"GUNUN TARIHTEN BIR PARCASI" baslikli iletime tepkiler geldi.
Ancak yazacak vakit bulabildim ve kisaca kendi cevabim ve ondan sonra da sizlere benim dahil oldugum kampin en zit kampinin ananevi lideri David Ben Gurion'un cevabini ekliyecegim:
Benim cevabim:
Her ne kadar hakliligina ve dogruluguna inandigim bir konuda taviz vermeyi sevmesem dahi, "uvdot be'shetah", elimizdeki veriler ve gercekler isiginda, Eretz Israel'in dogu yakasinin (Yarden nehrinin dogusunun) Arap kuzenlerimiz ile paylasilmasi konusunda bugunku gercegi kabul etmek zorunda oldugumuza katiliyorum. "Ste gedot le'yarden" zaten Eretz Israel topraklarini degil Ingiliz Mandasi'nin bize vaad ettigi topraklari gostermekte. Bu bakimdan elastiki olabiliriz.
Golan konusunda ( nostaljik ve duygusal gonul bagim olmasinin yaninda) onemli olan guvenlik konumu oldugu icin elimizde tutulmasinin elzem olduguna, Sinai konusunda ise bir karisinda dahi hakkimiz olmadigina inaniyorum.
Gelelim David Ben Gurion'un bu konudaki dediklerine:
1937 Zurih Siyonist Kongresinde David Ben Gurion:
"Hic bir Yahudi'nin Yahudi milletinin Eretz Israel uzerindeki hakkindan feragat etmeye hakki yoktur. Ne bir Yahudi'nin, ne bir Yahudi kurumunun ve hatta ne de bugun bizlerle yasayan tum Yahudi milletinin topluca Eretz Israel'in herhangi bir parcasindan vaz gecmeye hakki yoktur.
Bu Yahudi Ulusu'nun nesiller boyunca hakki olmus, hic bir sart altinda vaz gecilemez bir haktir. Eger olur da bir zaman noktasinda bu haklarindan vaz gecen Yahudiler ciksa dahi bu haktan gelecek nesilleri yoksun etmeye ne gucleri ne de selahiyetleri vardir.
Bu turden hic bir feragat Yahudi Ulusu'nu zorunlu ve bagli kilamaz. Bu topraklara, tum topraklara olan hakkimiz ilelebete kadar var ve kalacak.
Ve GEULA tam manasi ile olusana kadar bu tarihi hakkimizdan ayrilmayacagiz. Her zaman ve her an elimizde olan tum kasher ve etik araclar ile bu hakkimizi koruyacagiz"