bs"d
Aaron Eshkenazi kardesime bu duzenli calismasi icin minnettarim :
Büyük şehirlerin hoş olmayan yönlerinden biri de, yanlarından geçen yayalardan para talep eden çok sayıda dilencinin varlığıdır. Bir yerden bir yere metro ile giderken o kadar çok dilenci size yanaşabilir ki, bazen, taksi ile gitmek daha ucuza gelebilir!
Cemaatlerde yapılan bağışları dağıtmakla görevli kişilere yol gösterirken Talmud, aynı zamanda, dilencilere karşı nasıl bir tavır takınılması gerektiği hakkında da yol gösterir: ''Biri, 'Bana giysi ver' dediğinde, (adamın dolandırıcı olma olasılığını göz önüne alarak), adamın doğru söyleyip söylemediği araştırılmalıdır. Ancak 'Açım' dediğinde araştırma yapılmamalı, (araştırma sırasında açlıktan ölmesi olasılığını göz önüne alarak), adam anında doyurulmalıdır.
Hayırsever bir hanım, ''Açım'' diyen dilencilere neden her zaman cömertçe bağışta bulunduğunu şöyle açıklamaktadır: Kendi acıktığında açlık sancılarının ne kadar dayanılmaz olduğunu bildiğinden, yiyecek ihtiyacı olduğunu iddia eden birinin yakarışlarına kulaklarını tıkayamaz.
Peki, dilencinin doğruyu söyleyip söylemediğini tespit etmek mümkün değilse ne yapmak gerekir?
Belki de numara yapıyordur ve verdiğiniz para ile uyuşturucu veya içki alacaktır.
Bizden para talep edenin doğruyu söyleyip söylemediğini tespit etmemiz çoğunlukla mümkün değildir. Bu konuda Sanz'lı Rebbe'nin sözleri bize yol göstereci olabilir:
''Hayırseverliğin değeri o kadar yücedir ki, sadece bir tanesinin bile gerçekten ihtiyacı olsa bile, yüz dilenciye para vermeyi yeğlerim. Ancak bazı insanlar da vardır ki, aralarında bir tane dolandırıcı olması olasılığını göz önüne alarak, yüz dilenciye para vermekten sakınırlar.''