shomer shabat

Cuma, Ocak 05, 2018

KURTULUŞUN TEK ANAHTARI BİRLİK -- RABBİ YİTZİ HURWİTZ

bs"d


ALS hastalığı ile mücadele veren Rabbi Yitzi Hurwitz'ten bu hafta.
Aklınızda bulundurun; bu yazıyı özel bir kompüterde gözleri ile yazıyor. Çok büyük bir çaba sarf ederek.


************************************************************************************************
Bu haftaki Peraşa'mız Şemot'ta Moşe'nin İbrani bir koleyi dövmekte olan Mısır'li gardiyanı öldürdüğünü ve kimsenin bunu görmediğini düşünerek cesedini de kumda sakladığını okuyoruz. Erresi gün iki Yahudi'nin (Datan ve Aviram) kavga ettiklerini, birinin ötekine elini kaldırdığını görür ve "neden arkadaşına vuruyorsun?" diye sorar. Adam da "seni bizim başımıza kim lider, yargıç olarak atadı, beni de Mısır'lıyı öldürdüğün gibi öldürecek misin?" der. Moşe korkar, "demek ki olan biliniyor...".

Midraş bize Moşe'nin "aranızda laşon hara - kötü konuşma - kötü dil" var, nasıl kurtulmaya değeceksiniz?" dediğini söylüyor. 

Buradan Moşe'nin sadece laşon haranın dahi Mısır esaretinden kurtulmayı engellemeye yeteceğini düşündüğünü görüyoruz.

Bilgelerimiz Laşon Hara'yı en büyük günahlar ile, Ha"Şem'i inkar etmekten tutun, en büyük 3 günah olan put perestlik, öldürmek ve zina ile eş görürler.

Ancak Mısır'dan çıkanlar arasında put perestlikten vaz geçmemiş olanların da bulunduğunu biliyoruz. Bu da Mısır esaretinden kurtuluşu engellememişti. Öyleyse bu Laşon Hara ne kadar muazzam bir günah ki, tek başını kurtuluşu engelleyebiliyor? Bunu anlamamız lazım.

Savaş olgusuna baktığımız zaman da buna benzer bir durum ile karşılaşıyoruz. Yeruşalayim Talmud'u bize Kral David zamanında herkesin Tzadık (dürüst) olduğunu ancak aralarında ispiyoncular olduğu için savaşa çıktıklarında cephede kaybettiklerini söylüyor. Ahav'ın zamanında ise neslin çoğu put perestti ancak aralarında ispiyoncular olmadığı için savaşa çıktıklarında zaferle geri geldiklerini anlatıyor. Burdan da savaş durumunda birlik ve beraberliğin zafer getirdiğini görüyoruz. Kurtuluş sürecinde laşon haranın neden engel olduğunu anlamamız lazım. 

Raşi "demek ki olan biliniyor" kelimelerini diğer bir Midraş'tan açıklıyor: Moşe'nin şimdi neden sürgünde olduklarını anlıyorum dediği. Yani laşon hara sadece kurtuluşu engellemediği gibi sürgünün de asıl nedeni. 

Datan ve Aviram'ın Moşe'ye dediklerinde sadece laşon hara yoktu, daha da kötüsü onu Paro'ya ispiyonlayacakları tehditi de vardı, ki öyle de yaptılar. Böyle bir durumda ispiyonlamak sade laşon haradan daha da kötü bir şey. Ancak Midraş'tan ve Moşe'den anlaşıldığı gibi Moşe bu ispiyonlamadan o kadar rahatsız değildi, o daha çok laşon haranın verdiği zararlardan endişeliydi. Nerden laşon hara daha kötüydü?

Mısır esaretinden kurtuluşumuz ile bir millet olduk, aynen Ha"Şem'in dediği gibi "başka bir milletin içinden kendisine bir millet çıkardı". Bir milleti en iyi tanımlayan özellik birlikteliğidir, ki bizim için bu aşağıda açıklayacağım şekli ile daha da bariz bir durum. 

