shomer shabat

Cuma, Temmuz 17, 2009

HER GUN 1 ALAHA -- 17 TEMMUZ 2009

bs"d

Herşey için farklı 1 teşekkür???

Yeşiva’da ilkokul öğrencisi iken, sınıf arkadaşlarım ve ben, tuvaletin kapısında asılı olan yazıyı eğlenceli bulurduk. Söz konusu olan, kişinin ihtiyacını giderdikten sonra okuması gereken ve aşer yatsar diye bilinen eski bir Yahudi kutsaması idi. İlköğrenim öğrencileri için idrar ve dışkı çıkarmak için, T-nrı’nın Adını anan kutsal sözcükler okumak kadar tuhaf ve komik bir şey olamazdı. Kutsamalar, dualara ve bayramlara özgüydü; ya da T-nrı’ya verdiği yiyecekler veya bir beladan kurtardığı için okunurdu; sırıtmalara ve kıkırdamalara yol açan bir vücut işlevi için değil.

Dördüncü yüzyılda Babil’de yaşamış olarak Rabi Abaye tarafından oluşturulan bu kutsamanın arkasındaki bilgeliği anlamam onlarca yılımı aldı.

Rabi Abaye’nin kutsaması Yahudi Kanunu ve ilmini içeren ansiklopedik bir çalışma olan ve MS ilk 500 yıl boyunca yazılan Talmud’da yer alır. Yahudilik bu tür kutsamalar, ya da İbranice adıyla berahot ile doludur. Gerçekten de Talmud’un bütün bir risalesi (toplam 128 sayfa) berahot’a ayrılmıştır.

Bu eski metnin 120. sayfası (Berahot 60b) şöyle yazar: “Abaye dedi ki, kişi tuvaletten çıkınca şunları söylemelidir: İnsana bilgelikle şekil veren ve içinde çok sayıda geçit ve boşlukla yaratan Tanrımız, Evrenin Kralı, Sen kutsalsın. Bunlarda biri yırtılsa ya da tıkansa, hayatta kalmasının ve Karşında durmasının mümkün olmadığı, Senin Görkemli Tahtı’nın huzurunda açıktır ve bilinir. Bütün vücudu iyileştiren ve harikalar yaratan Tanrımız, Evrenin Kralı, Sen kutsalsın.”

Dini vecibelerini yerine getiren bir Yahudi, tuvalete her çıktığında, İbranice bu kutsamayı okumak zorundadır. Biz genç Yeşiva öğrencilerine, bu duayı okuma zorunluluğu, tuvaletin hemen dışına asılmış olan ve dua metnini içeren yazılarla hatırlatılıyordu.

Ancak yazı asmak bir şeydir, çocuk yaşta bir öğrencinin, vücut fonksiyonları hakkındaki 1.600 yıllık bir kutsamayı okuma olgunluğuna ve ihtiyacına sahip olmasını beklemek başka şeydir.

Bu kısa duanın ne anlama geldiğini ancak Tıp Fakültesi’nin ikinci sınıfında okurken kavrayabildim. İnsan vücudunun yapı ve işlevindeki en küçük hataların bile yol açtığı korkunç sonuçları bana öğreten, patofizyoloji oldu. En azından, normal bir şekilde tuvalete çıkmayı sıradan bir işmiş gibi görmemeye başladım. Gündelik yaşantıma kısa aralar verdiren bu fonksiyonlar için, ne kadar çok şeyin, gerektiği gibi çalışmasının şart olduğunu anladım.

Yaşamları diyaliz makinesine bağlı hastaları, bağırsak ve mesane sondaları takmak zorunda olanları görünce, Abaye ve kutsamasını hatırladım ve Rabi’nin ne kadar bilge bir kişi olduğunu anladım.

Derken, Abaye’nın kutsamasını okumaya başladım. Başta metni doğru okuyabilmek için dua kitabıma (sidur) başvurmak zorunda kalıyordum. Tekrarlaya tekrarlaya -mesleğinde acemi birinin karşılaştığı vakaların ne kadar çok olduğunu düşünürsek- kutsamayı akıcı bir şekilde, içtenlikle ve anlamına vararak okumayı başardım.

Geçen yıllarla birlikte, aşer yatsar kutsamasını okumak benim için sadece boşaltım sistemim iyi çalıştığı için değil, aynı zamanda sağlıklı olduğum için de şükran sunma fırsatı haline geldi. Ne de olsa kutsamanın metni, vücudun herhangi bir yerindeki yırtılma ve tıkanmaların yol açacağı felaketlerden söz ediyor; sadece mesane ve bağırsak yollarından değil. Peki Abaye, boşluğun tıkanmasının, örneğin koroner arterin lümeninin tıkanmasının, 16 yüzyıl sonra, sanayileşmiş ülkelerde en yaygın ölüm nedeni olacağını öngörmüş olabilir miydi?

Başkaları da sağlıklı oldukları için minnetlerini dile getirmenin bir yolunu arar mı diye sık sık düşünmüşümdür. Hastalığın neden olduğu hasarları her gün izleyen doktorlar, iyi oldukları için zaman zaman teşekkür etme ihtiyacını hisseder. Sağlıklı oldukları için minnetlerini dile getirmek isteyenler için belki de genel, belli bir dine özgü olmayan bir aşer yatsar oluşturulabilir.

Öyküsü, Aşer yatsar kutsamasının ne kadar gerçekçi ve güzel olduğunu vurgulayan, unutamadığım bir hastam oldu. 20 yaşında bir öğrenci olan Josh’un, bir trafik kazasında üçüncü ve dördüncü omurları kırıldı. Ölümden kıl payı kurtuldu ama acil olarak yaşam destek cihazına bağlanması gerekti. Başta, sağ bisepsindeki hafif bir kasılma dışında tamamıyla hareketsizdi.

Uzun ve zorlu bir rehabilitasyon döneminin ardından aniden ve beklenmedik şekilde, nörolojik iyileşme işaretleri ortaya çıktı: bir el parmağı hareketi, bir ayak parmağı oynaması, bir bölgede duyuların geri gelmesi, başka bir yerde bir kas grubunun canlanması... Josh, büyük cesaret, gayret ve mükemmel bir fizyoterapist sayesinde günden güne iyileşmeye başladı. Zamanla bir bacak desteği ve bastonla yürüyebilmesi, mucizeden farksızdı.

Ne var ki Josh hâlâ sürekli sondaya gereksinim duyuyordu. Delikanlının hasta bir mesane yüzünden hayatı boyunca karşılaşacağı sorun ve tehlikeleri çok iyi biliyordum. Ürologlar ileride sonda kullanmayacağı bir zaman geleceği konusunda gayet kötümserdi. Öylesine ağır bir hasar gören omurga yaralanmasından sonra bu türde bir iyileşme ile hiç karşılaşmamışlardı.

Derken imkansız gerçekleşti. Josh’un artık mesane sondasına ihtiyaç duymadığı gün, onun yanındaydım. Abaye’nin aşer yatsar duasını düşündüm. Kutsama için daha anlamlı bir durum olamayacağını belirterek, kendisi de yeşiva mezunu olan Josh’a, duayı okumasını söyledim. Kabul etti. O eski kutsamayı okurken, gözlerimden yaşlar boşaldı.

Josh benim oğlum.


"HERGÜN 1 ALAHA" adına yazan: Dr. Kenneth M. Prager, NY, USA

AARON ASHKENAZI
Related Posts with Thumbnails