Geçenlerde ateist liberalizm ve ateist İslamizm diye tabirler kullanmıştım ve insanlığı bekleyen en büyük tehlikenin ateist liberalizm olduğunu iddia etmiştim.
Yıllarca tekrar edilen bir YALAN var. En büyük vahşetlerin din savaşları sonucunda çıktığı yalanı.
Bugün etrafımıza bakarak üç beş çapulcunun (başları ezilmesi gereken) yaptıkları ile, geçmişte Haçlıların yaptıkları ile bütün olayları belirliyoruz. Halbuki sonuçta tüm vahşet ve savaşlar insanoğlunun doğal kaynakları, insan kaynaklarını eline geçirme sevdası sonucu olduğu açıkça belli.
Ne Haçlılar, ne de İslamistler bugüne kadar ateist sol ve ateist sağ kadar kan dökmedi.
Ateist sağ deyince Nazileri, ateist sol deyince de başta Stalin olmak üzere daha bir çok sayısız örneği görebiliriz.
Nazilerin ateist olup olmadığı konusu her zaman tartışıldı. Askerlerin kemerlerinde işlenmiş "Gott mit uns" (Tanrı bizimle) ibaresi Naziler'in ateist olmadıkları hakkında örnek olarak gösterilmişti.
Acaba gerçekten öyle mi?
Bu ibarenin Alman ordusunda kemer ve kalkanlara Naziler'den çok daha evvel işlenmiş ve Naziler tarafından da genel halkı ürkütmemek için değiştirilmemiş olduğu konusu da olmasına rağmen.
Ama Nuremberg mahkemelerinin arka planında olanlar hakkında bir kitap okurken sanıklardan Cracow Kasabı olarak tanınmış olan ve 42 ciltte 11,367 sayfaya dökülmüş ve kendi elleri ile mahkemeye teslim ettiği anıları ile bilinen Hans Frank hakkında kendi anılarına dayanılarak yazılan şu cümle bence Nazi Rejimi'nin aslında ne olduğunu açıklamakta.
Hans Frank aslında ateist değildi. Hatta Yahudi kökleri de vardı. Ama dünya görüşü Ateist temellere dayanan Nazizm sistemi içinde yer edinip ilerleyebilmek için büyütülmüş olduğu Katolik inancını da inkar etmişti.
Ancak ölüm cezasını alıp, yaptıklarından duyduğu pişmanlığı dile getiren Frank Roman Katolizmine geri dönmüş ve son cümlesi Tanrı'dan merhamet dilemek olmuştu.
Bugün ise tehlike ne sağcı, faşist ateizm ne de solcu, komünist ateizm.
Liberal ateizm her şeyi insanlığın yararına yapıyoruz kisvesi altında tespit edilmiş sona doğru hızla ilerleyen tarihin akışı içinde son mücadeleye gerekli sahneyi hazırlamaktalar (wanna be aydın Yahudi Türkler ve/veya "aydın" Yahudiler arasında hoş görülmeyen bir kavram).
Tekrar ediyorum ateist İslamistler ile başa çıkacağız. Ama doğmamış bebekleri öldürmenin hümanist bir seçim hakkı olduğuna milyonları inandırmış bir ideolojinin pençesinden insanlığı sadece tek bir varlık kurtaracak. Hep birlikte o yöne doğru hızla ilerliyoruz.
