yapmisti ki halen tum isaretlere ragmen tereddut ediyordu.
Bu durum Leon Festinger'in "cognitive dissonance" (Idrak duzensizligi) olarak adlandirdigi durumun en guzel orneklerinden biri. Insanoglunun yapisinda olan bu "idrak duzensizligi" ne karsi yarattigimiz mekanizmalardan biri "inkar" .
Lot bu ikilimi yasamaktaydi.
Tereddut etti kelimesi uzerindeki shalsheletin anlami bir kimlik sorunu yasamakta olduguna isaret . Bu noktada Lot "ben kimim ?" sorusu ile karsi karsiya.
"Onlardan biri olmak" icin bu kadar caba sarf etmesi sonucu vermesi gereken bu cok onemli ayrilik kararinda tereddut etmekte.
Leon Festinger'i bu teorisi Lot'un esinin de meleklerin "arkaniza bakmayin" uyarisina da uymamasini ve tuzdan bir sutuna donmesini acikliyor. Festinger bu durumu "post decision dissonance" (karar sonrasi ahenksizligi) olarak adlandiriyor. Verilmesi gereken karar ne kadar daha onemli ise , karara varmak icin kisi ne kadar vakit geciriyorsa ve degistirmek ne kadar daha zor ise , kisi daha sonra verdigi kararin dogru olup olmadigi hakkinda o kadar daha fazla eziyet cekmekte. Kisi bu noktada "acaba" demeye daha cok basliyor ve arkasina bakiyor .
Lot'un bu tereddutu uzerindeki shalshelet sadece Tora'da gecen bir hikayeyi anlatmamakta. Bu aslinda modern Yahudi'nin basindan gecenleri cok guzel bize hissettirmekte.
19uncu yuzyilda genis topluma giren ama bu toplumda yine her hayaline karsi antisemitizm ile karsilasan modern Yahudi; kimligi hakkinda tereddute ugramaya basladi.
Yahudiligini saklayip asimile olmaya calisti. Seculer Marranos seklini aldilar. Ama bir ise yaramadi. Digerleri gibi olmaya cabalarini arttirdikca , antisemitizm artti. Bu proses icinde yalnizca Yahudi miraslarini kaybetmekle kalmadilar kendi kimliklerini bilme ve bundan onur duyma kabiliyetlerini de kaybettiler.
Bu kararsizlik ve tereddut o kadar derindiyki bir cogu Lot'un yasadigi tereddutu tekrarladilar ve 1930larda Almanya ve Avusturya'yi terk etmeyi red ettiler veya Hitler'in Yahudiler'i yok etme tehditlerinde ciddi olduguna inanamadilar.
Lot ile Avraham'in hayatlari tum tarih boyunca kararsiz olan ile kim oldugunu tam olarak bilen arasindaki farka isaret eden en guzel ornek.
Baskalari gibi olmaya caba sarf eden Lot , komsularinin onu yabanci , istenmeyen olarak gordukleri ile yuzlesmek zorunda kaldi.
Avraham ise "degisik" olarak yasamayi secti. Komsulari icin savasti ,onlar icin dua etti. Ama onlardan degisik ve ayri olarak, Tanri'nin ona ongordugu yonde yasamayi da bildi.
Her ne kadar " Ben sizin yaninizda gocmen olarak yasayan biriyim " (Bereshit 23:4) dediyse de , komsulari onu " Sen bizim aramizda Tanri'nin bir baskanisin" (Bereshit 23:6) olarak gorduler.
Bu denklem degismedi.
Yahudi olmayanlar Yahudiligine deger veren Yahudiler'e saygi duyarlar.
Yahudiliginden utanan Yahudilerden onlar da utanirlar.
Hic bir zaman kim ve ne oldugunuz hakkinda kararsiz olmayin !
Pazar, Ekim 18, 2009
Rabbi Shrem'den alintilar -- Bereshit # 1
bs"d
1- Tora'nin ilk 3 kelimesini hepimiz ezbere biliriz : בְּרֵאשִׁית, בָּרָא אֱלֹהִים (Bereshit bara elo-kim)
Bu uc kelimenin gematriya degeri : 1202
Tanah (Tevrat) kelimesini olusturan Tora - Neviim - Ketuvim 'in de degeri 1202 (תורה נביאים כתובים)
Rabbi Shrem buradan da goruyoruz ki tum Yaratilis Tora icin diyor.
2- Daha sonra Yaratan Isik ve karanligi ayirdiginda isik icin su cumleyi kullaniyor Tora : וַיִּקְרָא אֱלֹהִים לָאוֹר יוֹם (vayikra Elo-kim laor yom) --Tanri isiga gunduz adini verdi .
Bu cumlenin (laor yom -- isiga gunduz) gematriya degeri 293 . Ayni degerde olan bir cumle de הוכן ליעקב (uhan le'Yaakov) -- Yaakov'a hazirlandi.
Bize ogretilen Tanri'nin bu ilk yarattigi isigi daha sonra gelecekte Tzadiklerin kullanmasi icin sakladigidir.
Ayni cumlenin devami ise soyle : וְלַחֹשֶׁךְ קָרָא לָיְלָה (velehosheh kara layla) -- ve karanliga gece adini verdi .
Bu cumlenin (kara layla -- gece adini verdi) gematriyasi ise 376 . Ayni gematriya Esav.
3- שָּׁמַיִם (Shamayim) gokyuzunun esh (ates) ve mayim (su) karistirilarak yaratildigini bize soyler bilgelerimiz. Bu bir biri ile zit olan iki element birlikte var olmayi basarmislar.
Hatta dualarimizda "ose shalom bimromav" (yukarida baris yapan) diye bu ozelligi de belirtiriz.
Rabbi Shrem ilginc bir nokta getiriyor. Mayim'in (suyun) ilk yaratilanlardan oldugunu (Yaratilisin ilk 4 elementinden biri) ve gokyuzunun yani Shamayim'in yaratilis seklinin ise
bize yine Tora tarafindan ikinci pasugun sonunda anlatildigini soyluyor ; soyle ki:
Pasuk "וְרוּחַ אֱלֹהִים, מְרַחֶפֶת עַל-פְּנֵי הַמָּיִם" (ve ruah Elo-kim merahefet al pney hamayim) -- Tanri'nin ruhu suyun yuzeyinde hareket halindeydi diye bitiyor.
Rabbi Shrem רוּחַ אֱלֹהִים ( ruah Elo-kim -- Tanri'nin Ruhu ) kelimesinin gematriyasinin 300 oldugunu ve bu sayinin ש (shin) harfinin sayisal degeri ile ayni oldugunu
soyluyor. Suyun uzerindeki hareket halinde olan "Ruah Elo-kim = ש ve מָּיִם kelimeleri birlikte שָּׁמַיִם yaratiyorlar.
simdilik bu kadar vaktim oldukca devam edecegim.
1- Tora'nin ilk 3 kelimesini hepimiz ezbere biliriz : בְּרֵאשִׁית, בָּרָא אֱלֹהִים (Bereshit bara elo-kim)
Bu uc kelimenin gematriya degeri : 1202
Tanah (Tevrat) kelimesini olusturan Tora - Neviim - Ketuvim 'in de degeri 1202 (תורה נביאים כתובים)
Rabbi Shrem buradan da goruyoruz ki tum Yaratilis Tora icin diyor.
2- Daha sonra Yaratan Isik ve karanligi ayirdiginda isik icin su cumleyi kullaniyor Tora : וַיִּקְרָא אֱלֹהִים לָאוֹר יוֹם (vayikra Elo-kim laor yom) --Tanri isiga gunduz adini verdi .
Bu cumlenin (laor yom -- isiga gunduz) gematriya degeri 293 . Ayni degerde olan bir cumle de הוכן ליעקב (uhan le'Yaakov) -- Yaakov'a hazirlandi.
Bize ogretilen Tanri'nin bu ilk yarattigi isigi daha sonra gelecekte Tzadiklerin kullanmasi icin sakladigidir.
Ayni cumlenin devami ise soyle : וְלַחֹשֶׁךְ קָרָא לָיְלָה (velehosheh kara layla) -- ve karanliga gece adini verdi .
Bu cumlenin (kara layla -- gece adini verdi) gematriyasi ise 376 . Ayni gematriya Esav.
3- שָּׁמַיִם (Shamayim) gokyuzunun esh (ates) ve mayim (su) karistirilarak yaratildigini bize soyler bilgelerimiz. Bu bir biri ile zit olan iki element birlikte var olmayi basarmislar.
Hatta dualarimizda "ose shalom bimromav" (yukarida baris yapan) diye bu ozelligi de belirtiriz.
Rabbi Shrem ilginc bir nokta getiriyor. Mayim'in (suyun) ilk yaratilanlardan oldugunu (Yaratilisin ilk 4 elementinden biri) ve gokyuzunun yani Shamayim'in yaratilis seklinin ise
bize yine Tora tarafindan ikinci pasugun sonunda anlatildigini soyluyor ; soyle ki:
Pasuk "וְרוּחַ אֱלֹהִים, מְרַחֶפֶת עַל-פְּנֵי הַמָּיִם" (ve ruah Elo-kim merahefet al pney hamayim) -- Tanri'nin ruhu suyun yuzeyinde hareket halindeydi diye bitiyor.
Rabbi Shrem רוּחַ אֱלֹהִים ( ruah Elo-kim -- Tanri'nin Ruhu ) kelimesinin gematriyasinin 300 oldugunu ve bu sayinin ש (shin) harfinin sayisal degeri ile ayni oldugunu
soyluyor. Suyun uzerindeki hareket halinde olan "Ruah Elo-kim = ש ve מָּיִם kelimeleri birlikte שָּׁמַיִם yaratiyorlar.
simdilik bu kadar vaktim oldukca devam edecegim.
Salı, Eylül 15, 2009
HAREDI KONUSU
bs"d
Gecenlerde Israil'de buyuk bir sosyal problem olan ve gittikce buyuyen dindarlar X hiloniler (laik demiyorum) (yani dini kurallara gore yasamamamyi tercih edenler) arasindaki sorunlardan soz edecegim demistim.
Bilmeyenler icin oncelikle Haredim adlandirmasi , Tevrat'in kurallarini en keskin detaylarina kadar uygulayarak yasamaya calisan ve genelde siyah/beyaz takim elbiselerle dolasan , bayanlarinin baslarinin kapali oldugu (evli olanlarin) gruba verilir. Ingilizce'de ultra-orthodox diye adlandirilan grup.
Kendi aralarinda iki ana gruba ve onlarin da dallarina ayrilirlar.
Bu guplar Hasidim ve Litaim diye adlandirilir.
Hasidim daha cok Tevrat'in mistik etkileri ile sheriati yorumlayanlar , Litaim ise Talmud'un rasyonel yapisini kendilerine temel edinenlerdir.
Bu gruplar , ozellikle Hasidler kendi iclerinde de dallara ayrilirlar .
Haredim terimi Sefarad dunyasina yabanci bir terimdi. Aynen Conservative , reform veya Orthodox terimleri gibi. Sefaradlar icinde dinin kurallarini uygulayanlar veya genelde biz Turkiye Yahudileri gibi daha hafiften alanlar ayni Kal'larda (Sinagoglar'da) ibadet ederler ve kisisel duzeyde obsevantlik (uygulama) herkesin kendi isidir.
Maalesef bu ozellikle Israil'de degisti. Bugun Sefaradi Haredimler de bize kesinlikle yabanci olan kilik kiyafet ile yasamaktalar.
Neden ?
Israil Devleti kurulunca genelde Avrupa'nin kulleri arasindan cikan Yahudiler dini kurallar ile alakasiz , hatta ateist kisilerdi. Ancak buna karsi Arap ulkelerinden goc edenler daha dinlerine bagliydilar. Bu grup maalesef Israil Devleti'nin en buyuk gunahlarindan birine maruz kaldilar. Devletin anti-din politikalari ile yaratmaya calistigi "Israil"li kimligi bu toplum uzerinde bazi durumlarda cok ters tepkiler yaratti.
