shomer shabat

Perşembe, Mayıs 21, 2009

HER GUN 1 ALAHA -- 21 MAYIS 2009

bs"d

Yakşan Bayramımız Şavuot ve Tora Öğrenimi

Anglo-Yahudi mizahçı Hayim Bermant, Şavuot’un, en sevdiği bayram olduğunu söyler. Neden? Çünkü, Pesah’ta istediğiniz her şeyi yiyemezsiniz. Sukot’ta istediğiniz her yerde yiyemezsiniz (sadece Suka’da yemek yenilebilir). Roş-Aşana’da istediğiniz zaman yiyemezsiniz. Yom Kipur’da ise hiç bir şey yiyemezsiniz! Oysa Şavuot için böyle bir kısıtlama yoktur.

Şaka bir yana, her bayramdan farklı olarak, Şavuot için özel uygulamaların ön görülmemiş olması oldukça ilgi çekicidir. Şavuot’la ilgili göze çarpan tek uygulama, Bet-Amikdaş zamanında “Bikurim – İlk Meyveler”in tapınağa getirilmesidir. Ancak bu, bayramın, tarımla ilgili olan bölümüyle alakalıdır. Oysa, Mısır’dan Çıkış’ın anısına matsa ve acı otlar yediğimiz Pesah’tan ve çöldeki yolculuk sırasında kaldığımız çardakların anısına Suka’da oturduğumuz Sukot’tan farklı olarak, Şavuot’un tarihi yönüyle, “Zeman Matan Toratenu – Tora’mızın Veriliş Zamanı” olmasıyla bağlantılı olarak herhangi bir özel uygulama mevcut değildir.

Belki de, bayramın tarihi yönüyle ilgili olan uygulama, böylesine bir “hatırlatıcı” mitsvanın var olmamasıdır. Bu bakış açısını daha iyi anlayabilmek için, mitsvalarla ilgili eğitim ve uygulama konularına biraz daha yakından bakmaya çalışacağız.

Görünüşte, Tora öğrenimi sadece amaca giden bir yoldur. Eğitim, mitsvaların gerektiği gibi yerine getirilebilmesi için gerekli bilgiyi sağlar. İlk bakışta, bu tipteki bir yaklaşımın Hahamlarımızın sözlerinden doğduğu fikri ortaya çıkabilir. Talmud’da (Kiduşin 40) şu soru sorulur: “Hangisi daha önemlidir? Tora öğrenimi mi, yoksa Tora uygulaması mı? (Cevap :) “Gadol Talmud Şemevi Lide Maase – Eğitim daha önemlidir, çünkü uygulamayı beraberinde getirir.”

Ancak Rambam bu konuda daha farklı bir bakış açısı sunmaktadır. “Talmud Tora – Tora Öğrenimi” ile ilgili kurallardan bahsettiği bölümün başında, Rambam şöyle demektedir: ‘Eğitim uygulamadan önce gelir; çünkü, eğitim uygulamayı getirir fakat uygulama eğitimi getirmez.’ Başka bir deyişle, Tora eğitimi başlı başına bir amaç olmasaydı, uygulamanın eğitime yol açmaması o kadar önemli olmazdı. Bu sebeple, Rambam’a göre, eğitim ve uygulama konusunda birinciyi üstün kılan, ikinciyi beraberinde getirebilmesidir.

Rav Yitshak Hutner, eseri Pahad Yitshak’ın, Şavuot’la ilgili bölümlerinde, eğitim ve uygulama arasında daha da asimetrik bir bağlantıdan bahsetmektedir. Rav Hutner, Tora eğitiminin, mitsvaların yerine getirilişini, eğitimin bir parçası haline getirdiğini ve “aktif eğitim”i sağladığını açıklar. Bu şekilde eğitim, uygulamaya yönelik hale gelir. Bu bakış açısıyla, Talmud’dan yaptığımız yukarıdaki alıntıyı şu şekilde anlayabiliriz: “Uygulamayı beraberinde getiren eğitim daha önemlidir.”

