ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.
*****************************************************************************************************************
Bu haftanın Peraşa'sı Vayeşev'de Yosef iki rüya görür ve bu rüyalarını kardeşleri ile paylaşır. İlk rüya: "tarlada demetleri bağlıyorduk ve benim demetim ayağa kalktı ve dik durdu, sonra sizin demetleriniz benim demetimim etrafında bir halka yaptılar ve ona secde ettiler". İkinci rüya: Güneş, ay ve 11 yıldız bana secde ediyorlardı".
Bu rüyaların ikiside sanki aynı mesajı veriyorlar. Eğer iki rüya da aynı ise Tora bize neden ikisini de anlatıyor? Aralarındaki en önemli fark, ikinci rüyada ek olarak Yaakov ve Bila'yi temsil eden güneş ve ay var. Sadece 11 kardeş değil Yaakov ve Bila da Yosef'e secde ediyorlar. Bu nokta için ikinci bir rüyaya gerek yoktu. Hepsi ilk rüyada anlatılabilirlerdi.
Miketz Peraşası'nda Paro iki rüya görür, ilkinde nehirden çıkan inekler, ikincisinde ise tek bir saptan büyüyen tahıl başakları. Onlar da aynı gibi duruyorlar. Ancak orada Yosef rüyaları açıklarken rüyanın tekrar edilmesinin nedeninin Tanrı'nın kararını yürürlüğe koymakta acele etmekte olması olduğunu söylüyor. Ancak Yosef'in rüyalarında bu şekilde bir açıklama yok.
İkinci rüyada yeni bir şey olduğu ima edilmekte. Bu rüyalardan alınacak dersler nelerdir?
Yosef'in rüyaları Ha"Şem'e ne şekilde hizmet edeceğimiz konusunda bize bir derstirler. İlk ders Yosef ve Paro'nun rüyaları arasında bulunan farklarda yatmakta.
Paro önce inekler daha sonra tahıl ile ilgili rüyalar görür. Tora'da tüm fiziksel varoluş 4 kategoriye ayrılmıştır. En alçak kategori "domem" denilen taşlar, kum vs gibi cansız varlıklar. Onların bir üstünde "tzomeah" dediğimiz bitki dünyası vardır. Bir üstlerinde " hay" olarak adlandırılan hayvan dünyası bulunmakta. Ve bu dört kategorinin en yükseği 'Medaber" (konuşkan) denilen insanoğlu kategorisidir.
Paro'nun iki rüyası da yer yüzünde geçmekteler. İlk rüya hayvanlar dünyası ile ilgili idi ve ikincisi ise bir mertebe inerek bitkisel dünyayayı kapsamaktaydı. Saf olmayan (mundar) varlıklarda zincir aşağıya doğru alçalır.
Yosef'in ise ilk rüyası yer yüzünde ikincisi ise gök kürede geçmekte. Yaakov'un rüyasından hatırlayacaksınız merdiven yer yüzünde idi ve başı göklere varmaktaydı. Çünkü Yahudi her zaman daha yükseklere çıkmayı amaçlamalıdır.
İki rüya da aynı fikri iletmekte ancak birinde yer yüzünde, fizikselliği sembolize ederek, diğerinde ise göklerde ruhaniliğe isaret ederek. Bundan da çıkartabileceğimiz anlam fiziksellik ile ruhaniliği aynı seviyeye getirmemiz gerektiğidir. Nasıl yapabiliriz bunu? Fiziksel yaşamımızı ruhanilik ile o kadar çok doldurmamız lazım ki, fizikselliğimiz ruhaniliğimiz haline gelmeli.
Paro kendi rüyasında hiç bir şey yapmamakta. Yosef'in rüyasında ise Yosef ve kardeşleri tarlada çalışmaktalar. Çünkü kutsallığa sadece çalışma ve çabalama ile ulaşılabilir. Bedava yemek, utanç ekmeği yok. Sadece çalıştıktan sonra ikinci rüyada daha yüksek mertebelerde onları görmekteyiz.
Rüyaların genel yapısını anladıktan sonra biraz da detaylarına bakalım.
Yosef'in ilk rüyasında kaos ve düzensizliği temsil eden yer yüzündeler, aynen pasuğun dediği gibi "Esav tarlaların, açık alanların adamı idi" - Esav kaos ve düzensizliğin sembolü idi -. Yer yüzünde her sap ayrıdır, toprakta kendine ait olan bir noktadan çıkar.
Bizim görevimiz bu ayrı sapları birleştirerek demetler yapmak ve düzensizlikten dağılmışlıktan birlik yaratmaktır. Tanrısal ruhumuz fiziksel vücudumuza ve hayvansal nefsimize gelir. Fizikselliğimiz ve hayvansal nefsimiz kendi yollarına gitmeye, yer yüzünde onları o an için tatmin edecek olan fiziksel zevklere ulaşmaya çalışırlar, diğer kelimelerle kaos ve dağınıklık. Bizim görevimiz onları Ha"Sem'in istekleri yönünde birleştirmek.
Rüyada olan Yosef'in önünde eğilerek ona secde ederler. Yosef neslin Tzadik'ini temsil etmekte, aynen tüm vücudu kontrol eden baş gibi. Bizim üstümüzue düşen Tzadik'i takip etmek, ondan yön almak.
Problem, bütün bu açlışmadan sonra biz kendimizi halen tarlada, fiziksellikte buluruz. Ruhani bir mertebeyi yakalamka zorundayız. Fiziksellikten çıkmak değil, fizikselliğimizi ruhanileştirmek. Bu da ikinci rüyanın anlamı. İkinci rüya göklerde, daha yüksek bir mertebeye vardığımız durum.
Kişi, "bu yüksek mertebeye vardım, halen Tzadik'i takip etmek zorunda mıyım?" diye kendine sorabilir. Cevap: "Güneş, ay ve 11 yıldız benim önümde eğilmekteler" Yosef Ha'Tzadik'in önünde. En yüksek ruhani mertebeleri yakalamış kişi dahi Tzadik'in yönlendirmesini takip etmelidir.
Bu dağınıklığı birleştirmek, fizikselliğimiz ruhanileştirmek o kadar sandığınız kadar zor bir şey değil. Bizler bazen "Kralın çocukları" bazen de "krallar" olarak adlandırılırız, ve kral ve prenslerin hiç bir şey yapmalarına gerek yoktur ve eğer bir şey yaparlarsa bu büyük bir çaba olarak görülür.
Daha da Talmud bize "çabalarsan bulacaksın" demekte. "Başaracaksın" değil "bulacaksın" demekte. "Bulacaksın" dediğimizde beklenmedik bir durum ima edilmekte. Çünkü çabaladığımız zaman Ha"Şem bize bu çabanın çok daha fazlasını verir. Yani bizim ufak çabamız çok yol kat eder.
Hepimzi bunu cok az çaba ile yapabiliriz ve yaptığımızda da Maşiah'ın gelişinde çok yol kat etmiş olacağız.
Yakında...
Şabat Şalom