Ornegin Yemenli cocuklarin ailelerinden kopartilip Kibbutzlar'da yetistirilmeleri , gelenekleri olan peotlarinin (kulak uzrinde uzatilan sac lulesi) kesilmesi ve Fas'tan gelen cocuklar uzerinde yapilan radyoaktiv denemeler bunlarin arasinda . Bu yaklasim bu toplumda ters tepti ve Rus gocleri basliyana kadar Israil'in kriminal odaklari bu toplumlarda yaratildi.
Kendi sahsi izlenimim ile Fas'tan Fransa'ya goc eden bir Yahudi ile Fas'tan Israil'e goc eden bir Yahudi arasinda dunya kadar fark oldugunu gordum.
Tabii bunun yaninda zamanla bu toplum da Israil'e entegre olunca (kendi istegi ile mi orasi ayri bir konu) toplumda liderlige kadar ulasan sahislar cikmaya basladi.
Bu grubun tepkili bolumu ve dini geleneklerine bagli kalmayi yegleyen bolumunu kucakliyacak bir organ yoktu.
Ashkenaz Haredi toplum liderleri bunu degerlendirdiler.
Maalesef Sefardi / Mizrahi Yahudiler bu etkinin altina buyuk bir suratle girdiler.
Buna tepki olarak Haham Ovadya Yosef shlita bir ara bir umut kaynagi olmasina ragmen , onun kurdugu Shas partisi istenileni yaratamadi ve Israil politikasinin en corrupt organlarindan biri haline dahi geldi.
Tum bu etkilere ragmen Sefaradlarin icinde bariz bir sekilde Ashenaz etkisinden kurtulmanin istegi halen var.
Haredimler konusunda maalesef genel Israillilerin gorusleri sahsi degil , Israil'in solcu-ateist elitinin kontrolu altindaki basin tarafindan yonlendirilir.
devam edecegim...
Gecenlerde Israil'de buyuk bir sosyal problem olan ve gittikce buyuyen dindarlar X hiloniler (laik demiyorum) (yani dini kurallara gore yasamamamyi tercih edenler) arasindaki sorunlardan soz edecegim demistim.
Bilmeyenler icin oncelikle Haredim adlandirmasi , Tevrat'in kurallarini en keskin detaylarina kadar uygulayarak yasamaya calisan ve genelde siyah/beyaz takim elbiselerle dolasan , bayanlarinin baslarinin kapali oldugu (evli olanlarin) gruba verilir. Ingilizce'de ultra-orthodox diye adlandirilan grup.
Kendi aralarinda iki ana gruba ve onlarin da dallarina ayrilirlar.
Bu guplar Hasidim ve Litaim diye adlandirilir.
Hasidim daha cok Tevrat'in mistik etkileri ile sheriati yorumlayanlar , Litaim ise Talmud'un rasyonel yapisini kendilerine temel edinenlerdir.
Bu gruplar , ozellikle Hasidler kendi iclerinde de dallara ayrilirlar .
Haredim terimi Sefarad dunyasina yabanci bir terimdi. Aynen Conservative , reform veya Orthodox terimleri gibi. Sefaradlar icinde dinin kurallarini uygulayanlar veya genelde biz Turkiye Yahudileri gibi daha hafiften alanlar ayni Kal'larda (Sinagoglar'da) ibadet ederler ve kisisel duzeyde obsevantlik (uygulama) herkesin kendi isidir.
Maalesef bu ozellikle Israil'de degisti. Bugun Sefaradi Haredimler de bize kesinlikle yabanci olan kilik kiyafet ile yasamaktalar.
Neden ?
Israil Devleti kurulunca genelde Avrupa'nin kulleri arasindan cikan Yahudiler dini kurallar ile alakasiz , hatta ateist kisilerdi. Ancak buna karsi Arap ulkelerinden goc edenler daha dinlerine bagliydilar. Bu grup maalesef Israil Devleti'nin en buyuk gunahlarindan birine maruz kaldilar. Devletin anti-din politikalari ile yaratmaya calistigi "Israil"li kimligi bu toplum uzerinde bazi durumlarda cok ters tepkiler yaratti.
Ornegin Yemenli cocuklarin ailelerinden kopartilip Kibbutzlar'da yetistirilmeleri , gelenekleri olan peotlarinin (kulak uzrinde uzatilan sac lulesi) kesilmesi ve Fas'tan gelen cocuklar uzerinde yapilan radyoaktiv denemeler bunlarin arasinda . Bu yaklasim bu toplumda ters tepti ve Rus gocleri basliyana kadar Israil'in kriminal odaklari bu toplumlarda yaratildi.
Kendi sahsi izlenimim ile Fas'tan Fransa'ya goc eden bir Yahudi ile Fas'tan Israil'e goc eden bir Yahudi arasinda dunya kadar fark oldugunu gordum.
Tabii bunun yaninda zamanla bu toplum da Israil'e entegre olunca (kendi istegi ile mi orasi ayri bir konu) toplumda liderlige kadar ulasan sahislar cikmaya basladi.
Bu grubun tepkili bolumu ve dini geleneklerine bagli kalmayi yegleyen bolumunu kucakliyacak bir organ yoktu.
Ashkenaz Haredi toplum liderleri bunu degerlendirdiler.
Maalesef Sefardi / Mizrahi Yahudiler bu etkinin altina buyuk bir suratle girdiler.
Buna tepki olarak Haham Ovadya Yosef shlita bir ara bir umut kaynagi olmasina ragmen , onun kurdugu Shas partisi istenileni yaratamadi ve Israil politikasinin en corrupt organlarindan biri haline dahi geldi.
Tum bu etkilere ragmen Sefaradlarin icinde bariz bir sekilde Ashenaz etkisinden kurtulmanin istegi halen var.
Haredimler konusunda maalesef genel Israillilerin gorusleri sahsi degil , Israil'in solcu-ateist elitinin kontrolu altindaki basin tarafindan yonlendirilir.
devam edecegim...
Perşembe, Ağustos 20, 2009
9 KOY VE MUHTAR EFENDI
bs"d
Eski genel kurmay basi Yaalon bir laf etti , ama isin kotusu dogru laf etti.
Ortalik ayaga kalkti .
"simdi baris" adli antisemit orgurtun isci bordorosundaki 9 koyun muhtari hemen Yaalon'u gorusmeye cagirdi.
Bazilarimizin senelerce sarf ettigi laflari boyle acik acik soylersen tabii 9 degil 19 koyde bile adami taslarlar.
Shalom Ahshav yani simdi baris 'in ne oldugunu gormek icin : Shalom Ahsav
Ama buna karsilik Yigal Tumarkin adinda ve bu "simdi baris" grubunun kuruculari arasindaki eski- Alman Nazi'sin oglu , yeni Yahudi Nazi'nin Israil'deki dindarlar veya sag gorusluler icin her istedigini soylemeye hakki var. Birak hakkini ustune ustluk bir de Israil Odulu'ne layik gorulur.
Bu neo-nazi'den bazi alintilar :
"My true contribution would be if I grabbed a sub-machine-gun, instead of a pen and pencil and killed them." (Hadashot, September 28, 1988)
ve tabii en guzeli : "When I see the black-coated Orthodox Jews with the children they spawn, I can understand the Holocaust."
Bu neo-nazi'yi Israil odulune layik gorenlere helal olsun.
Halen Israil'in ne buyuk bir yalan ve nefret ile yonetildigini (elit sol) gormemeye calisanlara. Yahudilikle sadece gourme (matza ball corbasi) iliskisi uzerine alakasi kalmislarin vizyonu.
Garip memlekettir bu Israil , "ortadogunun en buyuk demokrasisi" . Yok daha neler ...
ISRAIL SOLUNDAN BIR PROFIL
bs"d
Israil solundan tipik bir profil.
Adi : Ezra
Soyadi : Nawi
Ezra Yerushalayim'li.
New York Times'da yayinlanan bir makaleyi okuyacak olursaniz bu adami tamami ile bir melek , modern zamanlarin bir Robin Hood'u olarak goreceksinizdir.
Ezra kendini bir pasifist olarak tanimliyor , ancak hakkinda siddet kullandigi ile ilgili sikayetler bulunmakta. Ama bu sikayetlerin yalan oldugunu tahmin etmek guc degil. :-)
Ezra su anda bazi yerlesimci (halutzim) Yahudiler ile mahkemelik olmus durumda. Yerlesimci Yahudilerin avukatlari dosyalari incelerken ilginc bir seyle karsilastilar. Savunma bakanligi Ezra hakkindaki bazi dosyalari "cok gizli" ibaresi ile muhurlemis.
Bu dosyalarin acilmasi icin mahkemeye bas vuran avukatlar bu "tipik humanist solcu"nun aslinda bir "Hamas" isbirlikcisi oldugunu ortaya cikardilar.
Hamas'in veya Polyanna'larimizin "baris ortaklari" Fatah'in isbirlikcilere ne yaptigini hatirlatmama gerek yok tabii. Iki ayri dunya .
Bizim solumuz Ezra Nawi'yi kahraman ilan edecektir.
Liberal sol dunya capinda bir mental hastalik maalesef.
Ancak Israil'de havasindan midir , suyundan midir nedir bilmiyorum ama etrafina etkileri OLDURUCU .
Pazartesi, Ağustos 10, 2009
HER GUN 1 ALAHA -- 10 AGUSTOS 2009
bs"d
Çok özel bir bisikletçi...
Bisiklet, Sam’in çocukluk aşkıydı. Ve çok küçük yaşlarından beri bisikletiyle gerek lokal, gerek ulusal arenada birçok başarı elde etmişti. Takvimler 1966’yı işaret ederken Sam Zeitlin kendisini pistlerdeki rüzgara ek olarak antisemit esintilere karşı da yarışırken bulmuştu. Sebep oldukça basitti. “Yahudi çocuk” 1965’te New York Kısa Mesafe Şampiyonası’nı kazandığında bisiklet dünyasının her köşesine adını duyurmuştu. Bir gün, Queens’te ulusal bir yarış için antrenman yaptığı sırada bir grup sokak serserisi küfürler savurarak ellerindeki bira şişelerini Sam’e fırlattılar. Yetenekli bisikletçi o gün Kissena Park’ta ilk kez antisemitizmin ciddi sonuçlarıyla karşı karşıya kalıyordu. Aynı gece evine dönerken bir arabanın direksiyonunu üzerine kırışına maruz kaldı. Arabadan: “Sonsuza dek zirvede kalamayacaksın, pis Yahudi!” bağırışları yükselirken, Sam bu olayı da küçük yaşlarından beri geliştirdiği refleksleri sayesinde atlatıyordu. Eve vardığında gün boyunca yaşadığı olayları aklından geçirdi, çok kırgındı ancak kendisini bu şekilde engellemeye çalışanları kafasına takmamaya kararlıydı.
Birkaç ay sonra, 1967 Amerika Grand Prix’i için başlama çizgisindeki yerini almıştı bile... Illıonis’te gerçekleşen yarışı birinci olarak tamamlamayı başardı. “Finish” noktasını geçtiğinde ertesi gün bütün gazetelerin ondan bahsedeceğini düşünüyordu. Ancak bisikletinden indiği anda büyük bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya kaldı: Diskalifiye edilmişti! O güne dek (ve o günden bu güne kadar da) hiç uygulanmamış olan bir kural bahane edilerek Sam’in birinciliği geçersiz sayılmıştı. Gerekçe Sam’in bitiş çizgisini geçmeden hemen önce ellerini bisikletin gidonundan kaldırması ve kenardaki izleyicilerin hayatlarını(!) tehlikeye atmasıydı. Sam bu noktada dayanacak gücünün kalmadığını hissetti. Bu engelin de antisemit duyguların eseri olduğunu gayet iyi biliyordu. Amerika’yı terk etmeye karar verdi. Kanada’yı kışları çok soğuk geçtiği için, Meksika’yı ise yüksek rakımdan dolayı istemedi. Okyanusun ötesine gidecekse, bu sporun oldukça popüler olduğu bir ülke olmalıydı. Sam, uzun süre düşündükten sonra İsrail’i seçti. Seküler bir Yahudi’ydi ve seçimini duygularıyla değil mantığıyla yaptığını düşünüyordu.
