Turkce'ye nasil tercume edilebilecegine tam emin olmadigim Ingilizce "politically correct" (politik dogru) terimi aslinda "YALAN SOYLEMEK" demenin kibarcasi. Goz gore gore eger acikca dogru olanlarin tersini soylemek istersek bu taktigi kullanmak en dogrusudur.
73 Kipur savasi sonrasi Israel dis politikasinda iki olgu one cikti. Hatalar ve ihanetler.
Her nesneyi kendi ismi ile cagirmak durustlugun en basidir. Ama yukarda sozunu ettigim taktik ile
kendinizi "durust" havalarina sokup dunyanin en buyuk yalanlarini gogsunuzu gere gere vaaaz seklinde dahi soyleyebilirsiniz.
Mesela Gazze Yahudileri'ne Ariel Sharon hukumetinin uyguladiklari yukardaki taktik kullanilmadan tarihe yazilacak olursa "pogrom" diye, "politically correct" olarak yazilacaksa "hitnatkut" diye "ayrilma" adi altinda yazilacaktir. Ama gercek 10 bin kadar Yahudi'nin evlerinden sokulup, transit kamplarina yollandiklaridir. Tersini iddia etmek -- politically correct olmadan yazayim -- "yalan" olacaktir.
HATALAR VE IHANETLER.
Mesela Yosi Beilin, Shimon Peres ve mafyalarinin Israel'i icine surukledikleri Oslo felaketi "politically correct" olmadan tek sekilde adlandirilabilir: "Ihanet". Ama tabii hem "yasama" hem de "yargilama" mevkilerini bu ihanete gonul vermis ayni zumre ellerinde tutuyorlarsa, bu ihanetler bize "baris yolunda cesaret adimlari" diye satilacaktir. Ama kendi kendinize dahi yalan soylemekten cekinirseniz Oslo surecinin "ihanet"ten baska bir sey olmadigini da gorursunuz.
Neyse.
Ihanetler belli...
Ama bir de bize az pahaliya mal olmayan "hatalar" var.
Bu hatalarin en buyugu maalesef benim modern Israel tarihinde en cok deger verdigim liderin gozculugu altinda yapildi: 1991 Korfez Savasi sirasinda Saddam Huseyin'in 39 Scud fuze saldirilarina cevap vermek yerine Israel hukumeti kendi vatandaslarini seloteyplerin arkasinda saklanmakla korumaya karar verdi. 82 gun miluim yaptigim, evlendigim gun aktiv miluim gorevi sirasinda oldugum gunleri unutamam. Miluim'den 3 gun izin alip Hupa'ya girmistim. Iste o gunlerin sessizliginin bedelini halen odemekteyiz.
Gectigimiz Cuma iste boyle ikinci bir hata daha yapildi. Hayir, dogrusu cok daha buyuk bir hata yapildi. Aynen o zamanki gibi yine Amerikan baskilarina boyun egerek Israel buyuk bir stratejik hata yapti ve hic bir sucu ve sorumlulugu olmadigi halde 9 teroristin olumu ile sonuclanan Marmara gemisi teror saldirisinin sonuclari icin ozur diledi.
Yahudi gururunun ayaklar altina alindigi bu gunun hesabi cok agir olacak. Bu bir muneccimlik degil sadece yalan soylemeden yani "politically correct" olup kendi kendimi kandirmadan acikca gordugum durum.
1991'de Yitzhak Shamir'e ne kadar kizmis isem bugun Netanyahu'ya da cok daha fazlasi ile kizginim.
Dilegim (son Gazze harekatindan sonrasi gibi) politik hayatinin kendi sahsi acisindan buyuk bir utanc ile bitmesidir. Koskoca bir milletin gururunun ayaklar altina alinmasina da "tiye haham ve lo tzodek" (akilli ol, hakli degil) diye kilif uydurup kendi kendini kandiranlari da durustluge davet ediyorum.
Jabotinsky'nin kaleme almis oldugu "shir Betar"in ikinci kafiyesini alnimiza yazmamiz lazim.
Her aynaya baktigimizda , her bir birimize baktigimizda hatirlayalim diye:
Hadar
Ivri gam be oni ben sar
Im eved im helech
Notsarta ben melech
Beketer David ne'etar
Baor u-va-seter
Zachor et ha-keter
Ateret gaon ve-Tagar
Ivri gam be oni ben sar
Im eved im helech
Notsarta ben melech
Beketer David ne'etar
Baor u-va-seter
Zachor et ha-keter
Ateret gaon ve-Tagar
Israel tarihine "UTANC" ile yazilacak bir gun.
Askerlerimizi ordekler gibi teroristlerin ortasina yollayanlar ne zaman ozur dileyecekler?
Yaziklar olsun...