Eli Kohen hakkindaki bu ufak hikayeyi ölüm yıldönümü olan önümüzdeki Cuma günü yazmayı düşünüyordum ama vaktim olmayabilir diyerek elime geçen ilk fırsatta ileteyim dedim:
Hikaye Pesah bayramı sırasında Yated Neeman gazetesinde yayınlandı. Anlatan kişi Suriye'den İsrael'e göç etmiş Suriye asıllı bir bayan.
"Babam Şam'da Al'Hamidiya adlı pazar yerinde esnaftı. Mücevher işleme aletleri satardık. 1962 senesi Pesah'ının hol ha'moed günlerinden birinde dükkanımıza Eli Kohen geldi. Tabii o zamanlar Kemal Amin Tahabet diye biliniyordu. Bu Suriye'deki ilk senesiydi. O zamanlar küçük bir kızdım ve Eli Kohen'in babama yaklaştığını ve "Yosef bey çok açım acaba yiyecek bir şeyin var mı?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Babam "Kemal bey, biz Yahudiler için Pesah bayramı şimdi, o yüzden elimizde ekmek veya pide yok, sadece Matza var" diye cevap verir. Bu önemli müşteri bu kelimeyi ilk defa duyduğunu belirtir bir şekilde "Matza mı? Nedir, hiç duymadım. Ver bir parça bakayım neymiş. Yeterki açlığımı bastırsın." der. Ve Eli Kohen'in eline aldığı Matza ile bir köşeye gittiğini kendi kendine sessizce bir kaç kelime söyleyip Matza'yı yediğini hatırlıyorum."
Benim de Kal'da yanımda oturan 70'lerinde bir dostum var. Moşe Sa'ade. Kendisi Şam'da bir manifaturacı dükkanında çalışırken Eli Kohen onlardan defalarca alış veriş yapmış. Yakalandığında evinde o dükkanın faturaları bulununca mağaza sahibi ve tüm çalışanlar iki ay hapiste soruşturmaya tabii tutulmuşlar.
Artık naaşını İsrael'e getirmek mümkün olmalı. Son olarak aralarında eşimin amcasının da olduğu bir heyet ABD'den Esad ile görüşmek üzere gittiklerinde bu ricaları red edilmişti. (2006)
Eretz Israel topraklarına getirilip ebedi istirahatine erişmesi ümidi ile Yiyhe zihro Baruh...