Sam, İsrail’e varır varmaz kariyeri ile ilgili başvurulara başladı. 1965 Maccabi Oyunları’nı kazanmış olmasının kendisine kazandırdığı ünün de yardımıyla Hapoel Tel Aviv Spor Kulübü’nde kendisine yer buldu. Takımın Genel Menajeri Nati, Sam’i tanıdıkça onun liderliğindeki bir milli bisiklet takımının yaklaşan olimpiyatlarda büyük başarılar kazanacağında dair inancı da arttı.
Bir gece ağır bir antrenmanın ardından ayakları Sam’i Ağlama Duvarı’na sürükledi. Daha önce, orada hiç bulunmamıştı ancak insanların dua ettikleri bir yer olduğunu biliyordu. Kotel’e vardığında orada gördüğü dua eden kalabalık karşısında hayretlerini gizleyemedi. Küçük yaşlarda söylediği “Şema” duasını hatırlayarak söylemeye başladı. Duasını tamamlarken Ağlama Duvarı’nın altın renkli taşlarını öptü ve kalabalığı izlemeye koyuldu. Bu insanlar nasıl oluyor da durmaksızın dua edebiliyorlar, onların bilip kendisinin bilmediği şey ne, diye geçirdi içinden. Merakını biraz olsun dindirmek için dindar görünümlü iki gence yöneldi, onların da Amerikalı olduklarını anladıktan sonra din içerikli sorular sormaya başladı. Gençler, Haim ve David, uzun bir sohbetin ardından Sam’i Chicago günlerinden tanıdıkları Rabbi Gershon Weinberger’e yönlendirdiler. Bir süre sonra Sam ile Rabbi Weinberger, oldukça samimi arkadaşlara dönüştüler. Hafta boyunca birlikte Tora hakkında konuşur, Şabatları birlikte geçirir oldular. Birkaç ay sonra Rabbi, Sam’e bir teklifle geldi. Sam’e yakın arkadaşı Rav Noah Weinberg’in yeni açmakta olduğu yeşivaya katılmak isteyip istemediğini sordu. Sam bu teklifi kabul etti ve Yesivah Magen Avraham’ın beşinci “talmid”i (öğrencisi) oldu. Yeşiva’da kendisini ruhani anlamda geliştirirken, Rav Weinberg’in ısrarları sonucu bisiklet antrenmanlarına da devam etti. Her gün Şahrit duasını takiben özel olarak yaptırdığı Holdsworth marka bisikletiyle kah Caesarea yönünde, kah Tel Aviv-Haifa kara yolunda en az üç saat pedal çevirdi. Bu çalışmalarda kendisini güçlendirmek için geliştirdiği yenilikçi metotları uygularken bir yandan da Shabbos Hayom LaShem’in sözlerini mırıldanıyordu.
Olimpiyatlar yaklaşıyordu ve kariyerinin tavan noktasında önünü kesen antisemitik hareketlere cevap vermek için en uygun ortamın yaklaşan olimpik oyunlar olduğunun farkındaydı. Birgün uyandı ve İsrail Spor Federasyonu’nun Olimpiyatlarda yarışmak isteyen sporcular için düzenleyeceği elemelerin ilanını gördü. Elemeler Cumartesi günü yapılacaktı, yani Şabat’ta pedal çevirmek durumundaydı. Sam yetkililere, başka bir gün yarışmak için yalvardı ancak aldığı cevap “hayır” oldu. Ona yeteneklerinin farkında olduklarını ancak “onun için dahi” kuralları değiştiremeyeceklerini söylediler.
Sam, kuralları değil belki ama karşısındaki kişileri değiştiremeyeceğini anlamıştı. İçsel bir çekişme yaşıyordu. Saatlerce koşmuş, ip atlamış, ağırlık kaldırmış, bisikletiyle tepelere tırmanmıştı. Yağmur, çamur dinlemeden... Hepsini isminin milyonlar tarafından bilinmesi, Olimpiyatlara katılabilse alacağından emin olduğu altın madalya ile adını dünya spor tarihine yazdırmak için yapmış, bütün zorlukları bu hedef uğruna göğüslemişti. Fakat öte yandan Şabat, hayatının yeni anlamıydı. Şabat, hayatını yöneten Büyük Güç’e duyduğu bağlılığın ifadesiydi. Kararını vermişti. Tora yolunda bir yaşamı, zirvede geçireceği bir ana tercih etti. Olimpiyatlara katılmayacaktı.
İsrail, 1972 Olimpiyatları’na bisiklet takımı göndermedi. Olimpiyat seviyesinde yarışacak kalitede bir bisiklet takımına sahip olunmadığı düşünülmüştü. 1972 Olimpiyatları da dünya Olimpiyat tarihine sportif başarılarla değil, kanlı saldırılarla geçti. Münih’teki Olimpiyat Köyü’ne giren teröristlerin dünyanın gözü önünde İsrailli sporcuları katlettikleri bir olimpiyat olarak...
Sam, Münih’te yaşananları radyodan duydu. Şok, üzüntü ve yas içindeydi. Sam’in altın madalyaya tercih ettiği Şabat belki de sadece kendisini değil, Sam katıldığı takdirde Olimpiyatlarda yer alacak potansiyel bisiklet takımını da katledilmekten kurtarmıştı.
Sam o günden beri Şabatları söylediği bir şarkıyı çok daha güçlü duygularla seslendirmeye başladı: “Ki eshmerah Shabbos, Keil yishmereini!,”; “Şabat’ı korursan, Tanrı seni korur!”
Sam’i görmek isteyenler kendisini bugün Kudüs’te Ağlama Duvarı’nın hemen karşısında yer alan Aish HaTorah’da bulabilirler.
HERGÜN 1 ALAHA
AARON ESHKENAZI
Çok özel bir bisikletçi...
Bisiklet, Sam’in çocukluk aşkıydı. Ve çok küçük yaşlarından beri bisikletiyle gerek lokal, gerek ulusal arenada birçok başarı elde etmişti. Takvimler 1966’yı işaret ederken Sam Zeitlin kendisini pistlerdeki rüzgara ek olarak antisemit esintilere karşı da yarışırken bulmuştu. Sebep oldukça basitti. “Yahudi çocuk” 1965’te New York Kısa Mesafe Şampiyonası’nı kazandığında bisiklet dünyasının her köşesine adını duyurmuştu. Bir gün, Queens’te ulusal bir yarış için antrenman yaptığı sırada bir grup sokak serserisi küfürler savurarak ellerindeki bira şişelerini Sam’e fırlattılar. Yetenekli bisikletçi o gün Kissena Park’ta ilk kez antisemitizmin ciddi sonuçlarıyla karşı karşıya kalıyordu. Aynı gece evine dönerken bir arabanın direksiyonunu üzerine kırışına maruz kaldı. Arabadan: “Sonsuza dek zirvede kalamayacaksın, pis Yahudi!” bağırışları yükselirken, Sam bu olayı da küçük yaşlarından beri geliştirdiği refleksleri sayesinde atlatıyordu. Eve vardığında gün boyunca yaşadığı olayları aklından geçirdi, çok kırgındı ancak kendisini bu şekilde engellemeye çalışanları kafasına takmamaya kararlıydı.
Birkaç ay sonra, 1967 Amerika Grand Prix’i için başlama çizgisindeki yerini almıştı bile... Illıonis’te gerçekleşen yarışı birinci olarak tamamlamayı başardı. “Finish” noktasını geçtiğinde ertesi gün bütün gazetelerin ondan bahsedeceğini düşünüyordu. Ancak bisikletinden indiği anda büyük bir hayal kırıklığıyla karşı karşıya kaldı: Diskalifiye edilmişti! O güne dek (ve o günden bu güne kadar da) hiç uygulanmamış olan bir kural bahane edilerek Sam’in birinciliği geçersiz sayılmıştı. Gerekçe Sam’in bitiş çizgisini geçmeden hemen önce ellerini bisikletin gidonundan kaldırması ve kenardaki izleyicilerin hayatlarını(!) tehlikeye atmasıydı. Sam bu noktada dayanacak gücünün kalmadığını hissetti. Bu engelin de antisemit duyguların eseri olduğunu gayet iyi biliyordu. Amerika’yı terk etmeye karar verdi. Kanada’yı kışları çok soğuk geçtiği için, Meksika’yı ise yüksek rakımdan dolayı istemedi. Okyanusun ötesine gidecekse, bu sporun oldukça popüler olduğu bir ülke olmalıydı. Sam, uzun süre düşündükten sonra İsrail’i seçti. Seküler bir Yahudi’ydi ve seçimini duygularıyla değil mantığıyla yaptığını düşünüyordu.
Sam, İsrail’e varır varmaz kariyeri ile ilgili başvurulara başladı. 1965 Maccabi Oyunları’nı kazanmış olmasının kendisine kazandırdığı ünün de yardımıyla Hapoel Tel Aviv Spor Kulübü’nde kendisine yer buldu. Takımın Genel Menajeri Nati, Sam’i tanıdıkça onun liderliğindeki bir milli bisiklet takımının yaklaşan olimpiyatlarda büyük başarılar kazanacağında dair inancı da arttı.
Bir gece ağır bir antrenmanın ardından ayakları Sam’i Ağlama Duvarı’na sürükledi. Daha önce, orada hiç bulunmamıştı ancak insanların dua ettikleri bir yer olduğunu biliyordu. Kotel’e vardığında orada gördüğü dua eden kalabalık karşısında hayretlerini gizleyemedi. Küçük yaşlarda söylediği “Şema” duasını hatırlayarak söylemeye başladı. Duasını tamamlarken Ağlama Duvarı’nın altın renkli taşlarını öptü ve kalabalığı izlemeye koyuldu. Bu insanlar nasıl oluyor da durmaksızın dua edebiliyorlar, onların bilip kendisinin bilmediği şey ne, diye geçirdi içinden. Merakını biraz olsun dindirmek için dindar görünümlü iki gence yöneldi, onların da Amerikalı olduklarını anladıktan sonra din içerikli sorular sormaya başladı. Gençler, Haim ve David, uzun bir sohbetin ardından Sam’i Chicago günlerinden tanıdıkları Rabbi Gershon Weinberger’e yönlendirdiler. Bir süre sonra Sam ile Rabbi Weinberger, oldukça samimi arkadaşlara dönüştüler. Hafta boyunca birlikte Tora hakkında konuşur, Şabatları birlikte geçirir oldular. Birkaç ay sonra Rabbi, Sam’e bir teklifle geldi. Sam’e yakın arkadaşı Rav Noah Weinberg’in yeni açmakta olduğu yeşivaya katılmak isteyip istemediğini sordu. Sam bu teklifi kabul etti ve Yesivah Magen Avraham’ın beşinci “talmid”i (öğrencisi) oldu. Yeşiva’da kendisini ruhani anlamda geliştirirken, Rav Weinberg’in ısrarları sonucu bisiklet antrenmanlarına da devam etti. Her gün Şahrit duasını takiben özel olarak yaptırdığı Holdsworth marka bisikletiyle kah Caesarea yönünde, kah Tel Aviv-Haifa kara yolunda en az üç saat pedal çevirdi. Bu çalışmalarda kendisini güçlendirmek için geliştirdiği yenilikçi metotları uygularken bir yandan da Shabbos Hayom LaShem’in sözlerini mırıldanıyordu.