Ramba"m (Maymonides) bizi Mısır esareti öncesinden beri bir millet olarak tanımlamakta ve bunu da bir milleti millet yapan özellikler olan ortak idealler ve amaçlar çerçevesinde görmekte. Burada yatan problem, bu idealler değiştiğinde ve amaçlar geçersiz olduğu zaman o toplum kimliğini bir millet olarak kaybeder. Avraham, Yitzhak ve Yaakov'un çocukları olarak ortak amacımız tüm insanlığa Tanrı kavramını öğretmek, Tanrı'yı tanıyan ve tanıtan bir toplum olmaktı. Ancak Ramba"m Mısır'da toplumun büyük bir bölümünün Mısır kültüründen etkilendiğini ve o kültürü benimsediğini söylüyor. Ancak Ha"Şem Avraham'a olan sevgisi ve ona vermiş olduğu sözünden dolayı bizi kendisi için bir millet - bir NAHALA - olarak seçti. 

Ramba"m'ın bu son sözlerinden kurtuluş öncesi ve sonrası arasındaki ne şekil bir millet olma farkımız ortaya çıkıyor. Mısır'da bir ideal altında birlik içindeydik ancak tüm insanı ideallerden çok daha yüce bir ideal yüzünden Ha"Şem bizi kendisine bir millet olarak seçtiği için kurtulduk. O'nun "Nahala"sı olduğumuz için kurtarıldık. Nedir bu "Nahala"?

Nahala Mısır esareti sonrasında Yahudi ulusuna yerleşip, yeşermeleri icin verilen topraklardır. Kanunen bir aileye verilen toprak o ailenin sahipliğinde sonsuza kadar kalacaktı. Ha"Şem de bizi kendisi için "Nahala" olarak seçtiğinde biz de O'nun sahipliğinde, O'nun milleti olarak sonsuza kadar kalacağız. Bu birleştirici faktör, Ha"Şem'den kaynaklandığı için hiç bir zaman değiştirilemez. 

Ha"Şem seçtiği zaman her zaman gerçek seçimdir ve bizi de kendine millet olarak O seçti. Bu da tümümüzü kapsar, en doğru olandan en az olana kadar. İşte bu yüzden de put perestler dahil olmak üzere hepimiz Misir'dan çıktık, çünkü onlar da Ha"Şem'in seçtiği milletin bir parçası idiler. Tek gerekli nokta birlik içinde olmamız idi. Çünkü birlik içinde olmasaydık o zaman bir millte değildik ve Ha"Şem'in seçebileceği bir toplum, bir millet olamayacaktık. Yani bu esaretten kurtuluşu engelleyecek tek durum uyuşmazlık, ayrılık olacaktı. 

Laşon Hara'nın bir çok olumsuz yönü var. 
İlki verdiği zarar. Bilgelerimiz bize "laşon hara üç kişiyi öldürür, hakkında konuşulan, konuşan ve duyan" demekteler. 

İkincisi, hakkında konuşulan kişinin kötü yönlerini ortaya çıkartması. Bu konuşulana kadar gizliydi.

Bu iki yön zarar verici ve yaralayıcı ama diğer tüm günahlar bunlar da toplumun birleşmişliğini o kadar etkilemezler. 

Ancak üçüncü yön ise laşon haranın kendisi. Konuşan kişi hakkında konuştuğuna zarar vermek amacında olmasa dahi, veya özellikle onun olumsuz yönlerini ortaya çıkartma amacında olmasa dahi, nefret yüzünden konuşuyor olmasa dahi sadece bir kişinin diğer bir kişi hakkında kötü konuşması o ortamda birlikteliğin olmadığına bir işarettir. Ve daha evvel de dediğimiz gibi birlikteliğin olmadığı bir ortamda bir millte te olamaz ve Ha"Şem için de seçebileceği bir millet eksiktir, bu da kurtuluşu engelleyecektir. 

Moşe'nin laşon hara üzerine ne kadar rahatsız olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliriz. Kurtuluşu engellemekteydi.
Pesah Seder'i sırasında da neden soruları soran 4 çocuktan birini - "raşa"(kötü) olarak tanımladığımız çocuğu da dahil ettiğimizi daha açık bir şekilde anlamaktayız. Cevap, o çocuksuz biz tam değiliz. O çocuk ta olmadan tam bir millet olamıyoruz. 

Mısır esaretinden kurtulmamıza neden olan birliktelik, günümüzde de bizi bu sürgünden kurtaracaktır.
En kısa zamanda!

Şabat Şalom!




Related Posts with Thumbnails