Talmud, bu cümlenin devamında, eğitimin bağımsız ve kendisine ait bir özel öneme sahip olduğu fikrini savunur. Tora, içindeki emirlerin birçoğunun uygulanabileceği zamanın çok öncesinde verilmiştir. Örneğin, Erets-Yisrael’e özgü kurallar, çölde iken verilmişti; fakat elbette o zamanda uygulanabilirliği yoktu. Zira bu kurallar sadece Erets-Yisrael üzerinde uygulanabilirdi. Bu durum, Tanrı’nın bize Tora’yı, sadece mitsvaları nasıl yerine getireceğimizi tarif etmek için bir rehber olarak vermediğini, bunun yanında, onu iyice öğrenmemiz ve üzerinde düşünmemiz için verdiğini göstermektedir. Benzer bir şekilde, Gimara’nın değişik yerlerinde birçok kez karşımıza çıkan “Tora Umitsvot – Tora ve Mitsvalar” ifadesi de, Tora eğitiminin ve Tora uygulamasının Tanrı’ya yönelik hizmette iki farklı yön olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde, “Deroş Vekabel Sehar – (Tora’nın sözlerinin anlamını) araştır ve (manevi) kazanç edin” deyişi de, eğitimin kendine özel bir değeri olduğunu belirtmektedir.

Tora eğitiminin bu, uygulamadan bağımsız özelliği; Tora’nın, Sinay Dağı’nda doruğa ulaşan kollektif tecrübe sırasında ve milletin tüm bireylerinin Tanrı’ya bizzat şahit olduğu, dünya üzerinde bir benzerinin gerçekleşmediği bir ortamda söylenmiş “Tanrı’nın sözleri” olmasından kaynaklanır. Bu olağanüstü tecrübenin temeli elbette ki, Tanrı’ya inancın ve tapınmanın gerekliliğini, Şabat kurallarına uyulmasının önemini vs. öğreten “bir bilgi bankası”nın alınması değildi. Zira bu bilgiler, Tora’nın alınışından önce bile Bene-Yisrael tarafından bilinmekteydi. Sinay Dağı’ndaki tecrübeyi olağanüstü kılan özellik, tüm bir milletin Tanrı’nın varlığına, emirlerin verilişi yoluyla şahit olmasıdır. Böylesine bir tecrübe tarihin başka hiçbir döneminde, başka hiçbir millet tarafından yaşanmamıştır. Tanrı Sinay’da Bene-Yisrael’e kendisini göstermiştir.

Tora öğrendiğimiz zaman, Sinay Dağı’ndaki tecrübeyi tekrar yaşamış oluruz. Tora öğrenerek, sadece mitsvaların ne tür detaylara sahip olduklarını öğrenmez, aynı zamanda bunların Tanrı tarafından bize söylenişini tekrar yaşarız. Rav David Rosen, şu sözleri söylemiştir: “Dua ettiğim zaman Tanrı ile konuşurum. Tora öğrendiğim zaman ise, Tanrı benimle konuşur.”

Rabi Josh Berman’a göre, Tanah’ın hiçbir yerinde Şavuot bayramının, Tora’nın veriliş günü olarak sunulmamış olmasının sebebi de budur. Her ne kadar Tora’nın verilişi ile Şavuot, yılın aynı dönemine rastlarsa da, Tora, bu olayın Şavuot’ta gerçekleştiğini hiçbir yerde söylememiştir. Çünkü eğer böyle olsaydı, Şavuot bayramı, sadece Tora’nın verilişinin anısına düzenlenmiş olan, tarihi köklere dayalı bir bayram olacaktı. Oysa Tora öğrenimi sayesinde bu, senede bir kez kutlanan bir olaydan çok farklı bir hal alır. Zira Tora öğrenimi, Sinay’daki tecrübenin tekrar yaşanması demektir ve her an bu tecrübe yenilenebilir.

Aaron Ashkenazi
Related Posts with Thumbnails