Olimpiyatlar yaklaşıyordu ve kariyerinin tavan noktasında önünü kesen antisemitik hareketlere cevap vermek için en uygun ortamın yaklaşan olimpik oyunlar olduğunun farkındaydı. Birgün uyandı ve İsrail Spor Federasyonu’nun Olimpiyatlarda yarışmak isteyen sporcular için düzenleyeceği elemelerin ilanını gördü. Elemeler Cumartesi günü yapılacaktı, yani Şabat’ta pedal çevirmek durumundaydı. Sam yetkililere, başka bir gün yarışmak için yalvardı ancak aldığı cevap “hayır” oldu. Ona yeteneklerinin farkında olduklarını ancak “onun için dahi” kuralları değiştiremeyeceklerini söylediler.
Sam, kuralları değil belki ama karşısındaki kişileri değiştiremeyeceğini anlamıştı. İçsel bir çekişme yaşıyordu. Saatlerce koşmuş, ip atlamış, ağırlık kaldırmış, bisikletiyle tepelere tırmanmıştı. Yağmur, çamur dinlemeden... Hepsini isminin milyonlar tarafından bilinmesi, Olimpiyatlara katılabilse alacağından emin olduğu altın madalya ile adını dünya spor tarihine yazdırmak için yapmış, bütün zorlukları bu hedef uğruna göğüslemişti. Fakat öte yandan Şabat, hayatının yeni anlamıydı. Şabat, hayatını yöneten Büyük Güç’e duyduğu bağlılığın ifadesiydi. Kararını vermişti. Tora yolunda bir yaşamı, zirvede geçireceği bir ana tercih etti. Olimpiyatlara katılmayacaktı.
İsrail, 1972 Olimpiyatları’na bisiklet takımı göndermedi. Olimpiyat seviyesinde yarışacak kalitede bir bisiklet takımına sahip olunmadığı düşünülmüştü. 1972 Olimpiyatları da dünya Olimpiyat tarihine sportif başarılarla değil, kanlı saldırılarla geçti. Münih’teki Olimpiyat Köyü’ne giren teröristlerin dünyanın gözü önünde İsrailli sporcuları katlettikleri bir olimpiyat olarak...
Sam, Münih’te yaşananları radyodan duydu. Şok, üzüntü ve yas içindeydi. Sam’in altın madalyaya tercih ettiği Şabat belki de sadece kendisini değil, Sam katıldığı takdirde Olimpiyatlarda yer alacak potansiyel bisiklet takımını da katledilmekten kurtarmıştı.
Sam o günden beri Şabatları söylediği bir şarkıyı çok daha güçlü duygularla seslendirmeye başladı: “Ki eshmerah Shabbos, Keil yishmereini!,”; “Şabat’ı korursan, Tanrı seni korur!”
Sam’i görmek isteyenler kendisini bugün Kudüs’te Ağlama Duvarı’nın hemen karşısında yer alan Aish HaTorah’da bulabilirler.
HERGÜN 1 ALAHA
AARON ESHKENAZI
AZMI BASHARA'DAN BIZIM SOLCULARIN VE SOZDE SAGCILARIN ANLAMADIKLARI
bs"d
2006 yilindaki ikinci Lubnan savasi sirasinda Hizbullah adina casusluk yaptigi ortaya cikan ve apar topar Israil'den kacan , eski BALAD partisi milletvekili Azmi Bashara'dan guzel bir itiraf .
Yaptigi vatan hainligini gayet anlayisla karsiliyorum.
Sanirim Yahudi egemenligi altinda yasayan bir Arap'tan bunu beklemek gayet normal.
Buyuk bir cogunlugunun da bu menatalite icinde oldugunu zaten biliyoruz. Sadece bizim Poliannalar bu grubun Israil milli marshi "Hatikva"ya veya Israil bayragina saygili olabileceklerini umut ederler.
Asagidaki kisa videoda Azmi Bashara gercekleri ve sorunun temelini bize cok guzel acikliyor.
Tabii biz yine ozel huniler kullanarak bunun gibi acik sozle soylenen her seyi yamultup kendi kendimize satiyoruz. :
2006 yilindaki ikinci Lubnan savasi sirasinda Hizbullah adina casusluk yaptigi ortaya cikan ve apar topar Israil'den kacan , eski BALAD partisi milletvekili Azmi Bashara'dan guzel bir itiraf .
Yaptigi vatan hainligini gayet anlayisla karsiliyorum.
Sanirim Yahudi egemenligi altinda yasayan bir Arap'tan bunu beklemek gayet normal.
Buyuk bir cogunlugunun da bu menatalite icinde oldugunu zaten biliyoruz. Sadece bizim Poliannalar bu grubun Israil milli marshi "Hatikva"ya veya Israil bayragina saygili olabileceklerini umut ederler.
Asagidaki kisa videoda Azmi Bashara gercekleri ve sorunun temelini bize cok guzel acikliyor.
Tabii biz yine ozel huniler kullanarak bunun gibi acik sozle soylenen her seyi yamultup kendi kendimize satiyoruz. :
Çarşamba, Ağustos 05, 2009
HER GUN 1 ALAHA -- 5 AGUSTOS 2009
bs"d
Şabat'a Özel...
Gimara Şabat, Perek Elu Keşarim'den öğrendiğimiz bir alaha; Neviim'deki şabat ile ilgili olan pasuk diyor ki; "vehibadto" - şabat'a saygı duyulmalı. Gimara soruyor; Peki Nasıl???
Şabat günü giydiğiniz kıyafetleri, hafta içi giydiğiniz kıyafetlerden daha özel tutarak.
Maran, Şulhan Aruh'ta Reş Sameh Bet, Alaha Bet 'de diyorki; Şabat onuruna temiz, güzel, şık kıyafetler giymeli.
Mişna Berura ve de Kaf Ahayim, şabat günü giydiğimiz kıyafetleri, kişilerin onuruna değil, şabatın onuruna giymemiz gerektiğinin altını çiziyor. Bu sebeple, diyelim kişi yanlız başına şabat geçiriyor, veya evde yanlız, veya yahudi olmayan bir çevrede, goylarla birlikte, bu tip durumlarda bile, normal günlük kıyafetlerimi giyinebilirim diye düşünmemelidir. Bu özel kıyafetler kişi ve yer için değil, nerde ne konumda olursam olayım, şabat onurunadır düşünce yapısı ile kullanılmalıdır.
Ayrıca Mişna berura, kişinin bu özel şabat kıyafetlerini, hafta içi giymediği bir kıyafet olmasının tavsiye edilen, çok doğru bir davranış olduğunu bizlere açıklamaktadır.
Arizal'ın kendisi Şabat günü en az 4 tane beyaz giysi giymeye dikkat ederdi. Ayrıca kabalanın bize indirdiği çok ilginç başka bir bilgi de, kişinin şabat günü giydiği kıyafetlerin Olam Aba (gelecek Dünya) 'da giyeceği kıyafetler olmasıdır. Bu yüzden kişi şabat günü "uygun" kıyafetler giyinerek ruhunun sonsuzlukta rahat etmesini ve Has Beşalom utanmamasını sağlayabilecektir.
Diğer önemli bir konu ise, Şabat kıyafetleri - Bigde Şabat, Avdala sonuna kadar giyilme zorunluluğu alahasıdır.
Kaf Ahayim ise, bu süreyi biraz daha uzatarak, Melave Malka, Şabat sonrası 4. seuda da bile şabat kıyafetlerinin giyilmesi gerektiğini öğretmektedir.
Özellikle de şu günler de, sıcaklar bahanesi ile hafife alınan kıyafet konusu gündem de iken, mişna berura ve kaf ahayim kitaplarının belirttiği üzere, şabat gününün her anının önemli olduğu, şabatın kutsallığının tüm gün boyunca devam ettiği hatırlanmalı, cuma akşamı, cumartesi sabahı ve cumartesi akşamı, şabat bitene kadar, kişinin kıyafetlerine olanı özeni, şabatın her anında göstermesi gerektiği bilinci oluşmalıdır.
Bu uygulama için öncelikle kendimize sonra etrafımıza ve cemaatimize örnek olmanın faydasını görebilmemiz dileği ile...
Hergün 1 ALAHA
Aaron ESKENAZI
Şabat'a Özel...
Gimara Şabat, Perek Elu Keşarim'den öğrendiğimiz bir alaha; Neviim'deki şabat ile ilgili olan pasuk diyor ki; "vehibadto" - şabat'a saygı duyulmalı. Gimara soruyor; Peki Nasıl???
Şabat günü giydiğiniz kıyafetleri, hafta içi giydiğiniz kıyafetlerden daha özel tutarak.
Maran, Şulhan Aruh'ta Reş Sameh Bet, Alaha Bet 'de diyorki; Şabat onuruna temiz, güzel, şık kıyafetler giymeli.
Mişna Berura ve de Kaf Ahayim, şabat günü giydiğimiz kıyafetleri, kişilerin onuruna değil, şabatın onuruna giymemiz gerektiğinin altını çiziyor. Bu sebeple, diyelim kişi yanlız başına şabat geçiriyor, veya evde yanlız, veya yahudi olmayan bir çevrede, goylarla birlikte, bu tip durumlarda bile, normal günlük kıyafetlerimi giyinebilirim diye düşünmemelidir. Bu özel kıyafetler kişi ve yer için değil, nerde ne konumda olursam olayım, şabat onurunadır düşünce yapısı ile kullanılmalıdır.
Ayrıca Mişna berura, kişinin bu özel şabat kıyafetlerini, hafta içi giymediği bir kıyafet olmasının tavsiye edilen, çok doğru bir davranış olduğunu bizlere açıklamaktadır.
Arizal'ın kendisi Şabat günü en az 4 tane beyaz giysi giymeye dikkat ederdi. Ayrıca kabalanın bize indirdiği çok ilginç başka bir bilgi de, kişinin şabat günü giydiği kıyafetlerin Olam Aba (gelecek Dünya) 'da giyeceği kıyafetler olmasıdır. Bu yüzden kişi şabat günü "uygun" kıyafetler giyinerek ruhunun sonsuzlukta rahat etmesini ve Has Beşalom utanmamasını sağlayabilecektir.
Diğer önemli bir konu ise, Şabat kıyafetleri - Bigde Şabat, Avdala sonuna kadar giyilme zorunluluğu alahasıdır.
Kaf Ahayim ise, bu süreyi biraz daha uzatarak, Melave Malka, Şabat sonrası 4. seuda da bile şabat kıyafetlerinin giyilmesi gerektiğini öğretmektedir.
Özellikle de şu günler de, sıcaklar bahanesi ile hafife alınan kıyafet konusu gündem de iken, mişna berura ve kaf ahayim kitaplarının belirttiği üzere, şabat gününün her anının önemli olduğu, şabatın kutsallığının tüm gün boyunca devam ettiği hatırlanmalı, cuma akşamı, cumartesi sabahı ve cumartesi akşamı, şabat bitene kadar, kişinin kıyafetlerine olanı özeni, şabatın her anında göstermesi gerektiği bilinci oluşmalıdır.
Bu uygulama için öncelikle kendimize sonra etrafımıza ve cemaatimize örnek olmanın faydasını görebilmemiz dileği ile...
Hergün 1 ALAHA
Aaron ESKENAZI
Salı, Temmuz 28, 2009
MOFAZ PASAPORT KONTROLUNDA
bs"d
ABD'ye ziyarete gelen Kadima milletvekili , eski genelkurmay baskani ve savunma bakani Shaul Mofaz 50 dakika pasaport kontrolunde boyle bekledi .
