shomer shabat

Perşembe, Temmuz 16, 2009

HER GUN 1 ALAHA -- 16 TEMMUZ 2009

bs"d

Tadar mısnız?

Talmud Yeruşalmi'ye göre Yargı Günü herkese “Benim dünyamın tadına vardın mı?” diye sorulacak.

Dünyanın tadına gerektiği gibi varmak bir mitsva’dır çünkü Tanrı’nın büyüklüğünü bu şekilde algılarız. Rambam’a göre Tanrı sevgisine ulaşmanın yolu, O’nun muhteşem yaratıklarını incelemektir (Yesode Atora 2:1-2). İster süper galaksilerin bulunduğu makrokozmos, ister moleküler yapıların görülebildiği mikrokozmos ya da bir ağaç yaprağının karmaşık tasarımı olsun, dünyanın eşsiz harikaları, Tanrı’nın muazzam bilgelik ve görkemini gösterir. Kısırlık hakkında çalışmalarda bulunan bir doktor bir keresinde şöyle demişti: “Döllenmiş minicik bir yumurtaya mikroskop ile baktım. O andan itibaren anladım ki o tek hücre, her türlü kimyasal madde fabrikasını mahçup edecek bir karaciğere ve birbiri ile ilişkili yüz milyar hücresi olan bir beyne sahip bir tam insanı oluşturabilmek için gerekli tüm kimyasal maddeleri alacak. Tanrı’nın sonsuz bilgeliğini ve gücünü, o zaman anladım”.

Şulhan Aruh, yaratılış harikalarını takdir etmek için okunması gereken bir dizi beraha sıralar. Ben bu beraha’ları okuma şansına sahip oldum çünkü Alaska’daki buzulları, karlarla örtülü Alp Dağları’nı, bir aurora borealis gösterisini (kuzey yarıkürede geceleri gökyüzünde görülen renkli ışıklar), Ein Gedi vahasını, nefes kesen Büyük Kanyon’u, Amazon’un tropik ormanlarını, kudretli Niyagara Şelalesi’ni, California’daki dev kızılağaçları, Galile’de güneşin doğuşunu ve batışını, Güney Afrika ormanlarındaki kuşları ve hayvanları gördüm.

Hahamlarımız dua etmek ve Tora çalışmak için Tanrı’nın görkemini takdir etmenin şart olduğunu son derece açık bir şekilde belirtmiştir; Rambam, bu bilince, doğa mucizesi hakkında düşünerek ulaşılabileceğini söyler. Aynı görüş, Kral David’in Tora’yı övdüğü Mizmorlar’da (19:8-9) da yer alır: “Gökler Tanrı’nın görkemini anlatır ve uzantıları, Onun Elişini gösterir” (19:2). Ayrıca 104:1’de “Ey ruhum, Tanrı’yı kutsa! Aşem, Tanrım, Sen çok büyüksün!” der; ardından doğayı öyle büyüleyici bir şekilde bir tasvir eder ki, bazıları “sadece Mizmor 104’ü özgün halinde okuyup tadına varmak için, insanın İbranice öğrenmesine değer” der. Her gün okuduğumuz ve Tanrı’nın egemenliğini kabul ettiğimiz Şema duasının öncesinde de, gök cisimlerinin görkemini öven paragraflar vardır.

Düzenli bir şekilde dua eden pek çok insan, dualarında şevk, mitsva’larında da hevesin eksik olduğunu kabul eder. Hayatta kalmamız için gerekli tüm besleyici maddelerin, bize lezzetsiz bir gıda halinde verildiğini düşünün. Yaşamımızı sürdürebiliriz ama yeme sürecinin tadı tuzu olmayacaktır. Dua, mitsvot ve Tora öğrenimi, ruhumuzun gıdalarıdır ama bazen biz onları “tatsız” bir şekilde gerçekleştiririz. Kral David haklıydı; harika eserleri sayesinde Tanrı’nın görkemini takdir etmek, dua ve Tora öğrenimi için vazgeçilmez bir koşuldur.

Tanrı’nın yarattıklarının ihtişamını takdir etmek için dünya gezgini, astronom ya da sürekli mikroskopla bakan bir kişi olmak zorunda değiliz. Meyve için “Bore peri aets” beraha’sını okuyan kişi, minicik bir tohumun toprak içinde atomlarına bölündüğünü ve uzun yıllar boyunca bol meyve verecek bir ağaca dönüştüğünü düşünürse, Tanrı’nın görkeminin bilincine varacaktır.

Şöyle bir an durup da, Tanrı’nın dünyasının ne kadar görkemli olduğunu düşünmeye zaman ayırmayan birini, müze gezerken sanat eserlerine baktığında “ben sadece renkler görüyorum” diyen kişiye benzetirim. Müzedeki rehber gelir, adamın camları kirli gözlüklerini alır ve siler. Temiz gözlük camlarının arkasından bakan adam, nihayet tabloların güzelliğini görür.

Tanrı’nın görkemi hakkında gerektiği gibi düşünmeye zaman ayırır ve çaba harcarsak, dualarımız, Tora öğrenimimiz ve mitsva’ları uygulama şeklimiz, bizi ruhani açıdan yüceltecektir.

- Hergün 1 Alaha grubu adına; Rabbi Avraam Twersky...

Aaron Ashkenazi
Related Posts with Thumbnails