New York Kenedy havaalanindan giris yapan Mofaz "Gazze Pogromu" sirasindaki rolu yuzunden bazi Amerikali Yahudi yolcularin satasmalarina hedef oldu .
KAYNAK
ABD'ye ziyarete gelen Kadima milletvekili , eski genelkurmay baskani ve savunma bakani Shaul Mofaz 50 dakika pasaport kontrolunde boyle bekledi .
New York Kenedy havaalanindan giris yapan Mofaz "Gazze Pogromu" sirasindaki rolu yuzunden bazi Amerikali Yahudi yolcularin satasmalarina hedef oldu .
KAYNAK
Pazartesi, Temmuz 27, 2009
ISTE KENDINDEN NEFRETIN UST CITASI - POST-SIYONIZM'IN YARARLARI
bs"d
Asagida Ibranice linkini verdigim ve Galey Tzaha"l (ordu radyosu)'dan alinti bir haber.
ROGATKA'YA YAHUDI ASKER GIREMEZ
veya surdan : TEL AVIV 100 YASINDA
Kisa bir sure once acilan bu bar/klubun ana ilkeleri arasinda pluralism ,naturalism ve Tzaha"l uniformasinin yasak olmasi geliyor . Pluralism ...
Galey Tzahal ustlerine dinleme cihazi yerlestirerek iki askeri basit uniformalar ile bu bara yolluyor ve askerlerin uniforma ile bara girmeleri engelleniyor.
Bar calisanlari "sizin sahsiniza degil ustundeki uniformanin temsil ettigini kabul etmiyoruz. Bu uniforma soykirim ve siddeti temsil ediyor" denilen iki askere uniformasiz kabul edilecekleri bildiriliyor.
Daha sonra yollanilan diger bir asker "uzerindeki gomlek bXk ve igrencligi hatirlatiyor , senin bu goruntun beni rahatsiz ediyor ve ben seni iyice rahatsiz etmeden pilini pirtin topla" denileek bardan cikartiliyor.
100 sene sonra Tel-Aviv antisemit solcu post siyonizmin yuvasi olmus bir halde.
Bu memeleketi kuran en solculari dahi utandiracak bir gorunum ...
Iste kendini Yahudi hayat agacindan aritmis Siyonizm'in dustugu hal .
Ve bu daha baslangic ...
Çarşamba, Temmuz 22, 2009
GUSH KATIF FELAKETI'NIN ANISINA
Pazartesi, Temmuz 20, 2009
HAREDILER'E NE OLUYOR ?
bs"d
Israil ile ilgili haberleri izleyenleri son 10-15 gundur mesgul eden bas olay Yerushalayim'deki Haredilerin arada sirada Fransa'da patlak veren azinliklarin ayaklanmalarini hatirlatan protesto gosterileri oldu.
Belirli sureler icinde patlak veren bu olaylarin fonunda iki onemli olay yatiyor. Biri Shabat gunlerinde acilmasina karar verilen bir araba parkinin uyandirdigi rahatsizlik ve her seyi atesliyen tedavi gormekte olan oglunu besleyen tubu ayiran bir annenin tutuklanmasi oldu.
Oncelikle bazi detaylari bilmek gerekiyor.
Bu anne Haredi toplumun en uc kisiminda bulunan ve kendilerini genel Haredi toplumundan dahi izole eden Neturey Karta grubuna dahil. Bu anne diger dort cocuguna ornek gosterilebilecek bir annelik yapmasi ile taniniyor. Ancak maalesef bir sorunu var.Munchausen Syndrom'u denilen bir rahatsizlikla yasamakta. Bu rahatsizligi tasiyanlari krakterizi eden en bas belirtilerinden biri kendi bakimi altinda olan bir kisiye (genelde cocuk) fazlasi ile ilgi gostermek ve bunun sonucunda o kisiye aslinda zarar vermeye baslamak.
Maalesef bu anne bu ruhsal rahatsizliktan cekiyordu.
Kendisi de hamile olan bu anneyi Israil basini her zamanki gibi bir canavar , bir kriminal olarak lanse edip olmasi gerek en son seye neden oldu. Bu konuda bir haksizlik yapildigini his eden Haredi sokagi ayaklandi.
Tum bunlar yetmez gibi tedavi altinda olan bu cocugu korumasi gereken Hadasa hastahanesi asil sorumlulugu tasimakta. Bu rahatsiz anneye son alti aydir onkoloji bolumunde tedavi gormekte olan bu cocuga tek basina refakatci olmadan ulasabilmesine nasil izin verdi.
Bu annenin zarar verebilecegi , rahatsizligindan dolayi tek kisi bu cocugu olmasina ragmen basin ve Israil'in en buyuk kriminallerinin toplandigi polis tarafindan topluma buyuk zarari dokunabilecek biri gibi tutulmasi aslinda tum bu olaylarin temelinde yatan buyuk bir nefreti gosteriyor.
Ben Haredi degilim ve onlarin gerek Israil Devleti'ne gerekse genel Israil toplumuna karsi olan yaklasimlarini tavsip etmeme hatta bu konuda her zaman onlari elestiririm . Icli disli oldugum etrafimdaki Haredi dostlarim dahil olmak uzere , kisisel olarak degil ama mantalite olarak bu konulara olan yaklasimlari hakkinda tartisiriz.
Haredilerin Devlete olan sorumluluklarini yerine getirmelerini saglamak hukumetin gorevi. Ama her zaman bilinen gercek oy sevdasindan bu topluma her istedigi verilmekte ve Israil kanunlari iki buyuk toplum uzerinde tatbik edilmemekte. Harediler ve Araplar. Ama bu konuda kendilerine taninan bu haksiz haklari kullanan Harediler'i degil onlara bu haklari veren oy sevdasindaki seviyesiz politikacilari suclamak gerekiyor.
Ama yine de her seyin ustunde buyuk bir nefret var.
Yahudi ulusunun kendi vicdani ile olan sorunundan dolayi ihtiyaci olan bir "kurban" gorevini yukleniyor bu toplum. Aynen Arap ulkelerinin kendi halklari icin birlestirici bir dusman olarak kullandigi Israil gibi , Israil icinde de ayni gorevi bu topluma yukluyor elit yapilanma.
Eda Haredit'in liderleri ile yaptigi gorusmede bu annenin tutuklanma kararinin kendisini de sasirttigini ifade eden Bas Komiser Aaron Franco , bu itirafi ile butun bu olaylarin temelinde yatmakta olan pis , irkci yaklasimi tasdik ediyor.
Evet Harediler ile bir sorunumuz var. Buyuk bir bolumu aslinda sadece Tora ogrenimine hayatlarini adayacaklari kisvesi altinda Israil ordusunda askerlik haklarini kullanmiyorlar. Ama bunu degistirmeyi onlardan degil genel toplumun ve genel toplumun sectigi politikacilarindan beklememiz lazim.
2007 senesinde iletisim dalinda Israil odulunu kazanan Nahum Barnea'nin bu konuda Yediyot Ahronot'taki yazisini okumanizi tavsiye ederim:
HAREDIM AN EASY TARGET
Ozellikle altini tekrar cizmem gereken ; ben Haredilerin gerek Shabat gunu acilan araba park yeri , gerekse bu annenin tutuklanmasindan dolayi yaptiklari siddet iceren protestolari tasvip etmiyorum ve Israil hukumetinin kanunlarini tatbik etmekteki caresizligine uzuluyorum. Ama tum bu siddet ve karanligin arkasinda yatan gercekleri de gundeme getirmemiz gerektigine inaniyorum.
Bu konuda daha evvel yazmis oldugum yazim :
HAREDILERIN ANLAYAMADIKLARI
Cuma, Temmuz 17, 2009
HER GUN 1 ALAHA -- 17 TEMMUZ 2009
bs"d
Herşey için farklı 1 teşekkür???
Yeşiva’da ilkokul öğrencisi iken, sınıf arkadaşlarım ve ben, tuvaletin kapısında asılı olan yazıyı eğlenceli bulurduk. Söz konusu olan, kişinin ihtiyacını giderdikten sonra okuması gereken ve aşer yatsar diye bilinen eski bir Yahudi kutsaması idi. İlköğrenim öğrencileri için idrar ve dışkı çıkarmak için, T-nrı’nın Adını anan kutsal sözcükler okumak kadar tuhaf ve komik bir şey olamazdı. Kutsamalar, dualara ve bayramlara özgüydü; ya da T-nrı’ya verdiği yiyecekler veya bir beladan kurtardığı için okunurdu; sırıtmalara ve kıkırdamalara yol açan bir vücut işlevi için değil.
Dördüncü yüzyılda Babil’de yaşamış olarak Rabi Abaye tarafından oluşturulan bu kutsamanın arkasındaki bilgeliği anlamam onlarca yılımı aldı.
Rabi Abaye’nin kutsaması Yahudi Kanunu ve ilmini içeren ansiklopedik bir çalışma olan ve MS ilk 500 yıl boyunca yazılan Talmud’da yer alır. Yahudilik bu tür kutsamalar, ya da İbranice adıyla berahot ile doludur. Gerçekten de Talmud’un bütün bir risalesi (toplam 128 sayfa) berahot’a ayrılmıştır.
Bu eski metnin 120. sayfası (Berahot 60b) şöyle yazar: “Abaye dedi ki, kişi tuvaletten çıkınca şunları söylemelidir: İnsana bilgelikle şekil veren ve içinde çok sayıda geçit ve boşlukla yaratan Tanrımız, Evrenin Kralı, Sen kutsalsın. Bunlarda biri yırtılsa ya da tıkansa, hayatta kalmasının ve Karşında durmasının mümkün olmadığı, Senin Görkemli Tahtı’nın huzurunda açıktır ve bilinir. Bütün vücudu iyileştiren ve harikalar yaratan Tanrımız, Evrenin Kralı, Sen kutsalsın.”
Dini vecibelerini yerine getiren bir Yahudi, tuvalete her çıktığında, İbranice bu kutsamayı okumak zorundadır. Biz genç Yeşiva öğrencilerine, bu duayı okuma zorunluluğu, tuvaletin hemen dışına asılmış olan ve dua metnini içeren yazılarla hatırlatılıyordu.
Ancak yazı asmak bir şeydir, çocuk yaşta bir öğrencinin, vücut fonksiyonları hakkındaki 1.600 yıllık bir kutsamayı okuma olgunluğuna ve ihtiyacına sahip olmasını beklemek başka şeydir.
Bu kısa duanın ne anlama geldiğini ancak Tıp Fakültesi’nin ikinci sınıfında okurken kavrayabildim. İnsan vücudunun yapı ve işlevindeki en küçük hataların bile yol açtığı korkunç sonuçları bana öğreten, patofizyoloji oldu. En azından, normal bir şekilde tuvalete çıkmayı sıradan bir işmiş gibi görmemeye başladım. Gündelik yaşantıma kısa aralar verdiren bu fonksiyonlar için, ne kadar çok şeyin, gerektiği gibi çalışmasının şart olduğunu anladım.
Yaşamları diyaliz makinesine bağlı hastaları, bağırsak ve mesane sondaları takmak zorunda olanları görünce, Abaye ve kutsamasını hatırladım ve Rabi’nin ne kadar bilge bir kişi olduğunu anladım.
Derken, Abaye’nın kutsamasını okumaya başladım. Başta metni doğru okuyabilmek için dua kitabıma (sidur) başvurmak zorunda kalıyordum. Tekrarlaya tekrarlaya -mesleğinde acemi birinin karşılaştığı vakaların ne kadar çok olduğunu düşünürsek- kutsamayı akıcı bir şekilde, içtenlikle ve anlamına vararak okumayı başardım.
Geçen yıllarla birlikte, aşer yatsar kutsamasını okumak benim için sadece boşaltım sistemim iyi çalıştığı için değil, aynı zamanda sağlıklı olduğum için de şükran sunma fırsatı haline geldi. Ne de olsa kutsamanın metni, vücudun herhangi bir yerindeki yırtılma ve tıkanmaların yol açacağı felaketlerden söz ediyor; sadece mesane ve bağırsak yollarından değil. Peki Abaye, boşluğun tıkanmasının, örneğin koroner arterin lümeninin tıkanmasının, 16 yüzyıl sonra, sanayileşmiş ülkelerde en yaygın ölüm nedeni olacağını öngörmüş olabilir miydi?
Başkaları da sağlıklı oldukları için minnetlerini dile getirmenin bir yolunu arar mı diye sık sık düşünmüşümdür. Hastalığın neden olduğu hasarları her gün izleyen doktorlar, iyi oldukları için zaman zaman teşekkür etme ihtiyacını hisseder. Sağlıklı oldukları için minnetlerini dile getirmek isteyenler için belki de genel, belli bir dine özgü olmayan bir aşer yatsar oluşturulabilir.
Öyküsü, Aşer yatsar kutsamasının ne kadar gerçekçi ve güzel olduğunu vurgulayan, unutamadığım bir hastam oldu. 20 yaşında bir öğrenci olan Josh’un, bir trafik kazasında üçüncü ve dördüncü omurları kırıldı. Ölümden kıl payı kurtuldu ama acil olarak yaşam destek cihazına bağlanması gerekti. Başta, sağ bisepsindeki hafif bir kasılma dışında tamamıyla hareketsizdi.
Uzun ve zorlu bir rehabilitasyon döneminin ardından aniden ve beklenmedik şekilde, nörolojik iyileşme işaretleri ortaya çıktı: bir el parmağı hareketi, bir ayak parmağı oynaması, bir bölgede duyuların geri gelmesi, başka bir yerde bir kas grubunun canlanması... Josh, büyük cesaret, gayret ve mükemmel bir fizyoterapist sayesinde günden güne iyileşmeye başladı. Zamanla bir bacak desteği ve bastonla yürüyebilmesi, mucizeden farksızdı.
Ne var ki Josh hâlâ sürekli sondaya gereksinim duyuyordu. Delikanlının hasta bir mesane yüzünden hayatı boyunca karşılaşacağı sorun ve tehlikeleri çok iyi biliyordum. Ürologlar ileride sonda kullanmayacağı bir zaman geleceği konusunda gayet kötümserdi. Öylesine ağır bir hasar gören omurga yaralanmasından sonra bu türde bir iyileşme ile hiç karşılaşmamışlardı.
Derken imkansız gerçekleşti. Josh’un artık mesane sondasına ihtiyaç duymadığı gün, onun yanındaydım. Abaye’nin aşer yatsar duasını düşündüm. Kutsama için daha anlamlı bir durum olamayacağını belirterek, kendisi de yeşiva mezunu olan Josh’a, duayı okumasını söyledim. Kabul etti. O eski kutsamayı okurken, gözlerimden yaşlar boşaldı.
Josh benim oğlum.
"HERGÜN 1 ALAHA" adına yazan: Dr. Kenneth M. Prager, NY, USA
AARON ASHKENAZI
Herşey için farklı 1 teşekkür???
Yeşiva’da ilkokul öğrencisi iken, sınıf arkadaşlarım ve ben, tuvaletin kapısında asılı olan yazıyı eğlenceli bulurduk. Söz konusu olan, kişinin ihtiyacını giderdikten sonra okuması gereken ve aşer yatsar diye bilinen eski bir Yahudi kutsaması idi. İlköğrenim öğrencileri için idrar ve dışkı çıkarmak için, T-nrı’nın Adını anan kutsal sözcükler okumak kadar tuhaf ve komik bir şey olamazdı. Kutsamalar, dualara ve bayramlara özgüydü; ya da T-nrı’ya verdiği yiyecekler veya bir beladan kurtardığı için okunurdu; sırıtmalara ve kıkırdamalara yol açan bir vücut işlevi için değil.
Dördüncü yüzyılda Babil’de yaşamış olarak Rabi Abaye tarafından oluşturulan bu kutsamanın arkasındaki bilgeliği anlamam onlarca yılımı aldı.
Rabi Abaye’nin kutsaması Yahudi Kanunu ve ilmini içeren ansiklopedik bir çalışma olan ve MS ilk 500 yıl boyunca yazılan Talmud’da yer alır. Yahudilik bu tür kutsamalar, ya da İbranice adıyla berahot ile doludur. Gerçekten de Talmud’un bütün bir risalesi (toplam 128 sayfa) berahot’a ayrılmıştır.
Bu eski metnin 120. sayfası (Berahot 60b) şöyle yazar: “Abaye dedi ki, kişi tuvaletten çıkınca şunları söylemelidir: İnsana bilgelikle şekil veren ve içinde çok sayıda geçit ve boşlukla yaratan Tanrımız, Evrenin Kralı, Sen kutsalsın. Bunlarda biri yırtılsa ya da tıkansa, hayatta kalmasının ve Karşında durmasının mümkün olmadığı, Senin Görkemli Tahtı’nın huzurunda açıktır ve bilinir. Bütün vücudu iyileştiren ve harikalar yaratan Tanrımız, Evrenin Kralı, Sen kutsalsın.”
Dini vecibelerini yerine getiren bir Yahudi, tuvalete her çıktığında, İbranice bu kutsamayı okumak zorundadır. Biz genç Yeşiva öğrencilerine, bu duayı okuma zorunluluğu, tuvaletin hemen dışına asılmış olan ve dua metnini içeren yazılarla hatırlatılıyordu.
Ancak yazı asmak bir şeydir, çocuk yaşta bir öğrencinin, vücut fonksiyonları hakkındaki 1.600 yıllık bir kutsamayı okuma olgunluğuna ve ihtiyacına sahip olmasını beklemek başka şeydir.
Bu kısa duanın ne anlama geldiğini ancak Tıp Fakültesi’nin ikinci sınıfında okurken kavrayabildim. İnsan vücudunun yapı ve işlevindeki en küçük hataların bile yol açtığı korkunç sonuçları bana öğreten, patofizyoloji oldu. En azından, normal bir şekilde tuvalete çıkmayı sıradan bir işmiş gibi görmemeye başladım. Gündelik yaşantıma kısa aralar verdiren bu fonksiyonlar için, ne kadar çok şeyin, gerektiği gibi çalışmasının şart olduğunu anladım.
Yaşamları diyaliz makinesine bağlı hastaları, bağırsak ve mesane sondaları takmak zorunda olanları görünce, Abaye ve kutsamasını hatırladım ve Rabi’nin ne kadar bilge bir kişi olduğunu anladım.
Derken, Abaye’nın kutsamasını okumaya başladım. Başta metni doğru okuyabilmek için dua kitabıma (sidur) başvurmak zorunda kalıyordum. Tekrarlaya tekrarlaya -mesleğinde acemi birinin karşılaştığı vakaların ne kadar çok olduğunu düşünürsek- kutsamayı akıcı bir şekilde, içtenlikle ve anlamına vararak okumayı başardım.
Geçen yıllarla birlikte, aşer yatsar kutsamasını okumak benim için sadece boşaltım sistemim iyi çalıştığı için değil, aynı zamanda sağlıklı olduğum için de şükran sunma fırsatı haline geldi. Ne de olsa kutsamanın metni, vücudun herhangi bir yerindeki yırtılma ve tıkanmaların yol açacağı felaketlerden söz ediyor; sadece mesane ve bağırsak yollarından değil. Peki Abaye, boşluğun tıkanmasının, örneğin koroner arterin lümeninin tıkanmasının, 16 yüzyıl sonra, sanayileşmiş ülkelerde en yaygın ölüm nedeni olacağını öngörmüş olabilir miydi?
Başkaları da sağlıklı oldukları için minnetlerini dile getirmenin bir yolunu arar mı diye sık sık düşünmüşümdür. Hastalığın neden olduğu hasarları her gün izleyen doktorlar, iyi oldukları için zaman zaman teşekkür etme ihtiyacını hisseder. Sağlıklı oldukları için minnetlerini dile getirmek isteyenler için belki de genel, belli bir dine özgü olmayan bir aşer yatsar oluşturulabilir.
Öyküsü, Aşer yatsar kutsamasının ne kadar gerçekçi ve güzel olduğunu vurgulayan, unutamadığım bir hastam oldu. 20 yaşında bir öğrenci olan Josh’un, bir trafik kazasında üçüncü ve dördüncü omurları kırıldı. Ölümden kıl payı kurtuldu ama acil olarak yaşam destek cihazına bağlanması gerekti. Başta, sağ bisepsindeki hafif bir kasılma dışında tamamıyla hareketsizdi.
Uzun ve zorlu bir rehabilitasyon döneminin ardından aniden ve beklenmedik şekilde, nörolojik iyileşme işaretleri ortaya çıktı: bir el parmağı hareketi, bir ayak parmağı oynaması, bir bölgede duyuların geri gelmesi, başka bir yerde bir kas grubunun canlanması... Josh, büyük cesaret, gayret ve mükemmel bir fizyoterapist sayesinde günden güne iyileşmeye başladı. Zamanla bir bacak desteği ve bastonla yürüyebilmesi, mucizeden farksızdı.
Ne var ki Josh hâlâ sürekli sondaya gereksinim duyuyordu. Delikanlının hasta bir mesane yüzünden hayatı boyunca karşılaşacağı sorun ve tehlikeleri çok iyi biliyordum. Ürologlar ileride sonda kullanmayacağı bir zaman geleceği konusunda gayet kötümserdi. Öylesine ağır bir hasar gören omurga yaralanmasından sonra bu türde bir iyileşme ile hiç karşılaşmamışlardı.
Derken imkansız gerçekleşti. Josh’un artık mesane sondasına ihtiyaç duymadığı gün, onun yanındaydım. Abaye’nin aşer yatsar duasını düşündüm. Kutsama için daha anlamlı bir durum olamayacağını belirterek, kendisi de yeşiva mezunu olan Josh’a, duayı okumasını söyledim. Kabul etti. O eski kutsamayı okurken, gözlerimden yaşlar boşaldı.
Josh benim oğlum.
"HERGÜN 1 ALAHA" adına yazan: Dr. Kenneth M. Prager, NY, USA
AARON ASHKENAZI
Perşembe, Temmuz 16, 2009
HER GUN 1 ALAHA -- 16 TEMMUZ 2009
bs"d
Tadar mısnız?
Talmud Yeruşalmi'ye göre Yargı Günü herkese “Benim dünyamın tadına vardın mı?” diye sorulacak.
Dünyanın tadına gerektiği gibi varmak bir mitsva’dır çünkü Tanrı’nın büyüklüğünü bu şekilde algılarız. Rambam’a göre Tanrı sevgisine ulaşmanın yolu, O’nun muhteşem yaratıklarını incelemektir (Yesode Atora 2:1-2). İster süper galaksilerin bulunduğu makrokozmos, ister moleküler yapıların görülebildiği mikrokozmos ya da bir ağaç yaprağının karmaşık tasarımı olsun, dünyanın eşsiz harikaları, Tanrı’nın muazzam bilgelik ve görkemini gösterir. Kısırlık hakkında çalışmalarda bulunan bir doktor bir keresinde şöyle demişti: “Döllenmiş minicik bir yumurtaya mikroskop ile baktım. O andan itibaren anladım ki o tek hücre, her türlü kimyasal madde fabrikasını mahçup edecek bir karaciğere ve birbiri ile ilişkili yüz milyar hücresi olan bir beyne sahip bir tam insanı oluşturabilmek için gerekli tüm kimyasal maddeleri alacak. Tanrı’nın sonsuz bilgeliğini ve gücünü, o zaman anladım”.
Şulhan Aruh, yaratılış harikalarını takdir etmek için okunması gereken bir dizi beraha sıralar. Ben bu beraha’ları okuma şansına sahip oldum çünkü Alaska’daki buzulları, karlarla örtülü Alp Dağları’nı, bir aurora borealis gösterisini (kuzey yarıkürede geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar), Ein Gedi vahasını, nefes kesen Büyük Kanyon’u, Amazon’un tropik ormanlarını, kudretli Niyagara Şelalesi’ni, California’daki dev kızılağaçları, Galile’de güneşin doğuşunu ve batışını, Güney Afrika ormanlarındaki kuşları ve hayvanları gördüm.
Hahamlarımız dua etmek ve Tora çalışmak için Tanrı’nın görkemini takdir etmenin şart olduğunu son derece açık bir şekilde belirtmiştir; Rambam, bu bilince, doğa mucizesi hakkında düşünerek ulaşılabileceğini söyler. Aynı görüş, Kral David’in Tora’yı övdüğü Mizmorlar’da (19:8-9) da yer alır: “Gökler Tanrı’nın görkemini anlatır ve uzantıları, Onun Elişini gösterir” (19:2). Ayrıca 104:1’de “Ey ruhum, Tanrı’yı kutsa! Aşem, Tanrım, Sen çok büyüksün!” der; ardından doğayı öyle büyüleyici bir şekilde bir tasvir eder ki, bazıları “sadece Mizmor 104’ü özgün halinde okuyup tadına varmak için, insanın İbranice öğrenmesine değer” der. Her gün okuduğumuz ve Tanrı’nın egemenliğini kabul ettiğimiz Şema duasının öncesinde de, gök cisimlerinin görkemini öven paragraflar vardır.
Düzenli bir şekilde dua eden pek çok insan, dualarında şevk, mitsva’larında da hevesin eksik olduğunu kabul eder. Hayatta kalmamız için gerekli tüm besleyici maddelerin, bize lezzetsiz bir gıda halinde verildiğini düşünün. Yaşamımızı sürdürebiliriz ama yeme sürecinin tadı tuzu olmayacaktır. Dua, mitsvot ve Tora öğrenimi, ruhumuzun gıdalarıdır ama bazen biz onları “tatsız” bir şekilde gerçekleştiririz. Kral David haklıydı; harika eserleri sayesinde Tanrı’nın görkemini takdir etmek, dua ve Tora öğrenimi için vazgeçilmez bir koşuldur.
Tanrı’nın yarattıklarının ihtişamını takdir etmek için dünya gezgini, astronom ya da sürekli mikroskopla bakan bir kişi olmak zorunda değiliz. Meyve için “Bore peri aets” beraha’sını okuyan kişi, minicik bir tohumun toprak içinde atomlarına bölündüğünü ve uzun yıllar boyunca bol meyve verecek bir ağaca dönüştüğünü düşünürse, Tanrı’nın görkeminin bilincine varacaktır.
Şöyle bir an durup da, Tanrı’nın dünyasının ne kadar görkemli olduğunu düşünmeye zaman ayırmayan birini, müze gezerken sanat eserlerine baktığında “ben sadece renkler görüyorum” diyen kişiye benzetirim. Müzedeki rehber gelir, adamın camları kirli gözlüklerini alır ve siler. Temiz gözlük camlarının arkasından bakan adam, nihayet tabloların güzelliğini görür.
Tanrı’nın görkemi hakkında gerektiği gibi düşünmeye zaman ayırır ve çaba harcarsak, dualarımız, Tora öğrenimimiz ve mitsva’ları uygulama şeklimiz, bizi ruhani açıdan yüceltecektir.
- Hergün 1 Alaha grubu adına; Rabbi Avraam Twersky...
Aaron Ashkenazi
Tadar mısnız?
Talmud Yeruşalmi'ye göre Yargı Günü herkese “Benim dünyamın tadına vardın mı?” diye sorulacak.
Dünyanın tadına gerektiği gibi varmak bir mitsva’dır çünkü Tanrı’nın büyüklüğünü bu şekilde algılarız. Rambam’a göre Tanrı sevgisine ulaşmanın yolu, O’nun muhteşem yaratıklarını incelemektir (Yesode Atora 2:1-2). İster süper galaksilerin bulunduğu makrokozmos, ister moleküler yapıların görülebildiği mikrokozmos ya da bir ağaç yaprağının karmaşık tasarımı olsun, dünyanın eşsiz harikaları, Tanrı’nın muazzam bilgelik ve görkemini gösterir. Kısırlık hakkında çalışmalarda bulunan bir doktor bir keresinde şöyle demişti: “Döllenmiş minicik bir yumurtaya mikroskop ile baktım. O andan itibaren anladım ki o tek hücre, her türlü kimyasal madde fabrikasını mahçup edecek bir karaciğere ve birbiri ile ilişkili yüz milyar hücresi olan bir beyne sahip bir tam insanı oluşturabilmek için gerekli tüm kimyasal maddeleri alacak. Tanrı’nın sonsuz bilgeliğini ve gücünü, o zaman anladım”.
Şulhan Aruh, yaratılış harikalarını takdir etmek için okunması gereken bir dizi beraha sıralar. Ben bu beraha’ları okuma şansına sahip oldum çünkü Alaska’daki buzulları, karlarla örtülü Alp Dağları’nı, bir aurora borealis gösterisini (kuzey yarıkürede geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar), Ein Gedi vahasını, nefes kesen Büyük Kanyon’u, Amazon’un tropik ormanlarını, kudretli Niyagara Şelalesi’ni, California’daki dev kızılağaçları, Galile’de güneşin doğuşunu ve batışını, Güney Afrika ormanlarındaki kuşları ve hayvanları gördüm.
Hahamlarımız dua etmek ve Tora çalışmak için Tanrı’nın görkemini takdir etmenin şart olduğunu son derece açık bir şekilde belirtmiştir; Rambam, bu bilince, doğa mucizesi hakkında düşünerek ulaşılabileceğini söyler. Aynı görüş, Kral David’in Tora’yı övdüğü Mizmorlar’da (19:8-9) da yer alır: “Gökler Tanrı’nın görkemini anlatır ve uzantıları, Onun Elişini gösterir” (19:2). Ayrıca 104:1’de “Ey ruhum, Tanrı’yı kutsa! Aşem, Tanrım, Sen çok büyüksün!” der; ardından doğayı öyle büyüleyici bir şekilde bir tasvir eder ki, bazıları “sadece Mizmor 104’ü özgün halinde okuyup tadına varmak için, insanın İbranice öğrenmesine değer” der. Her gün okuduğumuz ve Tanrı’nın egemenliğini kabul ettiğimiz Şema duasının öncesinde de, gök cisimlerinin görkemini öven paragraflar vardır.
Düzenli bir şekilde dua eden pek çok insan, dualarında şevk, mitsva’larında da hevesin eksik olduğunu kabul eder. Hayatta kalmamız için gerekli tüm besleyici maddelerin, bize lezzetsiz bir gıda halinde verildiğini düşünün. Yaşamımızı sürdürebiliriz ama yeme sürecinin tadı tuzu olmayacaktır. Dua, mitsvot ve Tora öğrenimi, ruhumuzun gıdalarıdır ama bazen biz onları “tatsız” bir şekilde gerçekleştiririz. Kral David haklıydı; harika eserleri sayesinde Tanrı’nın görkemini takdir etmek, dua ve Tora öğrenimi için vazgeçilmez bir koşuldur.
Tanrı’nın yarattıklarının ihtişamını takdir etmek için dünya gezgini, astronom ya da sürekli mikroskopla bakan bir kişi olmak zorunda değiliz. Meyve için “Bore peri aets” beraha’sını okuyan kişi, minicik bir tohumun toprak içinde atomlarına bölündüğünü ve uzun yıllar boyunca bol meyve verecek bir ağaca dönüştüğünü düşünürse, Tanrı’nın görkeminin bilincine varacaktır.
Şöyle bir an durup da, Tanrı’nın dünyasının ne kadar görkemli olduğunu düşünmeye zaman ayırmayan birini, müze gezerken sanat eserlerine baktığında “ben sadece renkler görüyorum” diyen kişiye benzetirim. Müzedeki rehber gelir, adamın camları kirli gözlüklerini alır ve siler. Temiz gözlük camlarının arkasından bakan adam, nihayet tabloların güzelliğini görür.
Tanrı’nın görkemi hakkında gerektiği gibi düşünmeye zaman ayırır ve çaba harcarsak, dualarımız, Tora öğrenimimiz ve mitsva’ları uygulama şeklimiz, bizi ruhani açıdan yüceltecektir.
- Hergün 1 Alaha grubu adına; Rabbi Avraam Twersky...
Aaron Ashkenazi
Çarşamba, Temmuz 15, 2009
AYNISINI BIZ YAPSAK NE OLURDU DERSINIZ ?
Salı, Temmuz 14, 2009
SHALOM AHSHAV VE YUKSEK MAHKEMENIN YENI HEDEFLERI
bs"d
Ikinci Lubnan savasi kahramanlarindan , askelerini kurtarmak icin el bombasinin ustune atliyan ROI KLEIN ile ilgili su filmi sizlerle paylasmistim :
ROI KLEIN
Bu hafta antisemit tum organlar ile yakin ve kan kardesi iliskilerde bulunan "hainligin bas belgesi" Shalom Ahshav adli grubun bas vurusu uzerine Israil yuksek mahkemesi geride biraktigi dul esi ve oksuzlerin evlerinin yikilmasina karar verdi.
Haberin Ibranicesi icin : TIKLAYIN
10 Temmuz 1975 Raanana dogumlu Roi Klein askerligine once Parasutcu birliklerde baslayip daha sonra Golani piyade birlikleri icinde seckin bir grup olan Egoz kesif birligine gecti.
2002 senesinde 5 teroristin Shehem'de (Nablus) imha edilmesi sirasindaki rolu icin Genel Kurmay baskani'nin ozel takdirnamesi ile odullendirildi.
Ikinci Lubnan savasi sirasinda Bint Jebbel'de emri altindaki askerlerini korumak icin uzerine yattigi el bombasi ile hayatini kaybeden Roi Klein'in adi Raanana ve Netanya sehirlerinde yeni insa edilen okullara verildi.
Ve bugun yukarida Ibranice linkini verdigim Maariv gazetesinde cikan haber :
Shalom Ahshav orgutunun bas vurusu uzerine Israil yuksek mahkemesi aralarinda Roi Klein (z'l)'in esi ve oksuz cocuklarinin da bulundugu 11 ailenin evini yikma karari verdi.
Soz konusu evlerin bulundugu Yovel mahallesi Israil'in 50. kurulus kutlamalari sirasinda Eli sehri yaninda insaya baslanmis.
Iste Yahudiligin dogdugu ve yesermis oldugu Yehuda ve Shomron'u Yahudiler icin illegal bolge olarak ilan eden sol elit ve baslarinda neo-nazileri aratmiyacak Shalom Ahshav'in bulandiklari camur.
2 hafta sonra ailesi Roi Klein'in vefatini anacaklar.
Shalom Ahshav da bir mum yakar .
Ama asil olay Roi Klein'in geride kalan ailesi degil . Bu topraklarda Yahudi varligini illegal goren irkci neo-nazi zihniyet asil sorun.
YAHUDI INANCI VE TARIHI ACISINDAN URDUN NEHRI'NIN BATISINDAKI TOPRAKLARIN TUMU AYNI STATUDEDIR . EGER ELI , HEVRON VEYA KFAR ADUMIM'DE YAHUDI VARLIGI ILLEGAL ISE EN BAS ILLEGAL YERLESIM MERKEZI TEL AVIV'DIR .
MACABIATLAR- UTANC OYUNLARI
bs"d
Kendi yegenimin de Turkiye Yahudileri'ni temsil eden takimlardan birinde istirak ettigi Macabiat oyunlarinin organizatorleri yine pisirik zavalli diaspora Yahudisi ornegi gosterdiler.
3 senedir esir bulunan Gilad Shalit'in onuruna sporcularin ufak birer kurdele giymelerini yasaklayan bu zihniyet Munich shehitlerini bile utandirmistir.
Her ne kadar guzel bir organizasyon olsa dahi HELENIST Yahudiler'in elindeki liderligin batacagi camur budur.
Dunyanin 4 bir yaninda Israil'e toplanan Yahudi genclerinin ozgurce birlikte olmalarini sagliyan binlerce Gilad Shalitler'e hakarettir bu.
UTANC OYUNLARI MACABIAT'LAR .
Yaziklar olsun .
Spora politika karistirmama nedeni gosteren bu pacavralara Israil bayragi tasimamak ta gerektigini birisi soylesin.
Yazik ki yuzlerce genci Gilad Shalit'ten haberdar edebilme , milli baglarini uyandirma firsatini harciyan asimilasyonist HELENIST'ler halen ipleri ellerinde tutuyorlar.
Macabiat'larin boykot edilmesi gerektigine inaniyorum.
YAHUDI'YI DIASPORA'DAN CIKARTABILSEK DAHI DIASPORA'YI YAHUDI'DEN CIKARTMAK COK DAHA ZOR .
YAHUDI AILESI ICIN UTANC ANLARINDAN BIR TANESI DAHA ...
Pazar, Temmuz 05, 2009
HER GUN 1 ALAHA -- 5 TEMMUZ 2009
bs"d
Alışveriş için Son 4 gun
4 gün sonra (Perşembe günü) 17 Tamuz (Şiva Asar Be Tammuz) oruç günü, bu oruç gününden itibaren 3 hafta sonuna kadar (9 Av- Tişa Beav bitene kadar) שהחיינו - Şeehiyanu - "Bizi bu günlere ulaştırdın" berahası - teşekkürü edilmeme geleneği vardır. Bunun nedeni bu günlerin Bet Amikdaşı anmaya dayalı yas günleri olmasıdır ve yas günlerinde "bizleri bu günlere ulaştırdın" teşekkürünün uygun düşmemesidir.
Yeni bir kıyafet alındığında "şeehiyanu - bizleri bu günlere ulaştırdın" berahası söylenmesi gerektiğinden, bu 3 hafta boyunca yeni bir kıyafet alınmaz. Bu nedenle kişi bu 3 hafta boyunca yeni aldığı kıyafeti giymek istiyorsa Perşembe gününe kadar satın almalı ve bu aldığı kıyafetleri az bir zaman için bile olsa perşembe gününden evvel giymeli ve şeehiyanu berahasını söylemelidir.
Mevsimin yeni bir meyvesini yemeden evvelde שהחיינו - Şeehiyanu berahası söylenir. Eğer uygunsa, kişi bu meyveleri yemeyi bu 3 haftaya bırakmamalı. Ya da bu meyveleri sadece şabat günü, şabat onuruna yemeli ve şeehiyanu berahasını şabat gününde söylemelidir.
Kaynak: Kitsur Şulhan Aruh 122:2
Amaase U İkar - (Asıl olan uygulamadır!)
Hergün 1 ALAHA!
-Aaron ESKENAZI
Pazar, 13 Tamuz 5769
Alışveriş için Son 4 gun
4 gün sonra (Perşembe günü) 17 Tamuz (Şiva Asar Be Tammuz) oruç günü, bu oruç gününden itibaren 3 hafta sonuna kadar (9 Av- Tişa Beav bitene kadar) שהחיינו - Şeehiyanu - "Bizi bu günlere ulaştırdın" berahası - teşekkürü edilmeme geleneği vardır. Bunun nedeni bu günlerin Bet Amikdaşı anmaya dayalı yas günleri olmasıdır ve yas günlerinde "bizleri bu günlere ulaştırdın" teşekkürünün uygun düşmemesidir.
Yeni bir kıyafet alındığında "şeehiyanu - bizleri bu günlere ulaştırdın" berahası söylenmesi gerektiğinden, bu 3 hafta boyunca yeni bir kıyafet alınmaz. Bu nedenle kişi bu 3 hafta boyunca yeni aldığı kıyafeti giymek istiyorsa Perşembe gününe kadar satın almalı ve bu aldığı kıyafetleri az bir zaman için bile olsa perşembe gününden evvel giymeli ve şeehiyanu berahasını söylemelidir.
Mevsimin yeni bir meyvesini yemeden evvelde שהחיינו - Şeehiyanu berahası söylenir. Eğer uygunsa, kişi bu meyveleri yemeyi bu 3 haftaya bırakmamalı. Ya da bu meyveleri sadece şabat günü, şabat onuruna yemeli ve şeehiyanu berahasını şabat gününde söylemelidir.
Kaynak: Kitsur Şulhan Aruh 122:2
Amaase U İkar - (Asıl olan uygulamadır!)
Hergün 1 ALAHA!
-Aaron ESKENAZI
Pazar, 13 Tamuz 5769
Perşembe, Temmuz 02, 2009
HER GUN 1 ALAHA -- 1 TEMMUZ 2009
bs"d
Neden bu Carsamba Oruç Tutmuyoruz?
İbrani takvimimiz yarın (2 Temmuz Çarşamba) 10 Tamuz'u gösteriyor olacak.
Bundan 2430 yıl evvel, 10 Tamuz 3,339 yılında Yeruşalayim şehri kapıları hain kral Nebuhadnetsar'ın ordusu tarafından yıkıldı. 4 hafta sonra 9 Av (Tişa Beav) günü 1. Bet Amikdaş yıkıldı.
Bu acı olaydan dolayı 70 yıl boyunca 2. Bet Amikdaş kurulana kadar 10 Tamuz günü bir oruç günüydü.
2. Bet Amikdaş'ın yıkılışı sırasında Yeruşalayim'in kapıları 1 hafta sonra 17 Tamuz da yıkıldı.
Hahamlarımız 2 hafta içinde arka arkaya oruç tutmanın ağır yükümlülüğünü göz önüne alarak sadece 17 Tamuz'da oruç tutmamızı yeterli olarak gördü.
Tarihsel olarak 2. Bet Amikdaş'ın yıkılışı bizlere daha yakın olduğundan ve sonuçları açısından 2. Bet Amikdaş'ın yıkımı bizleri daha yakından ilgilendirdiğinden ilk kararlaştırılan orjinal oruç günü, bugün geçersiz durumdadır.
Talmud Yeruşalmi (Taanit 4:5) Yeruşalayimm şehir duvarlarının her 2 Bet Amikdaş zamanında da 17 Tamuz günü yıkıldığını ancak 1. Bet Amikdaş'ın yıkımı zamanında oluşan telaş ve hengame sonucunda Yeruşalayim şehir duvarlarının düşüş tarihinin yanlış kayıt edildiğini açıklamaktadır.
Kaynak: Tur Shulchan Aruh, Orah Hayim 549
Aaron ESKENAZI
HERGUN 1 ALAHA!!!
İLK TÜRKÇE TORA ÖĞRENİM FACEBOOK GRUBU!
Neden bu Carsamba Oruç Tutmuyoruz?
İbrani takvimimiz yarın (2 Temmuz Çarşamba) 10 Tamuz'u gösteriyor olacak.
Bundan 2430 yıl evvel, 10 Tamuz 3,339 yılında Yeruşalayim şehri kapıları hain kral Nebuhadnetsar'ın ordusu tarafından yıkıldı. 4 hafta sonra 9 Av (Tişa Beav) günü 1. Bet Amikdaş yıkıldı.
Bu acı olaydan dolayı 70 yıl boyunca 2. Bet Amikdaş kurulana kadar 10 Tamuz günü bir oruç günüydü.
2. Bet Amikdaş'ın yıkılışı sırasında Yeruşalayim'in kapıları 1 hafta sonra 17 Tamuz da yıkıldı.
Hahamlarımız 2 hafta içinde arka arkaya oruç tutmanın ağır yükümlülüğünü göz önüne alarak sadece 17 Tamuz'da oruç tutmamızı yeterli olarak gördü.
Tarihsel olarak 2. Bet Amikdaş'ın yıkılışı bizlere daha yakın olduğundan ve sonuçları açısından 2. Bet Amikdaş'ın yıkımı bizleri daha yakından ilgilendirdiğinden ilk kararlaştırılan orjinal oruç günü, bugün geçersiz durumdadır.
Talmud Yeruşalmi (Taanit 4:5) Yeruşalayimm şehir duvarlarının her 2 Bet Amikdaş zamanında da 17 Tamuz günü yıkıldığını ancak 1. Bet Amikdaş'ın yıkımı zamanında oluşan telaş ve hengame sonucunda Yeruşalayim şehir duvarlarının düşüş tarihinin yanlış kayıt edildiğini açıklamaktadır.
Kaynak: Tur Shulchan Aruh, Orah Hayim 549
Aaron ESKENAZI
HERGUN 1 ALAHA!!!
İLK TÜRKÇE TORA ÖĞRENİM FACEBOOK GRUBU!
Cuma, Haziran 26, 2009
KORELMIS DEGERLER UZERINE
bs"d
Olen bir kimsenin arkasindan konusmak dogru degildir .
Biliyorum ve kendimi kontrol etmeye calisiyorum bu konuda .
Dunya'nin tum dertleri , ezilen insanlar , aclik, sefalet , savaslar vs ile ilgili haberler Amerika'da 24 saattir sanki yokmus gibi.
Tum derdimiz Michael Jackson.
Iste korelmis toplumlarin icinde olduklari karanlik.
Senelerce ufak cocuklari taciz etmis , bu tacizlerini paralar ile ortmus bir insanin nasil ilah haline getirildigi ve asiri sapik liberalizmin insanligi ne hale suruklediginin bir ornegi.
Son yillar da konserlerini ve seyahatlerini genelde Arap ulkelerine yapmis olan Jackson'un bu yonu tamami ile unutulmus gibi , basit halk tarafindan.
Arap ulkelerinde homosexuel ve ozellikle kucuk cocuklarla bu tip iliskilerin gizli ayiplar ama af edilecek ayiplar arasinda oldugunu biliyoruz. Kendine iyi mekan bulmustu .
Ama o da onemli degil.
Tum gazetelerin bas sayfasinda , tum haber programlarinin tumunu kaplayacak kadar insanlarin korlestirildigi bir Bati toplumu .
Biz de bu Bati'yi kendimize ornek almaya calisiyoruz.
Evet iyi yanlarini ve ozgurlukleri vs tabii kopyalamaliyiz ancak bir de bu yonune bakinca insanin istahi kaciyor .
Bilmiyorum icimdeki igrentiyi kelimelere dokemiyorum.
Ayni gun Farrah Fawcett'te hayatini uzun ve cok acilarla dolu bir hastaliktan sonra kaybetti. Soyle bir deginildi.
Ama dun sabah dunyada yuzlerce cocuk bu insanlarin varligindan dahi haberdar olmadan derileri kemiklerine yapismis bir sekilde zorlukla aldiklari nefeslerini tukettiler ve topraga donduler.
Bir hafta kadar once sadece insan gibi yasamak istedigi icin ve bu istegini belirttigi icin kahpe bir kursunla babasinin yaninda hayattan alinan genc bir kizi izledik.
Michael Jakson bu genc kizin tirnagi bile olabilir miydi?
Ama bizler ilahlastirmada cok basariliyiz.
Her canin sonsuz kiymeti vardir. Michael Jackson'unkinin de . Ben onu elestrmiyorum , ozellikle de oldukten sonra yapmak dogru olmaz.
Benim elestirdigim biz geride kalanlarin deger yargilari ve maalesef genel toplumun bu deger yargilarini yonlendiren media vs.
Bugun her gazetenin bas sayfasi insanlik icin utanc bence.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)